Günümüzün en belirleyeni kitlelerin farkında olmadan dalgalara kapılışları. Geçmiş zamanlarda moda akımları etkiliydi. Fakat bunun etkisi sınırlıydı. Günümüz gerek moda gerek sıradan düşünüşlerin veya moda denilebilen eylemlerin etkileri birbirini tamamlıyor. Moda akımının hızını daha çok artırıyor günümüzdeki imkânlar. Artık podyumlarda gösterimlere çok da gerek yok.
İletim araçları bu işi için biçilmiş kaftan. Aynı anda veya çok kısa sürede akımlar yayılıyor. En ücradaki insanlara kadar ulaşıyor. Bir mezradaki kadının bile bundan etkilenmesi söz konusu. Çünkü artık sınır tanımayan bir bakış var insanlarda. Sınırlar ortadan kalkınca insanlarım yönelimleri kolaylaşıyor. Bir de baskın olan düşünüşler var ki karşıt olanları altında adeta eziliyor.
Bunu salt insanların giyim kuşamları üzerine değerlendiremeyiz. Bu, bir bütündür. Siyasal etkiler ise düşüncelerden çok slogana dayanıyor. Ortaya atılanlar alabildiğine köpürtülüyor. Bir de reklâm aracılığıyla yalan ve yanıltma, yanılsatma insanların hayatına iyice yerleşmiş durumda. Farkında olunsun ya da olunmasın Müslüman insan tipleri de rahatlıkla yalan söyleyebiliyor. Ya da kaynağı belli olmayan sadece söylentilere dayananlar gerçek olarak kabul görüyor ve onlar gerçekmiş gibi hızla yayılıyor.
İnsanların değişimi öncelikle bireylerin kendisinde başlıyor. İçinde bulunduğu ruh ortamı onu yalana, hileye, sahtekârlığa, ne kadar olumsuzluk varsa ona hazırlıyor. Bir süre sonra da kapılıyor. Olumsuzlukları hayatının doğrusu gibi kabulleniyor.
Değişenler karşısında kendini koruyamadığı gibi nasıl bir tutum edineceğini bile bilmiyor, şaşkınlıkla o da dalgalara kapılıyor.
Duygular belli alanlarla yoğunlaşınca ötesinde, eskilerde ya da yenilerde ne var ne yok görmüyor. Odaklanma bir tek günün oluşturduklarıdır. Onların da sağlıklı olmadığı zamanla anlaşılıyor ne ki o zaman da çok geç kalınıyor.
Günümüz Müslümanlarının içinde bulunduğu durum, şaşkınlıkla, düşünce üretmek yerine var olanın üzerinde kendine bir yer biçmeye, tayin etmeye bakıyor ve uyum sağlıyor. Kendi özüne uygun dilini kullanmayı bilmediği gibi, özden ve düşünceden kopmadan yeni bir dil kuramıyor. Sekülerleşebiliyor, ırkçı ve faşizan bir düşünüşü benimseyebiliyor, insanları aşağılayabiliyor, kendisi gibi düşünmeyenlerden uzaklaştığı gibi onları da kendinden uzaklaştırıyor. Onlarla bir dil bağı kurmaktan kaçıyor. Âdeta, kendisi uzaklaşılsın, kendi kozasına hapsolsun, ötelerde neler olup bitiyor görmesin diye yaşamaya bakıyor.
Bir Müslüman’ın yapacağı şey inanç ve düşünce bağlamında özünden kopmadan yeni zaman içinde kendisini yenilemesidir. Yenilenme İslâm inancının temel özüdür. Her mümin, inanan ve bağlı olan hemen her sabah hayata yeniden başlıyor. Arınmış ve yenilenmiş bir ruhla. Bu, ister bedensel isterse ruhen olsun fark etmiyor.
Ortodoksi bakışlar kalıplaşmış, asla yenilenmeye açık olmayan ve hatta inanışını belli bir kalıbın içine sıkıştıranların sorunu. İslâm medeniyetini ve kültürünü iyice özümseyenler hayatın içinde zengin bir hayatın varlığının farkına varır. Bu, ahlâk, inanış, adalet, merhamet, sevgi ile iç içedir. Hayatı düşmanlık, nefret ve öfkeye kurgulayanlar sadece kendilerini ve çıkarlarını düşünürler. İnsanı öncelemezler.
Günümüz hayatında ve yaşayışında dalgalar sel gibi silip süpürüyor. Bunlar olurken uzaktan bakıp vahlanmanın, ağlamanın, çaresiz bakmanın bir anlamı yok. Ona karşı nasıl durabilir, nasıl bir dil geliştirebilir, nasıl bir yöntemle dönüştürebilir ona bakmalı.
Olanlara kayıtsız da kalınamaz. “Bana ne” deyip çekilmek sorumluluktan kaçmadır. Bu bir kurtuluş yolu değildir. Çünkü acımasız dalgalar onu kasıp kavurur alır götürür.
Günümüz insanına özden kopmadan dilimizle, hâlimiz nasıl eşlik edilebilir, yol arkadaşlığı yapılabilir ona bakılmalı. Bu zor bir durum ama önemli olan üstesinden gelmedir.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.