Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımıza ve yeni hükümet üyelerine başarılar diliyor, hayırlı adımlarında Allah güç kuvvet versin diyoruz.
Şunu da çok iyi biliyoruz. Devraldıkları tablo dolayısıyla işleri hiç kolay değil. Enkaz devraldılar, diyeceğiz ama dilimiz varmıyor. Bunu umutsuz vaka olarak vasıflandırmakla yetinelim. Yeni bakanların devraldıkları görev sahaları onlarca yıldır tahribata uğratılmış vaziyette. Bu tahribatları onarıp görev ve sorumluluk alanlarını, çok yüksek olarak açıklanan 2023 hedeflerine ulaştırmaları gerekiyor. Ülkeyi bu “yüksek” hedeflere taşıyabilmeleri için önlerinde sadece 5 yıl var. Yeni bakanların 2023 hedeflerine ulaşabilmeleri için önlerindeki zorluklardan sadece birkaç tanesini hatırlamak, bütünü hakkında bize bir fikir verebilir:
Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un işi zor. 10 yılda ikiye katlanmış işsizlik oranları, diplomalı işsizler, bozulan çalışma barışı, tarım ve hayvancılık iş kolundaki olağanüstü krizler, enflasyona ezdirilen ücret sistemi, büyük şehirlere yığılan ve aradığını bulamayan iş güçleri gibi çalışma hayatının birikmiş sorunlarını çözmek zorunda. Aile hayatını mahveden ve yaygınlaşan içki, kumar, uyuşturucu ve ahlaksızlıklar ile mücadele. Piyango, toto, loto, at yarışı gibi aileleri yıkıma götüren, devlet eliyle yaygınlaştırılan kumarları kaldırmak, hiç kolay değil. Bunun için bu kumarlardan gelir elde etmeye çalışan diğer bakanları ve bakanlıkları ikna etmesi gerekecek.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, şehirleri mahveden şehircilik anlayışını nasıl yok edecek? 50-100 katlı ucube gökdelenleri, kentsel dönüşüm adı altındaki rantsal uygulamaları, yok edilen yeşil alanları, kültürel değerleri nasıl düzeltecek? Rant bölüşümünü önlemeye kalktığında ayağına batacak taşlardan nasıl sakınacak?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun devraldığı felaket tablolarının hangi birini yazacağız? Etrafımızı kuşatan terör ordularını mı? Müttefikimiz olduğu halde sırtımızdan hançerleyen ABD ve Avrupa ülkelerini mi? Perişan olmalarına destek verdikleri İslam ülkelerini mi? Münbiç atağımızda hile üstüne hile düşünen ve uygulayan ABD’yi mi? İhtiyacımız olduğunu açıkladıkları İsrail’in dolaplarını mı? Pusuda pay kapmak için fırsat kollayan Ermenistan’ı mı? Bizi tuşa getirmek için son kozların masaya sürüldüğü Kıbrıs oyunlarını mı? Elimizden çıkarılan Ege’deki bir takım haklarımızı mı? Filistinlilere uygulanan ama İsrail’e uygulanmayan vize problemini mi? Ağızlara hala alınamayan İslam Birliği’ni mi? Kudüs’ü mü, Yemen’i mi? Onlarca yıldır bozulmuş bulunan bu dengeleri yeniden ve sağlıklı olarak nasıl kuracak?
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın devraldığı tablo ise “aman” dedirten cinsinden. Şaha kalkan faizi, döviz kurlarını, enflasyonu hangi tedbirlerle hizaya getirecek? Ekonomik sarmalları nasıl kıracak? Sıcak paraya bağlanmış bulunan ekonomiyi nasıl istikrara kavuşturacak? Bir yıl içinde ödenmesi gereken yüzlerce milyar doları nereden temin edecek? Borçla mı, vergi ile mi, darphane ile mi, sabit değerlerimizi satarak mı, maaş ve ücretleri kısarak mı?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu devraldığı bozulma aşamasına getirilmiş iç barışı ve kardeşliği yeniden nasıl tesis edecek? Sınırlarımızın dibinde yığılmış bulunan ağır silahların PKK’nın eline geçip ağır tahribatlar yapmalarını nasıl önleyecek? Boşalan Anadolu’yu, boşluğu doldurmak isteyenlere karşı nasıl koruyacak? Azmış bulunan ahlaksızlığı, fuhşu, zinayı hangi kanuni tedbirlerle önleyecek?
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, devraldığı ve onlarca yıldır yazboz tahtası durumuna getirilmiş, ABD kontrolündeki eğitim sistemini nasıl kurtarıp istikrara kavuşturacak?
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar devraldığı ABD ve Avrupa’nın kuşatma çemberini nasıl kıracak? Gasp edilen silah paralarını, parası verildiği halde alıkonulan silahlarımızı nasıl geri alacak? Uçak, tank, füze ve helikopter imalatını nasıl yerli olarak başaracak?
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, devraldıkları vahim tabloları nasıl düzeltecekler de, ihracatımız artacak, sanayimiz yeniden kurulacak, ithalatımız azalacak, dış ticaret açığı azalacak, tarım ve hayvancılıkta kendimize yeterli hale gelebileceğiz? İsraf nasıl önlenecek, yatırım tercihleri nasıl düzeltilecek?
2023 dediğimiz hedefe 5 yıl var. Bütün bu koalisyon ve tek parti hükümetlerinden devralınan vahim tablo nasıl düzelecek? “İmkansız” diyemeyiz ama imkansızdan bir derece geride olan “çok zor” tabirini kullanabiliriz.
Ya bu “çok zor” başarılacak, ya da 5 yılımızı daha kaybedeceğiz. Kaybedersek şayet, ondan sonraki durum “imkansız” kelimesi ile ifade edilecek duruma gelirse ne yaparız?
DEVREDEN, DEVRALAN
Devralınan tablolar netameli,
İşte bunlardır kaba hatları.
Ya devredenlere ne demeli?
Bunlar da onların kabahatları!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.