Bismillâhirrahmanirrahîm;
BİR davaya gönül verme sevdasının devamlı ve kararlı olması gerektiğini vurgulayan Sezai Karakoç, “Şahdamar” şiirinde, “Biz yarış bittikten sonra da koşan atlarız” ifadesini kullanır. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 28 Mayıs seçiminin hemen arkasından, Sayın Karakoç’un bu meşhur mısrasını okuyup yeni çalışma döneminin startını verdi. Seçim sonrası “yeniden başlamak” Erbakan Hocamızın bize öğrettiği yöntemdir.
Millî Görüşçüler, “Bir ânın cihatsız kalmayacaktır” anlayışına sahiptir. Cihat her zaman taze ve canlı kalmalıdır. Yeryüzünde; yakılan, zindanlarda çürütülen, zehirlenen, işkenceyle öldürülen; saldırılara, baskınlara uğrayan kardeşlerimiz dururken bir kenarda beklenebilir miydi? Bu meskenet; insaf, vicdan, inanç ve insanlığa yakışır mıydı? Erbakan Hoca’ya, “Niçin bu kadar koşturuyorsun?” denildiğinde, “Ateş çemberindeki insan, ‘Beni kurtar!’ diye el uzatırken nasıl durabilirim?” demişti.
Bazen çevremdekiler, Millî Görüş’ün temsil edildiği Saadet Partisi’ne böylesine bağlılığımı yadırgıyorlar. Onlara saygı duyuyor, şaşırmıyorum. Onlar benim yaşadıklarımı yaşamadı; gördüklerimi görmediler ki! Her insan kendine ulaşan bilgiyle amel eder. Bilgiyi arama görevleri var; ama yeterli bilgiye ulaşamayanları da mazur görüyorum.
Allah nasip etti, Erbakan Hoca’nın ismini daha hiç duymadığım 15 yaşındayken, ayaklarım beni, onun Denizli’de, 14 Şubat 1969’da verdiği “İslâm ve İlim” konferansına götürdü. Sanki konuştuğu her konunun profesörü gibiydi. Farklılığını gördüm. Ondan sonra, Allah ayaklarımı sabit tuttu elhamdülillâh!
NELERİ GÖRDÜM?
ERBAKAN’I tanıdıktan sonra, ondaki cevheri fark ettim. Kendisiyle görüşenlerden, “Elhamdülillâhi ale külli hâl, siva’l küfrü ve’d dalâl - Küfür ve dalâlet dışındaki her halimizden dolayı Allah’a şükrolsun!” duasını öğrettiğini duydum. Etrafındakiler daha çok İslâm’ı yaşama çabasındaki insanlardı. Onlar arasında bulunmaktan en çok kendim faydalandım. Bu sebeple, Allah, Erbakan Hocamdan ebediyen razı olsun, diye dua ediyorum.
Millî Görüşçüler; vicdan, insaf ve insanî özellikleri gelişmiş insanlardı. “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” esasına uygun davranıyorlardı. Başka çevrelerde de vardır; ama eli açık, başkası için yaşayan, diğer insanları kendisinden farklı görmeyen insanları yalnız bu camiada gördüm. İçlerinde kardeşleri için çuvalla dağıtırcasına para harcayanlar vardı. Böyle, onlarca insan biliyorum. Kibir ve gurura kapılmasınlar diye, hayatta olanlardan değil; yakın zamanda ölenlerden örnek vereceğim:
Adana- Hatay ekseninde ticaret yapan Darende kökenli Süleyman Çalışkan bunların başında! İstanbul’da İnşaat Fakültesi ve Yüksek İslâm Enstitüsü’nü okurken MNP Gençlik Kolları Başkanlığı yaptı. Millî Görüş’ün çeşitli kademelerinde çalıştı. Bölgesindeki zenginler arasındaydı. Fakir fukarayı hiç unutmadı. Bulunduğu yerin müftüsü ona “Ebu’l Eytam - Yetimlerin babası” adını vermişti.
Antalya ve ilçelerinde Tahtakale Spot ismiyle 100 kadar AVM’si bulunan, fakir ve garipleri kendinden çok düşünen Anamur kökenli Sedat Cengiz’i de unutamayacağım.
Antalya kökenli ihracatçı Mustafa Can da gariban babasıydı. Muhtaçlara sahip çıkar, misafirlerine ikramların en güzelini yapardı.
YENİDEN BAŞLADILAR
HAK davada yılmadan, vazgeçmeden, yorulmadan, hedefe kilitlenerek çalışan bu mütevâzı insanları, madalya takılması gerekenler arasında görüyorum. Onlar her işlerinde Allah’ın rızasını gözetir; âhireti, hesap gününü düşünerek çalışırlar. Seçim dönemini geride bıraktılar; hemen ertesi günü, yeni çalışma dönemi için görevlerinin başında oldular.
Genel Merkez Başkanlık Divanı, il ve ilçe yönetimleri kendi içlerinde seçim değerlendirmelerini yaptılar. YİK, GİK ve il başkanları da öyle! İl divanlarında değerlendirmeler sürüyor. Saadetli milletvekilleri bir program dahilinde illeri dolaşacaklar. O kadar geniş istişareler yapılıyor ki! Millî Görüşçüler Türkiye siyasetinde “istişare geleneği”ni başlattılar. 1974’te Ecevit’in, MSP’ye koalisyon teklifinde; Erbakan Hoca, “Bunu yetkili kurullarımızda değerlendireceğiz” demişti.
Temel Karamollaoğlu’nun iki teşkilât mensubundan seçim değerlendirmesi alışına şahit oldum. 5 dakika diye başladıkları konuşmalarında yarımşar saatten fazla konuştular. Bilge Başkan, onların konuşmalarını, eleştirilerini bıkmadan, sözlerini kesmeden dinledi; notlar aldı. Bu ne sabırdı; benlikten geçmeydi Ya Rabbi! En kapsamlı istişare Saadet Partisi’nde yapılıyordu. Onların bu halleri karşısında itimadım ve bağlılığım daha da pekişti.
Erbakan Hoca’nın “Temel Esaslarımız” derslerini vermek için yetkilendirdiği YİK Üyesi Muhittin Yıldırım Hoca, “Devlet imkânlarının üzerimize seferber edildiği bir atmosferde dimdik ayakta durmamız haklılığımızı gösterir” diyerek şu değerlendirmeyi yaptı: “İmtihandayız. Görevlerimizi dikkatli yapacağız. Önümüzde 31 Mart yerel seçimleri var. Bu yol yürünecek. Yeniden başlıyoruz.”
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)ali er - Allah cc razı olsun...Aynı duyguları yaşadım . Sizin sebatınızı gösteremedim ..12 Eylül darbesi ile biraz daha radikal çizgiye kaydım .
Ta ki 2001 yılı AKP kuruluş aşamalarında değer verdiğim bazı yazar ağabeylerde yeni partiye tevecühü gördüm..Oysa bu insanlar merhum Erbakanın söylem ve eylemlerine köşeli eleştiriler getiriyorlardı..
AKP kurucuları ise ABD den Brükselden beri gelmiyor.. Ziyaretçileri de emperyalist siyonist yahudilerdi..Tam bir açmaza düşmüşlerdi..Halen bazı köşelerde dergilerde eleştiriler getiriyorlar..
Bir farkla.. AKP iktidarını değil muhalefete eleştiri getiriyorlar..
.
3 Kasım 2002 de Kurduğumuz vakıftan sadece iki arkadaş SP ye katıldık..2002 den bu yana buradayız..
Allah cc hepimizi sabit kadem eylesin...
Serkan - Allah razı olsun Allah’a emanet olun inşallah
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.