Nazisyon

Yazının başlığına takınılacağını biliyorum. Bir bulmaca değildir bu. Nazizm ve Siyonizm’in birleştirilmiş hâlidir.

Nazi faşizminin belli dönemlerde insanlığa kan kusturduğu bilinir. Bu bir ideolojidir. Irk ideolojisi. Belli ırkların kendilerini üstün görmeleridir. Avrupalıların ırk üstünlük tutkusu Fransa ile başlıyor. Almanya bunu daha çok geliştiriyor ve genelleştiriyor. Yahudiler ise tarih boyunca Kabala felsefesi gereği üstün ırk olma tutkuları geçmişlerinden beri süregeliyor.

Müslümanların genelinde bu anlamda tek bir kavram vardır: İslâm milleti. İslâm düşüncesinde ırkların üstünlüğünden söz edilemez. Sevgili Efendimiz ile başlayan süreçte geçmişten gelen kimi ayrışmaların önü kesilmiş, Müslümanların tek millet olması kökleşmiştir. Mekke dönemi ve sonrasında siyahilerin köle olarak kabullendiği bir zamanda, Kureyş aristokrasisine karşı bir siyahi olan Bilal’in Peygamberimizin hemen yanı başında oluşu rahatsızlık vermiştir. Bu bir süreçtir. Bundan sonra da Müslüman olan her topluluk, her kavim birbiriyle eşdeğerdedir. İlerleyen zamanda kimi kavimler üstünlük olgusu ile konumlarını koruma üste çıkarma çabasında olunmuştur. Ne ki bu kabul görmemiştir.

Osmanlı Devleti’nin çöküşünden itibaren ırkların üstünlük duyguları İslâm milletinin birbirinden kopuşlara neden olmuştur. Büyük olan kavimlerin çekişmeleri de bundan sonradır. Türklerin, Arapların, Arnavutların ayrışması dağılmanın başlıca nedenidir. Bu topluluklar birbirlerinden koparlarken İslâm öncesi paganizme yönelinmiştir. Bu hemen bütün kesimler için geçerlidir. İranlıların Pers tutkusu, Türklerin İslâm öncesi paganizmi, Arnavutların İskender dönemine geçişleri bundan sonradır. Araplar ise İslâm’ın oluşturduğu ruhu sadece kendilerine özgü bilip onu sahiplenir gibi görünmeleri sadece ırkî bir tutum ve davranıştır.

İslâm insanlık için bu kadar önemli bir olguyu var kılarken kendilerini İslâm’a karşı görenler savunma refleksleriyle daha çok ırk olgusuna sarılmışlardır.

Yahudiler insanlık tarihinde sürekli olarak sürgünlerle karşılaşmışlardır. Bu da o milletin ruhunda yer alan ırk olgusunun ağır basmasıyla olmuştur. Yahudiler, İslâm’ın gelişiyle birlikte rahatlamışlardır. Müslümanlarla birlikte yaşamaları, hayatlarını sürdürmeleri bilinen bir gerçek. Hıristiyanlar ve diğer kesimler tarafından dışlanmışlardır. Onlar kentlerin varoşlarına mahkûm edilmiş, oralardaki gettolarda yaşamak zorunda kalmışlardır.

Yahudiler, Müslümanlar dışındakilerin zulmüne uğramışlardır.

Müslümanların manevi gücü, adaleti, hakkaniyeti, merhameti insanlığı etkilediğinden kendilerini karşıt olarak görenlerin karşı hamlelerine neden olunmuştur. Sonuç vermeyen Haçlı savaşlarının ardından ırk olgusuna sarılarak ve yeni yollar tutturarak bugüne gelinmiştir.

İngilizlerin Yahudilerle iş birliği sömürgecilik ile eşdeğerdir. Onlar Yahudileri himaye ederlerken kendileri açısından Müslümanların bulunduğu coğrafyayı sömürme çabaları bir yoldu. Bunda da başarılı oldular. Müslümanların içine bir kangren olarak girişleri bundan sonradır.

Irk üstünlüğü Batı’da büyük travmalara neden olmuştur. Avrupa’da, Rusya’da belli olgularla kendini belli etmiştir. Ari ırkı mensupları, Fransızlar, Almanlar, İngilizler, İspanyollar… Slav ırk olgulu Ruslar. Bunlar da en büyük acıları Yahudilere çektirmişlerdir. Katliamlar ve soykırımlar peş peşe gelmiştir. Yahudiler, en çok da bunlardan çekmişlerdir.

Nazizm faşizmi yakın zamanda ve tarihtedir. Bundan en çok Yahudiler etkilenmişlerdir. Veya bir oyun mu oynanmıştır? Filistin’e yerleşmeleri İngiliz ve diğerlerinin etkisiyle olmuştur. Görünürde Nazi faşizminin kurbanı gibi görünenler bugün onların boşluğunu doldurmuş, aynı konuma sahiplenmişlerdir. Mazlum Filistin halkına aynısını ve hatta fazlasını uyguluyorlar. Nazizm ile Siyonizm’in eşdeğerliği ortadadır. İnsanlığa çektirilen bu acı başka bir şekilde tanımlanamaz. Ne yazık ki aynı ruha mensup olanlar ırk olgusuyla benzer bir tutum içindedirler. Bütün ırkçıların ortak dilidir bu.