Siyonizm, Türkiye ve İslam

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Beni İsrail’in ne olduğunu sadece Kur’an’dan öğrenebiliriz. Beni İsrail’i tanımadan, günümüz dünya olaylarını doğru okumak mümkün olmaz. Allah, Beni İsrail’e birçok peygamber göndermiş ve bu peygamberler vasıtasıyla onlardan çeşitli sözler almıştır. Bakara 83: “Hani, İsrailoğullarından; ‘Allah’tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilikte bulunacaksınız, insanlara güzel söz söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız ve zekâtı vereceksiniz’ diye kesin söz almıştık. Ama az bir kısmınız dışında, bu sözünüzden döndünüz. Zaten siz dönek kimselersiniz.” Ancak İsrailoğulları çok azı müstesna peygamberleri değil, kabalist kâhin ve hahamları dinlemişler, onların telkin ettiği ırkçılık yoluna sapmışlardır. Böylelikle yaşadıkları yerlerde barışın değil, savaşın, bozgunculuğun, fitnenin temsilcisi olmuşlardır. Bunun için horlandılar, sürgüne gönderildiler. Allah da, İsrailoğullarını, bu ifsatçı karakter yüzünden gazap edip lanetlemiştir. Maide 78-80: “İsrailoğullarından küfre sapanlar, Davut’un ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle lanetlenmişlerdir. Bu onların, isyankâr olmaları ve devamlı haddi tecavüz etmeleri, aşırı gitmeleri sebebiyledir.
Onlar işledikleri kötülüklerden birbirlerini alıkoymaya çalışmıyorlardı. Yaptıkları şey, ne kadar da kötüydü. Onların çoğunun inkâr edenleri kendilerine veli edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için önceden göndermiş oldukları ne kadar da kötüdür. (Bu yüzden) Allah onlara gazap etmiştir ve onlar azabın içinde sonsuza kadar kalacaklardır.” Beni İsrail, bütün ilahi ikazlara rağmen İslam’dan saptılar, sapkın bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i kendilerine rab edindiler, kâhinlerin, hahamların ve rahiplerin uydurduğu dine döndüler. İsrailoğullarının yeryüzünde çıkardığı bozgunculuğun temelinde, bu sapkın Siyonizm dini yatmaktadır.

SİYONİST AKİDE

Erbakan Hoca’mız, ömrü boyunca bu sapkın dini ve hedeflerini anlattı. Erbakan Hoca’mızı dinleyelim: “Hak kitap ortadan kalkmış, Kabala’yı getirip, Hak kitap diye ortaya koymuşlar. İster Kabala’yı incele, ister Tevrat’ı incele. Bunları incelediğin zaman varacağın sonuç şudur: Bunların amentüleri dört maddedir: 1-Biz, Beni İsrail ırkı, üstün bir ırkız. Biz insan olarak yaratıldık. Diğer insanlar maymun olarak yaratıldı. Bize hizmetkâr olmak için, sonradan insana dönüştü. 2-Bizim dünyanın efendisi oluşumuz ve diğerlerinin bizim kölemiz oluşu, nazariyede kalmayacaktır, mutlaka gerçekleşecektir. 3-Bunun gerçekleşmesi için de bizim şu üç şartı yerine getirmemiz lazım: A. Dünyanın her yerine sürgüne gönderilmiş olan Beni İsrail’i Kudüs’te toplayacağız. B. Fırat’la Nil arasında hududu belli olan Arz-ı Mev’ud’u kucaklamak üzere büyük İsrail’i yeniden kuracağız ve onun emniyetini sağlayacağız. C. Onun emniyetini sağlamak için Fas’tan Endonezya’ya kadar 28 ülkenin iktidarı bizim kontrolümüz altında olacak ve 19 Haçlı Seferi’ni püskürtmüş olan Anadolu’da Selçukluların ve Osmanlıların mirasçısı büyük bir devlet olmayacak. Türkiye olmayacak! Anadolu’da bağımsız bir devlet bırakmayacağız. Neden Çünkü İsrail için tehdit olur. 4-Nihayet Süleyman Mabedi’ni yapacağız. Biz bunları yaptık mı, bizim Mesih’imiz, Beni İsrail’in Mesih’i yeryüzüne gelecek. Davut (A.S.) tahtına Yahudi kralı olarak oturacak ve böylece ebedi hâkimiyetimizi perçinleyeceğiz. İşte imanlarının temeli bu 4 maddedir. Buna inanıyorlar. Bunun için çalışıyorlar.” İşte İsrail bu inanç gereği Filistin halkına zulmediyor, çocuk ve kadınları öldürüyor. Bu inanca uygun bir dünya kurmak için önce ABD’yi kurmuşlar, sonra AB’yi şekillendirmişlerdir. Gayesine ulaşmak için ifsat silahını kullanıyor. Dünya insanlığını dört şeyle ifsat ediyor. a. Fikir kirlenmesi, kavramların içini boşalmak yoluyla, b. Terör, savaş, fitne ve kargaşa çıkarmak yoluyla, c. İktisadi ve ekonomik düzen (IMF, DB, DTÖ) d. İşbirlikçi medya, sermaye ve siyaset. İsrail; bu sapkın itikat ve din için savaşıyor. Yani dininin savaşını yapıyor. İsrail’in yaptığı bu savaş, “Vaat Edilmiş Topraklar” bakımından işgalci olarak gördükleri Türkiye, İran, Irak, Suriye, Ürdün gibi ülkeleri de tehdit ediyor. Başta Sayın Erdoğan olmak üzere, herkesin bu gerçeği görerek hareket etmesi gerekir. Bilinmelidir ki İsrail’e dokunacak ateş, iş birlikçilerini de yakacaktır.

BÜYÜK İSRAİL

İsrail’in hedefi “Büyük İsrail’i” kurmaktır. Büyük İsrail’in kurulacağı yer, Arz-ı Mev’ud’dur. Yahudi liderler, bu sınırları şöyle tanımlamıştır. Theodore Herzl: “Kuzey sınırlarımız Kapadokya’daki (Orta Anadolu) dağlara kadar dayanır. Güneyde de Süveyş Kanalı’na. Sloganımız, David ve Solomon’un Filistin’i olacaktır.” David Ben Gurion: “Filistin’in bugünkü haritası, İngiliz manda yönetimi tarafından çizilmiştir. Yahudi halkının gençlerimizin ve yetişkinlerimizin yerine getirilmesi gereken bir başka haritası vardır. Nil’den Fırat’a kadar… Görüldüğü gibi Türkiye’nin de bir bölümünü içine alan kutsal toprakları ele geçirmek, Yahudilerin bugün önem verdikleri kutsal amaçlarından birisidir. İsrail ordusu bu amaç için savaşmaktadır.” Muharref Tevrat’tan: “İşte benden miras olarak, Sam milletleri mülkü olarak yeryüzünün uçlarını vereceğim.” (Mezmurlar Bölümü, 2/8) “Ben dedim, siz ilahlarsınız ve hepiniz yüce olanın oğullarısınız. Kalk ey Allah, yeryüzüne hükmet. Zira milletlerin hepsine sen varis olacaksın.” (Mezmurlar Bölümü, 82/6-8) Bu inanca sahip İsrail ve İsrail’in jandarması ABD ve AB Türkiye için büyük bir tehdittir. İsrail ve ABD, Türkiye’nin stratejik ortağı olamaz. Hakkı ve haklıyı savunan bir Türkiye, zalimleri ve fesatçıları stratejik müttefik edinemez. HAMAS’ın, bu İsrail’e karşı yürüttüğü savaş, Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin güvenliği açısında da önemlidir. Ayrıca aydınlarımız, siyasetçilerimiz, gazetecilerimiz, İsrail seviciliğini terk etmelidir. Bölgedeki savaş; İslam ile Siyonizm’in savaşıdır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail’i ziyaretinde, “Ben bir Yahudi’yim” sözünü tarafını belli etmek için söylemiştir. Bu söz karşısında bölge ülkeleri liderleri cevaben; “Biz de Müslüman’ız” diyebilmeliydiler. Selam hidayete tabi olanlara…