Onbinlerin katılımıyla gerçekleşen büyük Diyarbakır Mitingi kamuoyunun dikkatini Saadet Partisi’ne çevirdi.
Diyarbakır başta olmak üzere Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Batman gibi illerde güçlü adaylarla seçime giren Saadet Partisi bölgenin en çok konuşulan partisi haline geldi.
Milli Görüş hareketi açısından Güneydoğu Anadolu’nun ayrı bir yeri var.
Erbakan Hoca’nın besmeleyle çıktığı yola ilk selam duranlar, ilk omuz verenler Güneydoğu’nun vicdanlı yürekleri oldu.
“Baş göz üstüne” sözünü Kürtçe, Türkçe, Zazaca, Arapça haykıran bölge insanı Erbakan Hocasına ilk günden itibaren sahip çıktı.
Erbakan liderliğindeki Milli Görüş hareketi de bu samimi kucaklaşmanın hakkını verdi.
Birçok belediyenin yönetimini alarak yolu ya da suyu dahi olmayan şehirleri hizmetle tanıştırdı.
Bölgede kirli emelleri için uğraşanların yaşattığı insan hakkı ihlallerini Meclis kürsüsünden haykırdı.
Sesi kısılmaya çalışanların sesi, “yok mu bu gecenin sabahı” diyenlerin vicdanı oldu.
İşte bu yüzden de Erbakan Hoca ile Diyarbakır’ın, Milli Görüş ile bölgenin bağları hiçbir zaman kopmadı.
Yıllar geçse de, bu karşılıksız sıcak dostluk hiç eksilmedi.
Bugün sessiz çoğunluğun vicdanı Temel Karamollaoğlu liderliğinde Saadet Partisi ile de aynı dostluğu devam ettiriyor.
Bu yüzden Saadet Partililerin çaldığı her kapı güleryüzle açılıyor.
Yapılan esnaf ziyaretleri samimi konuşmaların adresi oluyor.
Yapmacıklık yok, korku yok, endişe yok…
Aksine samimi kucaklaşma ve dürüstçe yaklaşım var bu görüşmelerde.
Temel Karamollaoğlu’nun her TV konuşması bölgede adeta nefesler tutularak izleniyor. AKP’lisi, HDP’lisi, MHP’lisi fark etmiyor. Her kesimden insan onun ne diyeceğini merak ediyor.
Çünkü sorunlarına çözüm arayan, yetkililerden talepleri olan bölge insanının sesine kulak veriyor Karamollaoğlu.
Çünkü bölgede seçim çalışmalarını yürüten Saadet adayları, kibir kulelerinde gezenlerden oluşmuyor. Tam aksine olabildiğince samimi ve içten isimler.
Diyarbakır’da Haşim Haşimi’nin hemşerileri ile kucaklaşırkenki candanlığı, Bülent Kaya’nın Abdurrahman Ergin’in Fesih Bozan’ın hülasa diğer tüm adayların menfaatten uzak fedakarane gayretleri…
Gaziantep’te Ahmet Faruk Ünsal’ın, Şanlıurfa’da Niyazi Yanmaz’ın, Adıyaman’da Haşim Asnuk’un, Batman’da Faris Özdemir’in, Bitlis’te Ziya Kalmaci’nin tüm adaylarla birlikte şehrin her noktasına dokunan elleri…
Şırnak’ta, Hakkari’de, Siirt’te, Van’da, Adana’da, Hatay’da ev ev kapı kapı dolaşan partililerin heyecanı işte bu samimiliği ve içtenliği özetliyor.
Ve her iyiliğin, güzelliğin yanında olduğu gibi işte tam da bu yüzden de son günlerde bölgeden ilginç ve bir o kadar da acınası kötü haberler geliyor.
Aslında bir süredir Saadet Partisi’nin bölgedeki milletvekili adaylarına ve üyelerine yönelik tehdit ve baskı yapıldığı iddiaları konuşuluyordu.
Nitekim birkaç gün önce de Şırnak’ta 4. Sıra milletvekili adayı akıl almaz bir sebeple istifa ettiğini medya aracılığıyla duyurmuştu.
Açıklamasında partisinin son dönem söylem ve eylemlerinden rahatsız olduğunu dile getirmişti.
Ancak adayın açıklama videosu bile birçok şeyi anlatır durumda.
Adayın aslında ne kadar isteksiz, ne kadar zoraki bir durumda olduğunu anlamak için bu videoyu izlemek dahi yetiyor.
Kamera üzerine yerleştirilen metni okumak için çaba harcayan aday inanmadığı şeyleri söylemek zorunda bırakılmanın mahcubiyetiyle konuşmaya çalışıyor.
Çalışıyor diyoruz çünkü adayın ağzından kelimeler adeta zorla çıkıyor. Kendisini tanımayan insanlar dahi videoyu izlediğinde “bu adama bu açıklamayı kim yaptırıyor” demekten kendini alamıyor. İşin içinde bir kurgu olduğu, her şeyin hesaplanmaya çalışıldığı gün gibi ortada.
Zaten aşireti üzerine devamlı olarak vurgu yapan aday, kararın kendisine değil aşiretine ait olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
İlginç olanı ise partisini teröre destek verme suçlamasıyla itham eden adayın bu konuşmadan yalnızca bir gün önce seçim bölgesinde ev ziyaretleri yaptığı ve AKP’yi savunan kişilere hayret ederek “bu kadar kör nasıl olabiliyorsunuz” şeklinde mukabelede bulunduğu gerçeği.
Kendisiyle birlikte Saadet Partisi adına seçim çalışması yapan partili arkadaşlarının çok şaşkınlık yaşaması da bundan.
Düşünebiliyor musunuz?
Şimdi kendinizi bu adayın yerine koyun.
Bir tarafta inandığı ve bildiği gerçekler…
Diğer yanda ise aşiretinin, ailesinin kelimeleri kifayetsiz bırakan baskısı.
Peki bir aşiret neden baskı yapar kendi içinden çıkan bir adaya.
Mesela aynı aşiretten başka aday mı var?
Hayır.
O halde sorun ne?
Sorun o aşiretin yaptığı veya yapmak zorunda kaldığı hesaplar.
Ancak olayın bununla da sınırlı kalmadığı diğer adaylara da benzeri telkinlerde bulunulduğu, parti yöneticilerinin tehdit edildiği iddiaları ve halen istifa ettirmek için gayret gösterdikleri konuşuluyor.
Şuyuu vukuundan beterdir denir ya hani, bu olay tam da bu aslında.
Bir o kadar çirkin, bir o kadar insafsızca yürütülen yüz karası bir yöntem…
İnsanların ailesi, aşireti üzerinden tehdit edildiği ya da dünyalık makam-mevki tekliflerinin geldiği ilk seçim bu değil elbette…
Ne var ki, bu çirkin politikayı yürütenlerin niteliği esas üzücü olanı.
Alnı secdeli insanların bu batıcı siyaset tarzını benimsemeleri esas kırıcı olanı.
Ancak bu olay aynı zamanda iktidar kanadının bölgede nasıl bir ruh haline büründüğünü ve Saadet Partisi’nin üçüncü yol olarak nasıl ortaya çıktığını da gösteren ibretlik bir tablo.
AKP mi, HDP mi gibi zorunlu bir tercihin aksine “yok farkınız birbirinizden” diyenlerin umudu oldu Saadet Partisi.
İşte büyük Diyarbakır mitingine katılan on binler bunun işaret fişeğini verdi aslında.
Bir taraf ülkenin genel problemlerine yönelik vizyon geliştirmek yerine tüm propaganda sürecini Edirne-İmralı kıskacına alıp baraj tehdidiyle Kürt milliyetçiliğini okşarken diğer taraf ise halktan uzak adaylarının eksikliğini kamu otoritesini hissettirerek çözmeye çalışıyor.
Ne var ki, ikisi de bölgenin ihtiyaç uyduğu güveni veremiyor. Çünkü samimi değiller, çünkü doğal değiller.
Sahte çözümler yerine, gerçeğe duyulan özlem bu aslında…
Dip dalgasıyla meşhur Dicle ve Fırat nehirleri, sulandırıp bereketlendirdiği tüm illere de dip dalga veriyor adeta.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Drmcelik - maaşallah ne güzel. çok mutluyum bir hatay lı olarak
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.