Yeryüzünde barışı ve adaleti sağlamakla görevli olarak kurulduğu ileri sürülen Birleşmiş Milletler örgütünün sıkça tekrarlanan barış, adalet gibi kavramların yeryüzünde hâkim olmasını sağlamak şöyle dursun, yaşanan olaylarda akan kanın durdurulması bir yana daha fazla akmasına hizmet ettiği görülürken ister istemez Birleşmiş Milletler’in yapısında bir reform yapılması dile getiriliyor. Reformdan neyin kastedildiği açıklanmıyor olsa da mevcut durumda 5 ülkenin imtiyazlı üye haline getirilmiş olmasına özellikle ülkemizden yapılan itirazlarda, “Dünya beşten büyüktür” ifadesi ile itirazlar dile getiriliyor. Kısacası Birleşmiş Milletler örgütünün artık barışa hizmet etmeyeceğini, edemeyeceğini, ana görevinin 5 imtiyazlı üye ülkenin çıkarlarını korumak olduğu hususunda görüş birliği oluşmuş durumda.
Bir uluslararası örgütün içinde 5 üyenin imtiyazlı olmasıyla ister istemez o örgüte yüklenen sıfatların anlamı kalmıyor. Konuya son İsrail-Filistin çatışması açısından baktığımızda bile net olarak görülen husus, bırakın BM’nin katliamı engellemesini, sadece seyrediyor, olayla ilgili bir karar almış değil. Kısacası Gazze halkının topyekûn cezalandırılması karşısında hiçbir yaptırımı gündeme getiremeyen BM’nin insanlığa ümit olmasını, küresel barış ve istikrarı sağlamasını beklemek elbette mümkün değildir. Bırakın çatışmaları önlemesini, Gazze’de hastaneler paydos etme durumuna gelmiş iken ciddi olarak bir yardım hareketi bile başlatılmış değil. Türkiye tek başına Gazze’ye yardım yetiştirmeye çalışırken, BM olarak devreye girerek gönderilen yardımların kapıda beklemeden ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağlayacak bir hareket bile ortaya koyamıyor. Kısacası, BM bu yapısı ve tavrı ile krizi derinleştiriyor, her gün İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı artıyor. Sanki BM bırakın barışı sağlamayı, her gün daha fazla Filistinli öldürülmesine zemin hazırlıyor.
Bu arada ABD, bölgeye asker ve silah yığıyor. Medyaya yansıyan haberlerde ABD bölgemizde yükselen tansiyonu düşürmek bir yana bölgeye askeri yığınak yapmayı sürdürüyor. Böyle olunca ABD’nin BM’nin Güvenlik Konseyi’ndeki 5 daimi üyesinden birisi olması da BM’nin yapısına itirazların haklılığı da bir kez daha ortaya çıkıyor. Çünkü ABD bölgede barışı sağlamak için harekete geçmesi gerekirken bir yandan kendi adına ilk fırsatta bölgemizde yeni yerler işgal edip yeni üsler kurmanın peşinde giderken nasıl olacak da BM barışı sağlayabilecek. Bu arada BM’den çok Türkiye’nin süratle devreye girmesini isteyenlerin de BM’den ümitlerini kestiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Hâlbuki söz konusu çatışmaların devamı katliamı daha da dayanılmaz hale getiriyor. Ve bölgede çatışmaları engellenmek sanıyorum Türkiye’den önce BM’nin görevi olmalıdır. Bunu söylerken elbette bize ne Filistin-İsrail çatışmasından diyor değilim. Çünkü her ferdimizin televizyonların karşısında olayları izlerken yüreğinin kan ağladığını biliyorum. Bu arada Avrupa Birliği de dâhil Batı’nın katliamı seyretmeyi zevkle(!) sürdürdüğü de ayrı bir ikiyüzlülüğünü gündeme getiriyor. Çünkü demokrasi, insan hakları gibi kavramları her fırsatta dile getirenlerin akan Filistinli kanı karşısında dili tutulmuşçasına seyre devam etmeleri artık özellikle İslam dünyasının Batı’dan alabileceği hiçbir şey olmadığını, kendimize, kendi medeniyetimize sahip çıkmamız gerektiğinin farkına varmamız yeni bir dünyanın kurulmasına zemin hazırlayabilir. Bu yapılmadan çatışmalar karşısında sadece konuşarak yeryüzünde mazlumların korunmasının mümkün olmayacağının farkına varmamız gerekiyor.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.