KİMSE farkında değil ama şekerde büyük bir oyun bozuldu. Hem de İngiltere’de yapılan bir toplantıda…
Önce konunun tam anlaşılabilmesi için bazı bilgileri hatırlatmam gerekiyor.
İngiltere’de her yıl Uluslararası Şeker Örgütü (ISO) toplantısı yapılır. İki gün süren bu toplantıda şekerle ilgili bütün gelişmeler, hesaplar, öngörüler masaya yatırılır. ISO toplantılarının takipçileri de çoktur. Özellikle sektör temsilcileri bu toplantıları kaçırmaz. ISO toplantıları aynı zamanda nişasta bazlı şeker üreten şirketler için de iyi bir lobi faaliyetidir. Çünkü ISO toplantılarında dünyaya; şeker pancarından elde edilen şekerle, mısır nişastasından elde edilen şekerin aynı olduğu mesajı veriliyor.
Bundan dolayı ABD’li Cargill’in üyesi olduğu Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği (NÜD) ISO toplantılarının sıkı takipçilerindendir. Takip etmenin de ötesinde her yıl kalabalık bir gazeteci grubuyla bu toplantıya adeta bir çıkarma yapılır ve toplantının ardından gazetelerde boy boy haberler yayınlanırdı.
Bu haberlerde de verilen ana mesaj ise; ‘Şeker fabrikaları bir an önce özelleştirilmeli, şeker kotaları da kaldırılmalı!’
Görüleceği üzere Cargill ve üyesi olduğu NÜD, Türkiye’de şeker piyasasını istedikleri gibi yapılandırmak için ISO toplantılarını önemli bir baskı unsuru olarak kullanıyorlardı.
Ama bu yıl öyle olmadı… 28-29 Kasım tarihleri arasında yapılan ISO toplantısının gündemi Cargill’in ve üyesi olduğu NÜD’ün bütün hesaplarını bozdu. Bundan dolayı ISO toplantısına büyük önem veren NÜD, bu yıl bırakın geniş gazeteci grubuyla toplantıyı takip etmeyi bir tane yetkili bile göndermedi.
Niye? Çünkü bu yıl ISO toplantısının gündeminde hükümete ‘aba altından sopa’ gösterilecek bir konu başlığı yoktu da ondan!
‘Aba altından gösterilen sopalardan’ birisi şeker kotasıydı. Ancak bu yıl bu konu ISO toplantısının gündemine bile alınmadı.
Burada da şu bilgiyi hatırlatmam gerekiyor. Bilindiği üzere Avrupa’da şeker kotalarının kaldırılması uzun yıllardır tartışılıyor. Bu yıl da kaldırılacağı söyleniyor. Kotalar kaldırıldığında pancardan üretilen şeker ile nişastadan üretilen şekere bir sınır konulmayacak, talebe göre üretim gerçekleştirilecek. Kotaların kaldırılacak olması birileri tarafından; ‘Avrupa sanki şeker pancarından vazgeçmiş’ gibi yansıtılsa da tam aksine kotaların kaldırılması şeker pancarının lehine olacak.
Ama Türkiye’de tam aksine kotaların kaldırılması, şeker pancarının yok olması, şeker piyasasını da tamamen Cargill’e teslim etmek anlamına gelir.
Yukarıda da belirttiğim üzere şeker piyasasını tamamen ele geçirmek isteyenler bundan dolayı Avrupa’daki kotalar meselesini sürekli gündeme getiriyorlar.
Ancak dediğim gibi ISO toplantısı bu yıl hesapları bozarken, Cargill’in ve üyesi olduğu NÜD’ün de niyetini bir kez daha ortaya çıkardı.
Ama anlayana!
Türkiye’nin tarımsal üretiminde önemli bir fonksiyonu bulunan şeker pancarının aleyhine bunca ince hesaplar yapılırken, biz ne yapıyoruz?
Sektörde denetimi kaldırıyoruz. Yani Cargill ve diğer mısır şurubu üreten firmalar yasalarla kendilerine tanınan kotalara uygun üretim yapıyor mu yapmıyor mu bunu bile bilmiyoruz! Hatta Türkiye’ye giren kaçak şeker miktarı nedir bunu da bilmiyoruz!
İşin acı tarafı da burası… Bu denetimsizlik şeker pancarının aleyhine olmasına rağmen kimse kılını kıpırdatmıyor!
Burada bir çift sözüm de Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın başdanışmanı Yiğit Bulut’a olacak.
Kendisi nişasta bazlı şeker lobisine karşı mücadele vermesine rağmen şeker pancarının aleyhine olan denetimsizlik konusunu gündemine hiç almadı!
Son olarak şunu söylemek istiyorum; ‘Reza Zarrap davası’ ve ‘Kudüs’ kararından dolayı ABD’nin niyeti ortada iken Türkiye’de ABD’nin önemli bir şirketinin ‘denetimsiz bir üretim’ yapması insanın zoruna gidiyor arkadaş!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Dr. Abdullah - Hükümet ancak laf üretiyor abi, bu konuda profesyoneller. Yetkisi ellerinde olan alanlarda ıslaha dönük bir icraat yapılması gerektiğinde sanki iktidarda başkaları varmış gibi davranıp duymazdan-görmezden geliyorlar. Ah ERBAKAN hoca ah. Seni ve namuslu idareciliği ne kadar arıyoruz. Allah Teala herşeyin hesabını muhakkak soracak.
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.