Her insan yanlış yapabilir ancak, yaptıklarından ders alması, tecrübe kazanması gerekir. Yani, yanlışı bir daha yapmamaya dikkat etmesi özellikle yönetim kademesinde bulunanlar için çok önemlidir. Bu ülkede yıllardan beri devlete ait fabrikaların özelleştirme yoluyla elden çıkartılmasına karşı çıkanlar, bunun mahzurlarını da izah edenler oldu ama nedense devlet fabrikalarını satarak devleti üretim alanından çekmekte kararlı olanlar, itirazları hiç dikkate almadılar. Bunun ötesinde; yapmayın, etmeyin piyasayı başıboş bırakmayın diyenlere yönelik ağır ithamlar gündeme geldi. Hâlbuki bu ülkede, sanayileşme uzun yıllar devlet eliyle gerçekleştirilmeye çalışılmış, özel sektör tecrübe ve birikim kazanmaya başladığında gerekli destek verilerek özel sektöre alan açılmaya başlanmıştır. Ne var ki, zaman zaman ülkeyi yöneten kadrolar devlete ait tüm kurum ve kuruluşları özelleştirmeyi kendileri için birinci vazife kabul ettikleri için toplumu fabrikaları özelleştirmeye razı edebilmek için söz konusu fabrikalar hızlı bir şekilde zarar ettirilmeye başlanmış, böyle olunca yıllardan beri devlet tarafından işletilen fabrikalar devlete bir yük haline gelmiş/getirilmiş kısacası özelleştirmeye haklı bir gerekçe oluşturulmuş ve geldiğimiz noktada devlet sanayiden büyük ölçüde çekilmiştir.
Çekilmesinin belki bir mahzuru olmadığını söyleyenler olabilir. Ancak, geldiğimiz noktada düne kadar hiçbir sıkıntı çekilmeyen tarım ve sanayi alanlarında bugünlerde üretim ihtiyaçları karşılamaya yetmiyor. Çünkü devlet fabrikaları özelleştirilirken iş sağlama alınmadı. Yani, satın alanlara yönelik net kurallar konulmadı, konulanların da uygulanması hususunda fazla titizlik gösterilmedi. Özelleştirilen fabrikalar geniş bir arazi üzerinde faaliyet gösteriyorlardı. Bazı kişiler özeleştirilen fabrikanın daha fazla üretim yapmasını sağlamayı hedeflemek yerine geniş arazilerin konuta açılmasını hedef olarak belirleyip ona göre harekete geçtiler. Bu arada söz gelimi satılan fabrikaların bir süre sonra önce üretim miktarlarını azalttılar, daha sonra piyasadan çekildiler. Bugün şeker ithal eden bir ülke haline gelişimizde bu söylediklerimizin payını tespit elbette bu ülkeyi yönetenlere düşüyor. Bunun yanında son aylarda tamamen ithal eder hale geldiğimiz kâğıt sektöründe de fiyatların hızla yükselişinin ana sebebinin yerli üretimin sıfır noktasına gelişinin payının da araştırılması gerekiyor.
Aslında yürüyen çarklar durdurulmadan, daha işin başında satılan fabrikaların üretimden saf dışı kalmalarını engelleyecek tedbirlerin alınması gerekirken belli ki bu hiç düşünülmemiş. Şimdi ise düne kadar kendimize yeterli olduğumuz tarım alanında ve özellikle de devlet elindeki fabrikaların elden çıkartılması ile ülkemizin her alanda dışa bağımlı hale gelmiş olmasının esas sebebi özelleştirme başlatılmadan bu sonucun tahmin edilmemiş olmasıdır. Ne var ki, satıştan gelecek parayı bir imkân olarak görenler ülkeyi borç batağına soktular. Bir yandan dünya üzerinde en yüksek faizle borç toplayan ve bunun sonucu olarak da aldığımız dış borcun faizini ödeyebilmek için yeni borç bulmak zorunda kalan ülke olduk. Bu bakımdan 24 yıl sonra şeker ithal etmek zorunda kalışımızın sorumluları bunun hesabını vermek, millet olarak sormak zorunluluğu vardır. Yoksa mirasyedi evlat benzeri eldekini satarak günü kurtarma peşinde olanların bu ülkeye yapabileceği hizmet olmadığını, düne kadar kendimize yeterli olduğumuz alanlarda bile dışa bağımlı hale gelmiş olmakla görüldü. Böyle olunca da ülkemizin borç batağından kurtulması mümkün olmayacaktır. Hatta her ay ihracattaki artışı topluma müjdelerken aynı ay için ithalatta yaşanan artışı toplumdan gizleyerek sorunları çözmek mümkün olmayacaktır. Olmuyor zaten.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.