“Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları (idareci) dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur (idarecisidir.)
Sizden kim onları (idareci) dost edinirse muhakkak o, onlardandır. Allah zalim toplumlara yol göstermez.”
Ayet gayet açıktır. Yahudileri ve Hıristiyanları dost ve yönetici edinmeyeceğiz. Binlerce yıllık tarih bunlara güvenin olmadığını gösterdi.
Peygamberlerini öldüren insanları mı başımıza bela edeceğiz.
“Efendim bugünkü Yahudiler ve Hıristiyanlar farklı” diyenlere cevabımız:
Kalplerinde hastalık bulunanların "Bize bir belâ gelmesinden korkarız" diyerek onların (Yahudi ve Hıristiyanların) arasında koşuşturduklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih veya kendi katından bir emir getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.”
(Maide Süresi, Ayet 5/52)
Kendisi semirmek için dünyayı sömürürken, kendisine direnenlere önce, “Terörist” diyen ve teröre karşı topyekün savaş başlatan Amerika, İsrail devletinin yaptığı teröre destek veriyor ve daha fazlasını yapması için para ve silah yardımı yapıyor.
Amerikalıların “Allah’ın oğlu” olarak kabul ettiği Hz. İsa’yı öldürmeye teşebbüs eden Yahudileri desteklemelerinin bir tek sebebi var, o da Siyonistlerin her kurşun sıkışında Müslüman öldürmeleridir.
Onlar birbirlerinin dostudurlar.
Ayetteki, “Dost” kelimesi, insani ilişkilerimizde görüşüp konuştuğumuz ve gelip gittiğimiz dostluk değildir.
Yahudi veya Hıristiyan biriyle arkadaş olursunuz. Alış-veriş yaparsınız, ikramda bulunur, ikramını kabul edersiniz, ama yönetiminizi onlara teslim edemezsiniz.
Bizi yönetenin bizim gibi iman etmesi gerektiğini Rabbimiz şöyle haber verir:
“Kim Allah'ı, Rasülünü ve iman edenleri dost ve yönetici edinirse, şüphesiz Allah’ın tarafını tutanlar, galip gelenlerin ta kendileridir. (Maide Süresi, Ayet 5/56) “Allah’a, Rasülüne itaat ediniz, sizden olan emire de itaat ediniz” buyurur. (Nisa Süresi, Ayet 4/59)
Tarih bize göstermiştir ki, her şeyde ve her zaman Allah’ın dediği olmuştur.
Öyle ise Müslümanlar, eninde sonunda galip geleceklerdir.
Peygamber Efendimizi seven, sayan ve mal varlığını ölünce Peygamberimizin vakıf yapmasını vasıyyet eden Muhayrık için, “Yahudilerin en hayırlısı Muhayrıktır” buyurmuş. (Ahkam-ül-Evkaf, Hassaf 4)
Onları arkadaş edinmeyin anlamında değil, onları devlet başkanı, vali, hakim, komutan, devlet sırlarına ulaşacak yerlerde kullanmayın anlamındadır.
Kim onları bu makamlara getirirse onlardan sayılır. Efendimiz; “Kişi sevdiği ile beraberdir” buyurur.
Yahudi veya Hıristiyan silahıyla öldürülen her Müslüman için imanı ve yüreği olan herkes üzülür ama bazıları Amerika’nın şerrinden korktuğu için İsrail ve Amerika’yı üzmeyecek kelimeler seçerek konuşmuş olmak için konuşurlar.
Rabbimiz bu tür Müslümanların haleti ruhiyelerini şöyle açıklar. “Kalplerinde hastalık bulunanların, “Bize bir belâ gelmesinden korkarız” diyerek, onların (Yahudi ve Hıristiyanların) arasında koşuşturduklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih veya kendi katından bir emir getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.” (Maide Süresi, Ayet 5/52)
Ayet, sanki bugün inmiş gibi taptaze.
“Başımıza bir bela gelmesin” korkusu hayat boyu bizi zilletten kurtarmaz.
Bu insanlardan bize yarar olmayacağını, bu iman bizde oldukça düşmanlıklarının devam edeceğini Rabbimiz haber verir.
“Ey ehli kitap, sizin bizi cezalandırmanız, “Biz Allah’a iman ettik, bize indirilene, daha önce indirilene de iman ettik, sizin çoğunluğunuz yoldan çıkmıştır” dememizdendir.” (Maide 59)
Hem Kur’an’a, hem İncil’e hem Tevrat’a ve diğer kitaplara iman etmemiz, bunlara iman etmeyenleri sapık olarak nitelememiz, onların düşmanlığını üzerimize çekmektedir.
Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de daha çok halkını uyaran din alimlerini öldürmeleri de bu söylediklerimin şahididir.
“Ilımlı İslâm” veya “Radikal İslâm” diye bir şey olamaz ama Müslümanlarımız, tarih içinde bin bir çeşit isimle anılmışlar. Biz de bunlardan her hangi birine kapılabiliriz.
Kurtuluş yolu, Kur’an ve sahih sünnetten ayrılmamaktır.
“Şüphesiz ehli kitap ve müşriklerden olan kâfirler, cehennem ateşinin içindedirler ve ebedî olarak orada kalıcıdırlar. İşte onlar yaratılanların en şerlisi/kötüsüdürler” buyurur. (Beyyine Süresi, Ayet 98/6)
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.