Günlerdir bir dizi cinayet gündemimizde. İşlenen söz konusu suçlar genellikle “savaş suçu” ya da “insanlık suçu” olarak nitelendiriliyor. Bu nitelendirmelerin ötesinde İsrail saldırıları sonucu ortaya çıkan görüntüler ben insanım diyen herkesin kanını donduruyor, yüreklerine ateş düşürüyor. Geçen 10 günü aşkın süre içinde öylesine manzaralar yaşandı ki, insanın izlemeye yüreği el vermiyor. Öyle tahmin ediyorum ki, televizyonlarının başında saldırıda hayatını kaybetmiş, çocukların ve bebeklerin cesetleri önünde yapılan basın toplantısı “ben insanım” diyen herkesin de yüreğini burkmuş, gözlerinden yaş gelmesine sebep olmuştur. Ancak böylesine vahşetin ve katliamın gündeme geldiği bir ortamda ABD Başkanı Biden’ın hemen İsrail’e gelmesi burada havaalanında Netanyahu ile mutluluk pozları vermeleri bana göre olayın vahametini bir kat daha artırdı. Çünkü bu görüntü, Netanyahu’nun işlediği cinayetlerde yalnız olmadığını, bir de ortağı bulunduğunu gösterdi.
Bir yandan vicdanını henüz tam olarak yitirmemiş olanların işlenen cinayetleri vahşet, soykırım ve canavarlık gibi sıfatlarla nitelendirenlere karşı sanki meydan okurcasına Biden ve Netanyahu’nun sanki bayram yapıyormuş görüntüsü sergilemeleri sanki tüm dünyaya bir meydan okumayı andırıyordu. Çünkü katilin suç ortağı Biden, İsrail’e iner inmez öylesine açıklamalar yapıyordu ki, bu açıklamalar İsrail’in işlediği cinayetlere destek veriyor, cinayetleri işleyenlerin İsrail olmadığını tüm dünyanın gözünün içine baka baka ifade ediyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse böylesine yüreği kararmış açıklamalar yapan Biden’ın buna ilaveten bir de adeta Netanyahu’ya, “Öldürmeye devam edin, sizi destekliyoruz” anlamına gelen bir davranış ve üslup sergilemesi ister istemez dünya bu katillere teslim olmuş ise yeryüzünde işlenen cinayetlerin devam edeceğini, bunun yanında katillerin kesinlikle bir sorumluluk ve tereddüt duymadan iş birliği halinde cinayetlerine devam edeceklerini gösteriyor. Tüm bunların yanında işin bir başka boyutu da, İsrail-Filistin savaşının kesin olarak gösterdiği gerçek ise adına ister “savaş suçu”, ister “insanlık suçu” denilsin bir suçun olduğu kesin iken bu suçu işleyenlere karşı bir cezanın gündeme gelmeyişi, çünkü bunları yargılayacakların önüne suçluları çıkaracak bir mekanizmanın harekete geçmeyişi, geçemeyişi olayların vahametini daha da artırıyor.
Hastane bombalanması sonucu 500 Filistinlinin hayatını kaybetmesinin ardından adeta gövde gösterisine soyunulmuş olması, bir diğer ifadeyle işledikleri cinayetlere gelen tepkileri umursamayan bir tavır sergilemeleri, canilerin laftan anlamalarının mümkün olmadığını bir kez daha göstermiş oldu. Çünkü tek başına hastanenin bombalanması bile insanlığın öldüğü noktasına geldiğini göstermeye yeter. Çünkü gelinen noktada sadece İslam dünyasının değil, insanlığını yitirmemiş olan tüm çevrelerin söz konusu terör devletinin yok edilmesi için harekete geçmeleri gerekiyor. Çünkü görünen o ki, yaşananlar tam bir vahşettir. Yoksa bebeklerin katledilmiş olmasının başka bir izahı olabilir mi?
Çünkü, “Gazze’de işlenen cinayetler karşısında vahşetin durdurulmasını istemek tek başına yeterli değil. Vahşetin sözle durdurulmasının mümkün olmadığı, terör devletinin yaptıklarından net bir şekilde görülüyor. Ancak vahşetin sözle durdurulması söz konusu olmayacağına göre bu vahşetten yüreği sızlayan kişi ve devletlerin ortak harekete geçmeleri, ilk adım olarak İslam ülkelerinin İsrail ile ilişkilerini kesmeleri gerekiyor. Kesin kararlar hayata geçirilmeden, yani suçlu işlediği suçun karşılığı cezasını görmediği sürece suçlunun kendi kendine sorgulaması söz konusu olamaz. Bu tavır sadece İsrail’e karşı değil, ABD’ye karşı da harekete geçmek durumunda. Çünkü ısrarlı bir şekilde ABD, İsrail’e silah ve mühimmat yığmayı sürdürüyor. Yani ortada bir tek İsrail yok, açıktan ya da gizli olarak destek verenler birlikte suçlular. Suçun olduğu yerde ceza yoksa suçlular azgınlıklarını sürdüreceklerdir.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.