Bismillahirrahmanirrahim;
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a (C.C.) hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimize, âline ve sahabelerine olsun.
İnsanlara “hak ve adalet” yolunu ancak Allah gösterir. İnsanlar, Allah’ın gösterdiği “hak ve adalet” yolunda yürürlerse saadet bulurlar. Bunun dışında insanlık için başka bir saadet yolu da yoktur. Allah’a inanmamak, bildirdiği emir ve yasaklarına uymamak, Kur’an’a, sünnete ve salim fıkha teslim olmayıp başka batıl ve haram yollara sapmak bir yerde Allah ve Resulü ile savaş halinde olmaktır. Bir örnek olarak ifade edecek olursak, Allah; faizle ilgili hükmünü bildirdikten sonra, faiz alıp vermeye, düzenini yürütmeye devam edenler için, “Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin. Yok, eğer bu (faizi ve düzenini) terk etmezseniz bilin ki, Allah’a ve peygamberinize karşı harbe girmişsiniz. Eğer riba (faiz) almaktan tevbe ederseniz anaparanız sizindir ve böylece ne zalim olursunuz, ne de zulme uğramış bulunursunuz” ikazında bulunmuştur. Basit bir tefekkür ile bu ikazın ne anlama geldiğini her aklıselim kolaylıkla anlayabilir. Allah, bir şeyi haram kılmışsa, haram kılınan şeylerde mutlaka insanlık için büyük zararlar vardır. Faiz insana saadet getirmez. İçkide, kumarda, zinada, haram lokmada, haksız yere adam öldürmede, Allah’a, Resulüne ve müminlere düşman olanları dost edinmede, materyalist eğitimde, ırkçılıkta insanlık için hiçbir saadet olamaz. Olur diyenler ise yanıldıklarını günün birinde mutlaka anlayacaklardır. Allah insanlara “din ve düzen” olarak İslam’ı göndermiştir. İslam; bütün insanların dünya hayatında saadet içinde yaşayabilmelerinin tek yoludur. İslam, insanlığın saadet içinde yaşamasının esasıdır. Bilinmelidir ki ülkemizde ve dünyada an itibariyle itibar edilen “faizci kapitalizm düzeni” İslam’ın uygun bulduğu bir düzen değildir. Çünkü bu düzenin bütün esasları haramlar, israf, rantçılık ve insanları ulusal ve uluslararası sermayenin ve elitlerin kölesi yapmak üzerine bina edilmiştir. Üzerinde durulması gereken gerçek budur.
DEĞİŞİM
Sorulacak soru şudur: Bir ezen ve ezilen düzeni olan “faizci kapitalizm düzeni” insanlığa saadet getirebilir mi? Bu sorunun net cevabı; “faizci kapitalizm düzeni” ile insanlık saadet bulmaz. Çünkü bu düzen bir saadet düzeni değil zulüm düzenidir. Bu düzeni yürütenler, ben Müslüman’ım diyen kimseler olması halinde “faizci kapitalist düzen” zulüm düzeni olmaktan çıkar mı? Faizci düzeni inkârcı, liberal kadrolar yürütürse felaket, Müslümanlardanız diyen kadrolar yürütürse saadet olabilir mi? Hakikati arayan aydınlar, toplum önderleri, mütefekkirler, hocalar sorulan bu iki sorunun doğru cevabını aramakla işe başlamalıdırlar. Bu yönde, bir fikri değişime ihtiyaç vardır. İnsanlığın kurtuluşu bu değişime bağlıdır. “Faizci kapitalist düzen” kimin eliyle yürütülürse yürütülsün, bu düzen hiçbir zaman saadet düzeni olamaz. Olamaz da, sanki bir güncel yanılgı üzerinden “faizci kapitalist düzen” dindar bilinen kadrolar tarafından yürütülürse saadet getirir algısı ile millet aldatılmakta ve düzenin ömrü uzatılmaktadır. Bundan da, ancak milletimiz zarar görmektedir. Bazı insanların şimdilik görüntüye aldanarak, yaşanılan sahte rahatlığa aldanmakta, ileride karşılaşacakları felakete umursamaz bir şekilde koşmaktadırlar. Kötülükleri emreden muhafazakâr demokrat kadrolara destek olanlar, yardım ve yataklıklarının cezasını ağır bir şekilde ödeyecekleri gün, “Musa ve Harun’un Rabbine iman ettik” diyecekler ama bu ikrarlarının kendilerine hiçbir faydası olmayacaktır. O vakit gelmeden önce toplum kendisini İslam ile değiştirmelidir. İslam; “toplumu düzenleyici esaslar sistemi” olarak ortaya çıkmıştır. İslam, müminlere nasıl hareket edeceklerini gösteren davranış kalıplarını sunmaktadır. Toplumsal yapı üzerinde İslam’ın değiştirici ve yeni yapıyı örgütleyici görevi, çatışma değil barış ve kardeşlik esası ile yürür.
KUR’AN VE DEĞİŞİM
Kur’an, şirkten tevhide, batıldan hakka, kölelik düzeninden adil düzene geçiş hareketinin kılavuz kitabıdır. Ayetlerin inmesiyle beraber Peygamberimiz, içinde yaşadığı toplumu Kur’an ile değiştirmek için gece gündüz çalışmıştır. Kur’an, Peygamberimizin en büyük mucizesidir. Kur’an, her coğrafyada, Peygamberden sonra her tarih diliminde yaşayanlar için apaçık görülen bir mucizedir. Problemlere çözüm getirip ölümcül hastalıklara şifa olduğu için mucizedir, evrensel kıstasları ihtiva etmesi yönüyle mucizedir. Değiştirilmesi gerekmeyen, eskimeyen ve en adil kanunları içermesi yönüyle mucizedir. Gerçek anlamda dünyanın gördüğü en köklü değişim ve dönüşümü gerçekleştirerek çağ kapatıp çağ açan sadece Kur’an’dır. Kur’an’ın sağladığı değişim saadet düzeni değişimidir. Peki, Kur’an, aynı Kur’an olduğuna göre, bugünkü cahiliyeyi niye değiştiremiyor? Kur’an değişmemiştir ama Kur’an okuyanlar başkalaşmıştır. Kur’an, aynı Kur’an’dır ama Kur’an’ın ahkâmını hayata ikame etmesi gerekenler, Batı’nın, batılın, faizci kapitalist nizamın ahkâmına evrilmişlerdir. Bu bir karanlıktır. Karanlıklar, korkuyu meydana çıkarır. Karanlıklar, insan ve cin şeytanlarının faaliyetleri için uygun bir ortam oluşturur. Karanlıklar, insanın geleceği görmesine engeldir. Yolda ne gibi tehlikelerin olduğunu görüp tedbir alamaz. Aydın insan, Milli Görüşçü insandır. Milli Görüşçü “faizci kapitalist düzeni” reddedip, “hak kitap” ile başkalarını aydınlatmaya çalışan insandır. Bunun için Milli Görüş çok kıymetlidir. Milli Görüş’ün bir saadet ordusu vardır. Bu ordunun tek karargâhı Saadet Partisi’dir. Milli Görüş’ün ve Saadet Partisi’nin topluma değişim için teklif ettiği şey, hak ve adalet esaslarına dayanan “Adil Düzen”dir. İnsanlar Milli Görüş ve Saadet Partisi’nin teklif ettiği “Adil Düzen”i bize falan gazete, internet sitesi, falan kanal, falan televizyon göstermiyor diyebilir. Ancak insan Allah’ın kendisine verdiği hidayetle bu sesi duymak ile mükelleftir. Milli Görüş inanmaktır, inandığını yaşamaktır. Ateşin yakıcı olduğuna inanan, kolay kolay elini ateşe uzatmaz. Faizci kapitalist nizamla saadet bulunmaz, bulunmaz, bulunmaz. Selam hidayete tabi olanlara…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.