Reklamı Kapat

İslam’da Tornavida

İslam diyorsak başka alternatifin olmadığı bir sistemden bahsediyoruz demektir. Yani bir İslam var bir de İslam dışılık. İslam’ın dışında olduğunu kişi İslam’ı bildiği ve de yaşadığı oranda fark eder. Son yüzyılda “İslam’da…” diye başlayan konuların hepsi körlerin fili tarif etme yöntemlerinden devşirmedir. “İnsanda El”, “Elde İnsan” başlıkları kişiyi nereye götürebilirse “İslam’da…” diye başlayan mevzular da oraya götürür.

Özellikle 80’li yıllardan itibaren yayınlanan İslami dünya görüşüne ait kitapların kahir ekseriyetinde yukarıdaki eğreti başlıkları görebiliyoruz. Bu minvaldeki dergilerde yer alan konu başlıkları da bundan farklı değildir. “İslam’da Sosyal Adalet”, “İslam’da Toplumsal Yapı”, “İslam’da Fert ve Devlet”, “İslam’da İnsan Hakları”, “İslam’da İş ve İşçi Hakları”, “İslam’da Gürültü”, “İslam’da Karın Ağrısı”, “İslam’da Nefes Alma Nefes Verme”, “İslam’da Uyku”, “İslam’a Göre Görecelik”, “İslam’da Tornavida”… Neredeyse “İslam’da İslam” başlıklı kitaplar piyasaya sürülecek.

Bu ve benzeri başlıklar sanki hayatta bir karşılığı olmayan, bilinmez uzak bir dünyanın mefhumlarını anlatıyormuş gibidir. “Mars’ta Hayat” başlığı neyse veya “UFO’ların Hayatımızdaki Yeri” başlığı neye işaret ediyorsa “İslam’da Bilmem Ne” ifadesi de onu işaret ediyordur.

İslam bütün cüzlerini kendi bünyesinde taşıyan bir sistemdir. Bugün ikircimli bakışla sadece bu bütünlüğü bozmaktan başka bir şeye hizmet etmiyoruz. İyi tanımlanmamış kavram ve mefhumlar parçalanmaya mahkûmdur. Zira en meşhur tanımıyla tanım “ağyarını mâni, efradını câmi olmaktır”. Şayet siz İslam İslam’ı eksik tanımlamışsanız bir İslami meseleden bahsederken onu parçalara ayırmadan edemezsiniz. Ait olduklarının hepsini içinde tutup ilgisiz ve alâkasız olanları yaptığınız tanımın dışında tutmazsanız durup durup böylesi başlıklar atarsınız.

ÖĞRETMENLERLERİN ZİHİN VE KÜLTÜR SEVİYELERİNİ KONUŞMAK

Haşmet Babaoğlu meselelerin özüne dokunmakta mahir bir yazar. Bilerek gazeteci demedim, zira Haşmet Bey yazdıkları itibariyle gazete sütunlarını aşan bir müktesebata sahip. 12 Haziran tarihli Sabah gazetesindeki “Öğretmenlik Ruhu ve Gerçek” başlıklı yazısı da bu nitelikte bir yazı. “Öğretmenler Odası”nın hâli pür melalinden bahseden köşe yazısında “ahbabım” dediği bir öğretmenin meslektaşları ile ilgili sitem ve üzüntülerine yer vermiş. Satırların sahibi öğretmen arkadaşın şu satırının altını çizdim: “Sizler bu ülkede okulların halini bilmeden yazıp çiziyorsunuz.” Ben bu yıllar yılı eğitim ve eğitimcilerle ilgili yazılar yazan biri olarak öncelikle kendimi bu ithamdan tenzih ediyorum. Eğitimi ve öğretmeni ezbere cümlelere kutsamak yerine daha doğruyu bulmak adına ezber bozan üç kitaba imza attığımı bilenler bilir. Fakat bu öğretmen arkadaşımızın tespitlerine hak vermemek mümkün değil.

Haşmet Babaoğlu’nun şu cümlelerini de zihin duvarıma asıyorum:

“…Ama öğretmenlerin zihin ve kültür seviyelerini konuşmaktan kaçınıyoruz.”

“Belki müfredat vesaireyi bir yana bırakıp önce öğretmene ve öğretmenliğe eğilmeliyiz.”

En başa kendimi yazmak suretiyle şunu söyleyebilirim ki, yüz binlerce öğretmen de bizimle müşterek şeyleri düşünmektedir.

Peki, “Ne olacak bu eğitimin hâli?” yakınması neden dönüp dönüp önümüze çıkmaktadır?

Şikâyet ettiğimiz şeyin tam tersini yapıyoruz da ondan!

Belli bir süre online ders paketini dinleyen ve ortaokul seviyesindeki soruları yanıtlayan her eğitimci kardeşimiz uzman veya başöğretmen oluyor da ondan!

Sadece aylıklara üç beş kuruş etkisinin dışında öğretmenin birikim ve itibarına hiçbir fayda sağlamayan bu unvanları almayanlar sanki daha itibarlı gibi duruyor. Neden mi? Bilmem. Düşünün bulursunuz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Hüseyin Akın - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.



Şehir Markaları

Siz de şehir markaları arasındaki yerinizi mutlaka alın...

+90 (212) 697 10 00
Reklam bilgi

Anket Akaryakıt fiyatları Erdoğan'ın imzası ile zamlandı! ÖTV zam kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tüm anketler