Bismillahirrahmanirrahim;
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a (C.C.) hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimize, âline ve sahabelerine olsun.
Bir oyun oynanıyor. Ne oyunu oynanıyor biliyor musunuz? “Büyük İsrail” BOP oyunu oynanıyor. Bu oyunu tasarlayıp planlayan ırkçı emperyalizm, jandarması ise ABD’dir. AB ise bu oyunun önemli aktörlerindendir. “Büyük İsrail” hem Siyonist Yahudilerin, hem de Hıristiyan Batı’nın dini ve imanıdır. Tarihte Batı, on dokuz Haçlı seferini “Büyük İsrail”ikurmak için gerçekleştirmiştir. Bu oyun bir yerde “Mesih”in gelmesi için “tanrının elini kıyamete zorlama” oyunudur. Bütün savaşlar ve krizler, çıkarılmaya çalışılın “Büyük Savaş”ın hazırlık aşamalarıdır. Bu savaşın stratejik mekânlarından birisi de Kıbrıs’tır. Fransa, Güney Kıbrıs’a niçin askeri üs kuruyor? İsrail, İngiltere, Fransa ve Yunanistan arasında Kıbrıs’ta niçin askeri ittifak kuruluyor? Kıbrıs Rum Kesimi niçin dünyanın en fazla silahlanan bölgelerinden birisi haline gelmiştir? Bütün bu hazırlıklar niçin yapılıyor? Akdeniz’de hâkimiyet kurup İsrail’in güvenliğini sağlamak, çıkarılacak doğalgaza el koymak, Akdeniz’deki enerji geçiş güzergâhlarını kontrol etmek, İslam dünyasına yönelik siyasi ve askeri kuşatmayı daha da güçlendirmek, hepsinden önemlisi Türkiye’yi tehdit ederek saf dışı bırakmak için yapılıyor. Tarihi, coğrafyayı bilen akıllı bir Müslüman, bu gerçeklere sağır kalarak dünyada ve bölgede meydana gelen olaylara duyarsız kalamaz. ABD, İsrail ve de AB; din ve düzen olarak İslam’ın ve samimi Müslüman toplulukların derin düşmanıdırlar. Derin düşmandan dost olmaz. Derin düşmanı dost ve veli edinenler bilmelidirler ki Allah’ın dostluğunu ve yardımını kaybederler.
MÜSLÜMAN’IN TARAFI
Müslüman; “hakkı üstün tutmanın, din ve düzen olarak İslam’ın” tarafındadır. Bunun için Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Müslüman kimdir? Müslüman; din ve düzen olarak İslâm’a sarılıp iman ve cihat yolunda olan, insanların elinden ve dilinden zarar görmediği, bireysel ve toplumsal barışın teminatı olan kimsedir.
Müslüman; açları doyuran, tanıdığına da, tanımadığına da “selâm” olandır. İman ve İslam, biri olmadan diğeri olmaz. İmana ulaşmadan Müslüman’ım diyenler bedeviler ve münafıklar olarak ikiye ayrılırlar. Bedeviler; çeşitli sosyal ve siyasal nedenler yüzünden imana ermeden İslâm’ın siyasal hâkimiyetine teslim olmuş insanlardır. Bunlar imanın ne olduğunu bilmezler. Münafıklar ise; kalben inkârcı olmalarına rağmen, dilden “Müslüman’ım” diyenlerdir. Münafıklar; imanın ne olduğunu bilirler, bilinçli olarak Batılı tercih ettikleri halde menfaatleri gereği zahiren Müslüman görünürler. Din, iman ve İslam’ın ortak adıdır. Çünkü iman tasdik, İslam uygulamadır. İman, kalbin ameli, İslam, bedenin imanıdır. İslam, fıkıh ve düzendir. İman ise, hakikattir. Hakikat, varlığını imandan, fıkıh ve düzen, meşruiyetini İslâm’dan alırsa makbuldür. Şuurlu olmanın gereklerinden marifet ve tasdik ile iman, ikrar ve amel ile de İslam ortaya çıkar. İman İslam’dan, İslam da imandan ayrılamaz. Mümin; Allah’ı ve Resulü’nü tasdik eden, müslim; Allah’a ve Resulüne itaat edendir. Bu açıklamadan sonra diyebiliriz ki Müslüman; batı ahlakı yerine Kur’an ve nebevi ahlakı, Yunan bilgisi yerine Kur’an ve sünnet bilgisini, faizci kapitalist düzen yerine adil düzeni, zulüm yerine adaleti, Avrupa Birliği yerine İslam Birliği’ni tercih eden kimsedir. Tasdike dönüşmeyen imandan, din ve düzen olarak yaşanmayan İslam’dan hayır gelmez.
BATIL OLMAK
Büyük oyun; nefislerini ilah edinip “üstün ırk, seçilmiş halk” inanışını din edinmişlerin fesat ve helak olma oyunudur. Kim bu oyunun küçük oyuncusu olursa, onlar da yok olup giderler. Siyonizm, kapitalizm, materyalizm, Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği batıl olan şeylerdir. Bu batıl şeylerle insanlık saadet bulamaz. Bu değişmez gerçektir. İnkâra, şirke, nifak yoluna sapmak, yaratan, yaşatan, yöneten Cenab-ı Allah’ın gazap ettiği şeylerdir. Batıl olan şeylere iman ederek, batıl olmak bir şuursuzluk hastalığıdır. Şuur; bir varlığın içinde bulunduğu gerçeklik noktasıdır. İnsanın anlama kabiliyeti, idrak etme becerisi, hidayeti, feraseti, dirayeti sahip olacağı şuur seviyesine bağlıdır. O yüzden de varlıklar kendi gerçeklik dünyaları içinde yaşarlar ve ona göre hareket ederek, ona göre karar verirler. Bir varlığın “hakka ve gerçeğe” bağlanabilmesi için, çaba içinde olması çok mühimdir. Bu çaba olmaz ise insan kendisini batıl olmaktan kurtaramaz. Münafıklara; “yeryüzünde fesat çıkarmayın” dendiği zaman, “biz ancak ıslah edici kimseleriz” derler. Derler de onlar fesatçı şuursuzlardır. Münafıklar, işin nereye varacağını hak süzgecinden geçirerek tartan bir bilince sahip değildirler. Kibir ve gururları nefislerini şımartmaktadır. Gurur ve kibir manevi bir hastalıktır. Bu hastalıktan kurtulmanın ilacı ise Milli Görüş’tür.
MİLLî GÖRÜŞ
Milli Görüş, salihlerin ve ariflerin yoludur. Milli Görüş mensupları siyaseti, hak ve adalet ölçüleri istikametinde insanlara hizmet etme işi olarak görürler. Ve bu anlayışları sebebiyle ABD ve İsrail’in oynadığı büyük oyunu Cenab-ı Hakk’ın inayetiyle bozmak için var güçleriyle mücadele etmektedirler. Milli Görüş’ün savunduğu düzen “Adil Düzen”dir. Savunduğu medeniyet projesi “İslam Birliği”dir. Bu proje üç aşamalıdır. D-8’ler, D-60’lar ve D-160’lardır. Milli Görüş’ün hedefi ise “Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye, Yeni Bir Dünya” inşa etmektir. Milli Görüş’ün “Adil Ekonomik Düzen” gibi, içinde faiz, haksız vergi, israf gibi haram ve şer şeylerin bulunmadığı bir iktisat düzeni vardır. “İslam Dinarı” ABD ve İsrail’in ürettiği zulüm parası “Dolar”a karşı en güçlü tekliftir. Sanayileşme, tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi, manevi kalkınma, madenlerin işletilmesi hakkındaki görüşleri Milli Görüş’ü diğer görüşlerden ayıran önemli farkıdır. Saadet Partisi; Milli Görüş’ün bütün hedeflerini gerçekleştirmek için çalışan tek temsilcidir. Büyük oyun ancak Saadet iktidarı ile engellenebilir. Selam hidayete tabi olanlara…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.