Çocukların feryadı, süt sabilerinin iniltisi, anaların arşa çıkan ciğer yangınları, beli bükük yaşlıların içine akan gözyaşı, dışına akan kanı, senin zırhlı araçlar içinde titreyerek oturan askerlerinin attığı füzelerden daha etkili olarak, sizin bu dünyada sürgününüze, öbür dünyada ateşinize dönüşecektir.
Sularını kesiyor, kanlarını akıtıyorsun…
Kavga kaşağısı gibi, hangi devlette ayrık otu gibi tutunacak yer bulsan etrafına fitne ateşini yakıyorsun.
En sonunda kendin zararlı çıkıyorsun.
Dünyanın tarihinde en eski milletlerden olmana rağmen kendi yaktığın ateşte hep kendini yaktığından dünyanın her tarafındaki Yahudiler olarak 16 milyonluk nüfusunuzla İspanyol Çingenelerinin sayısına ulaşamıyorsun.
Nüfus devam eder de, nüfuz devam etmez.
Nüfuzun bu günlerde Amerika üzerinde geçerli ama yarın sizin kökünüzü kurutmak için gelebilir.
Süleyman Aleyhisselam, Saba melikesi/kraliçesi ve askerlerini savaş yapmadan, iki satırlık mektupla kendisine bağladı.
Siz, O kutlu peygamberlerin yolundan saptıktan, Musa aleyhisselama ihanet ettikten, Zekeriyya ve Yahya aleyhisselamı katlettikten, İsa aleyhisselamı çarmıha germe cinayetini yaptığınızı iftiharla söylemeye devam ederken hep zarar gördüğünüzü gördünüz.
Gelecek nesillerinize acıyınız.
Biden’ın getirdiği silahları ve katiller ordusunu geri çeviriniz ve Tevrat’ı, İncil’i, Zebur’u gönderen Allah celle celalühün son kitabına göre iman edip ona göre hareket ediniz.
Geçmişten misal vermeyeceğim:
Kur’an’a iman eden Gazze’deki Müslümanlar, esir aldıkları kadını senin üzerine kurşun sıktığın beş yüze yakın hastayı öldürdüğün gün, onlar yaralanan işgalci İsrail halkından bir kadını tedavi ediyorlardı.
Bir haftada dört yüz bin Müslüman öldürürken onlar ellerindeki iki yüz kadar esirine insanca muamele ettiklerini kendi halkından olanlar söylüyor.
Siz, askerlerinize, “Her şeyi yapabilirsiniz, cezalandırılmayacaksınız” diyorsunuz.
Onun iman ettiği Kur’an ise:
“Sevmelerine rağmen, yemeklerini fakire, yetime ve esire yedirirler.
Biz ancak Allah rızası için yediririz, sizden bir karşılık ve teşekkür istemeyiz" (derler)” (İnsan Sûresi, ayet 76/8-19)
Bosna Savaşı’nda, Birleşmiş Milletler askerleri, bir dağın kuzeyinde, Hristiyanlar tarafından esir edilen Müslüman esirlerin, ahırlarda, aç ve susuz bırakılarak ölüme terk edildiklerini görürler.
Aynı gün aynı dağın güneyinde Müslüman esirlerin yeme, içme ve tedavilerinin yapıldığını ve insanca yaşayabilecekleri yerlerde tutulduklarını görmüşlerdi.
Ne olur, kendinize acıyın.
Ağzınız varken namluyla konuşmayın.
Tuncel Kurtiz’in seslendirdiği meşhur “Tut Yüreğimden Ustam” şiirinin şairi Serkan Uçar Bey’in, 18.10.2023 günü yazıp bana gönderdiği Gazze üzerine yazdığı şiir:
Eyvallah!
Hangi dilde meşrudur?
Caizdir hangi dinde?
Çocukları öldürmek
Gazze'de, Filistin'de!
Umudu namlu ağzında bir çocuğum
Tütsü değil genzimi yakan,
Barut kokusu!
Ah ne acı, yaşamamak korkusu...
Güneşin ağzında patlıyor mermiler,
Bombalar ayın göğsünde darmadağın...
Ey ruhunu kan bürümüş savaş çılgınları
Caniler!
Buralar kapkaranlık,
Kin taşıyan kalpleriniz kadar!
Gökyüzüne kuşlar uçuran,
Dereleri denizlere kavuşturan ruhuma ağlamayı öğrettiniz
Oysa;
Bir gül dalında gül açmak isterdim
Ve büyümek, bir selvi misali
Her sabah;
Bir deniz yırtılır dilimin ucunda
Bir dağ yarılır
Bir papatya küser ellerimde
Bir barış ölür,
Ve ben ölürüm acılar içinde!..
Ve ben beyaz düşlerimi alıp gidiyorum
Ahım size kalsın
Dünya size kalsın
Yaşamak size...
Hadi bana eyvallah...”
Dikkat ediniz, yaşlı, çocuk, kadın, erkek, her yaştan insanın kanını, canını, gözyaşını akıtırken, otların, ağaçların, iki ayaklı, dört ayaklı, kırk ayaklı tüm canlıların ahını alırken, şair ahı da alıyorsunuz.
Yüz yıldır trilyonlarca dolar harcayarak, can alıp veriyor ve bütün bunların karşılığında bu dünyada kendi evinizi kendinize silah deposu yapıyor ve can ve mallarınızla cehennem azabını satın alıyorsunuz.
Yapmayın, etmeyin, kendinizi bari düşünün.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.