Hayatın içindeyiz. Zorlukları göze alarak kimi programlara katılıyoruz. Yakın zamanda Ankara , Gaziantep ile Denizli’ye gittik. İstanbul ’da kimi toplantılara katılıyoruz. Bize gelenler oluyor, gençlik ile iç içeyiz.
Kimi gözlem ve dikkatlerimiz çok da umutlu olmadığımız yönünde. Bunu genel olarak ifade ediyorum. Belli bir kesim dışarıda tutarsak toplum genelini göz ardı etmiş oluruz. Elbette sahih ve samimi olanları var. Türkiye geneline bakıldığında geneli göz ardı edeceğimiz anlamına gelir. Bir toplumu sürükleyen, yön veren entelektüellerdir. Onların izinde olan gençliktir. Gazetecilik bir düşünce hareketi değildir. Gazeteciler günübirlik yaşarlar, günün dalgaları içinde savrulurlar. Kavgalarda taraftırlar. Ya iktidar yanlısı ya da karşıtıdırlar. Böyle olunca onlardan hiçbir şey sadır olmaz.
İdeolojik çekişmelerden çok, sadece nefret ve öfkeye dayalı mahalle kavgalarının olduğu bir dönemi yaşıyoruz desek yeridir. Ya da kişi odaklı bir oluştan söz edebiliriz. Kişilerin bir mit hâline dönüşmesi ve onun etrafında bir dalga oluşumu söz konusu. Lider hayattan çekilince partisi de düşüncesi de dağılır gider. Bunun örnekleri az değil.
Yapay gerilimler ile bir gençliğe yön verilemez. Daha çok sıradan bir kavga ortamı oluşturuluyor. Geçmişte de böyle idi. Ancak şimdi durum çok farklı.
Gençlik boşlukta, sanal savruluşlar da cabası. İslâmî düşünüşlü oluşlar giderek tıkandı. Muhafazakârlık düşüncesinin bizde sosyolojik bir karşılığı yok. Günümüz yaşama biçiminde alabildiğine modern, savurgan ve tüketen, alabildiğine uçlarda gezinen bir hayat biçimi var. Bundan ne çıkabilir? Bu gençliğin ciddi bir savrulma içinde olduğu gerçeğini yaşıyoruz.
Müslümanlar hayattan, kendilerinden, gelecekten de sorumludurlar. İyiyi, güzeli, hayırlı olanı yaşamak, yaşatmak ve çaba göstermek bir sorumluluk ve yükümlülük.
Gaziantep’te; KAGEM, biri imam hatip ortaokulu, iki kız imam hatip lisesi, sivil toplumun önde gelenleriyle akşam yemeği ve sohbeti, AGD il merkezinde bir program gerçekleşti. Yoğun iki gün geçirdik. Soluk almadık desek yeridir. Tabiî ki kötümser değiliz. Ortaokul çocukları daha çok soru sordular örneğin. Çocuksu sorular olması hiç de önemli değil. Kız çocuklar çok daha okuyor, gözlemimiz bu. Soru, meraka dayanır, cevap aramaya zorlar. Ortaokullu erkek öğrencilerden birinin şu sorusu tebessüm ettirici olsa da bir dikkat. “Hocam bir astronot uzayda nasıl abdest alacak, o giysilerle namaz kılabilir mi?” “Hocalarınıza sorun” demekle yetindik. Liselere geçince durum daha farklı. Proje Kız İmam Hatip Lisesinin mekânı, olanakları çok daha iyi. Onları daha canlı gördüm. Kütüphaneleri, hocaları daha bir heyecanlı. Bir diğer lisede ise akşam saati, öğrencilerin sınav yorgunluğu ve zoraki salona dolduruluşları gözden kaçmadı. Bu gibi toplantılar sağlıklı olmaz. Genelde şu öneride bulunuyoruz;arkadaşları zorlamayın istekli olanları getirin. O zaman çok daha verimli oluyor. Gaziantep KAGEM’deki sohbetimizin tadı çok başka idi. Dinleyiciler ile yoğun birliktelik yaşandı. Benzer durum AGD il merkezinde yaşandı. Bizden önce aziz dostumuz Burhan Bozgeyik’in sohbeti vardı. Bir saati aşan sohbet, soru cevaplı konuşmamızın tadı başkaydı. Sorular gelince daha bir canlı ve hareketli olunuyor. Katılım daha iyi olur ve verimli geçiyor.
Denizli AGD programımız çok canlı, hareketli ve verimli oldu. Dikkat programın sonuna dek sürdü. Neredeyse iki saati bulan sohbet ortamının verimi bir başka oldu. AGD’li erkek ve bayan öğrencilerin yoğunluğu sevindirici. Bir arzu ve heves var. Erkeklerin toplantı sonrasında özel bir sohbet taleplerine yorgunluktan karşılık veremedik.
Not: Mütercim Asım İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Harun Fenerci, programı düzenleyen ve davette bulunan SevdeDodukanlıoğlu’na, Şehit Ömer Harun Demir Kız İmam Hatip Lisesi Müdürü Mehmet Taner’e, Mehmet Hayri Akınal Kız İmam Hatip lisesi Müdürü Seyda Zararsız’a, AGD Bölge Başkanı aziz dostum Fatih Evyapan’a, KAGEM Müdürü, Dr. Zehra Ünal’a Denizli AGD Eğitim Sorumlusu Betül Tatar’a, yöneticilere selâmlarımı sunuyorum.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Cihan - En buyuk sorunumuz toplumun her kesimindeki "siglik". Tefekkur gelenegi terkedilmis durumda, sonuc da ortada.
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.