Reklamı Kapat

Ten ve Can Gıdası Birlikte Olmalıdır

Tenin gıdası verilirken canın gıdası ihmal edilirse, kaba-saba, yontulmamış, işlenmemiş, incelmemiş bir maganda, Netanyahu veya Biden ortaya çıkar.

Ten gıdasının yanında, teni ve canı yaratan Allah celle celalühün yol gösteren ayetleri, peygamberinin örnekliğiyle nakış nakış tene ve cana işlenirse, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali… (Allah hepsinden razı olsun) gibi yiğitler çıkar ve silaha ağırlık veren, Pers İmparatorluğu ile Bizans İmparatorluğu’nun kölelik ve zulmüne son verebilir.

Onun içindir ki Sevgili Peygamberimiz’e Mekke döneminde inen ayetlerin çoğunluğu, Müslüman olanların gönül dünyalarının zenginleşmesi, kula kulluktan nefret edip Allah’a kul olma zevkinin, bu dünyada tadılabilecek bütün zevklerin önüne geçmesini sağlamak olmuştur.

Mekkeli müşriklerin işkencesi altında, peygamberine kötü söz söylemesi halinde bırakacaklarını söyleyen zalimlere karşı “Saçım kadar başım olsa, her birini ayrı ayrı kesseniz, assanız, yaksanız ben yine de o sözleri ona söylemem” diyecek hale gelenlerle bu yeryüzünde başa çıkacak biri olmaz, bulunmaz.

Sevgili Peygamberimiz’in elçiliğini yapan Abdullah b. Huzafetü's-Sehmi, bir gün Rumlara esir olur. Orada büyük işkenceler yapılır. Hatta devlet başkanı demiş ki: "Dininden dön, Hıristiyan ol, kızımı da sana vereyim, mülküme de ortak edeyim."

Yani bu ülkeyi sen yönet diyor.

Abdullah diyor ki; “Eğer Rum diya­rının tamamını versen, gücün yetse de Arap diyarının tamamını versen ve bana da bir göz açıp kapayıncaya kadar kâfirliği teklif etsen ben buna razı olmam.”

İşte ihlas bu.

Büyük kazanlar getirip ateşin üzerine koyuyorlar, içine su koy­muyorlar.

Abdullah'ın arkadaşlarından birini canlı olarak kazanın içine koyuyorlar, bir anda etleri ile kemikleri birbirinden ayrılıveriyor.

Ondan sonra Abdullah'ı alıyorlar, kazanın içerisine iple sarkıtıyorlar. Abdullah, ağlıyormuş; Kral, "herhalde Hıristiyan olacak" diyerek durduruyor.

“Niçin ağladın?” diyor.

Abdullah diyor ki; “Bir tek canım var. O bir can da birkaç dakika içe­risinde yok olup gidecek. Benim üzüldüğüm şu. Keşke benim saçım adedince başım olsaydı da, Allah yolunda o başların hepsini ben verseydim. Saçımın adedince başımın olmadığına ben üzülüyorum" diyor.

Hıristiyan kral, onu hapse attırıyor. Yemek olarak hiçbir şey vermi­yorlar. Üç gün sonra tam olarak acıktıklarında biraz domuz etinden yi­yecekle şarap gönderiyor.

Abdullah, bunları da yemiyor. Kral, niçin ye­mediğini soruyor. Abdullah diyor ki, “Bunlar bana helal. Çünkü zaruret var. Zaruret anında domuz etini yemek, şarabı içmek helaldir. Ancak sana, kâfir olacağım ümidinin kokusunu dahi vermem. Bunun için yemedim” diyor.

Yiğitliğini gören kral, onu saygıyla karşılıyor ve serbest bırakıyor.

Medine’ye gelince Sevgili Peygamberimizin övgüsüne kavuşuyor. (İbni Hacer el Askalani, el-İsabe, Abdullah maddesi ve diğer tarih kitapları)

Kâfire gavur olacağımız ümidini vermediğimiz gibi ümidin kokusunu dahi vermememiz lazım.

“Efendim beş dakikalığına onların dediğini diyeyim.”

Değil, bir göz açıp kapayıncaya kadar Allah inancından uzak kalmamaya dikkat edeceğiz.

Can derdi olduğunda Kur’an ruhsat veriyor:

“Mü'minler, mü'minlerden başka kâfirleri dost (ve yönetici) edin­me­sinler. Kim bunu yaparsa, ona Allah’tan hiçbir şey yoktur. An­cak onlardan sakın­mak için dost görünmeniz başka. Allah sizi kendi­siyle sakındırır. Ve dönüş Allah'adır.” (Al-i İmran Sûresi, ayet 3/28)

Ama konforumuz kısılmasın diye bir anlığına bile dinden çıkılmaz.

Hiçbir Müslüman, İslam düşmanı ABD kanunlarını koruyacağı hakkında söz veremez, verenin de sözü kâfir yanında da Müslüman yanında da geçerli olmaz.

Peygamberimiz (s.a.v) bir duasında:

 “Allah’ım, rahmetini umuyorum, bir göz açıp kapayıncaya kadar beni bana bırakma. Bütün işlerimi ıslah et. Senden başka yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur” diye dua eder. (Ebu Davud, Sünen, K. Edep, Bab Babü ma yekulu iza esbaha, hadis 4426)

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mahmut Toptaş - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.



Şehir Markaları

Siz de şehir markaları arasındaki yerinizi mutlaka alın...

+90 (212) 697 10 00
Reklam bilgi

Anket Akaryakıt fiyatları Erdoğan'ın imzası ile zamlandı! ÖTV zam kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tüm anketler