İsrail, küresel Batı zihniyetinin bölgede besleyip büyüttüğü şımarık çocuğu… Ve şiddette hiçbir sınır tanımıyor, kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden katlediyor, hapsediyor, kamplarda kapatıyor İslam toplumlarının işbirlikçi yöneticileri ise başlarını eğip teslimiyet gösteriyorlar. Coğrafyamızın göbeğine bir çıban gibi yapışan işgalci zihniyet, Müslümanların sessizliğinden güç alıyor ve şiddetin dozunu giderek artırıyor. Küresel güçler hemen her konuda İsrail’in güvenliğini öne sürüyor ve yerli işbirlikçilerinin desteğini alarak bu çıbanı büyütüyorlar.
Siyonist güçler insanlık tarihinin en büyük zulmünü icra ediyor, çocukları sorguluyor, okulları, hastaneleri bombalıyor, evleri işgal ediyor ve tüm uluslararası hukuki kararları ayaklar altına alıp, halkın mağduriyetini gündeme taşıyan aktivistleri engelliyor, gazetecileri katlediyor. Nitekim işgalci güçler ikinci intifadanın başladığı 2000 tarihinden bu yana 55 gazeteciyi görevi başında katlettiler ve bu tavırlarından hiç vazgeçmediler. Gazeteciler bölgede yaşanan şiddetin ekranlara yansıyan görüntülerden çok daha vahim olduğuna tanık oluyor ve bunu dünya kamuoyuna duyurmaya çalışıyorlardı ki, İsrail bu durumdan ciddi anlamda rahatsızlık duyuyordu.
Evleri işgal edilen ve kamplara kapatılan Filistinli halk zorbalara boyun eğmediler ve bulundukları alanda güçlenerek direnç gösterdiler. Nitekim ikinci intifadadan sonrası dönemde Cenin ve Batı Şeria İsrail’e karşı yürütülen mücadelenin merkezi haline gelmişti ki, bu zorbaların çaresizliğini ortaya koyuyordu. Toprakları işgal edilen, kamplara kapatılarak ve sesleri kısılmaya çalışılan Filistinli halk saatlerini zafere kurdular ve zulmün bileğini kırarak etkin bir güç haline geldiler. Dünyanın en gelişmiş savaş araçları ile koşullanan katiller çare olarak Cenin’i abluka altına aldılar ve 2002 yılında yoğun bir saldırı başlatıldı. Bu mezkûr saldırıda binlerce Filistinli hayatını kaybetti, kamplara kapatılanların evleri yıkıldı ve şiddetin dozu artırılarak halka gözdağı verilmeye çalışıldı. Fakat Filistinli halk kanlarının son damlasına kadar direneceklerine ve işgalci çeteleri yurtlarından çıkaracaklarına dair ahitleştiler ve umutlarını hiç kaybetmediler.
Yurtlarından çıkarılan, kaynakları sömürülen ve kamplara kapatılan çocuklardan neden bu kadar korkuyorlardı? İşgalciler biliyorlardı ki, esaret altına aldıkları o çocuklar göğüslerinde hiçbir gücün tesir edemeyeceği bir inanç ve cesaret taşıyorlardı. Onların bir meşaleye dönüşen imanlarına hangi silah, hangi ateş tesir edebilir ki!
İşgalci güçler gökten bombalar yağdırıyor, insanları açlığa sefalete maruz bırakıyor ve kadın, erkek çocuk demeden katlediyordu fakat bütün bunlar özgürlüğe kurgulanmış yüreklere zerre kadar tesir etmiyor ve Filistinli çocuklar Cenin’de, Batı Şeria’da, Gazze’de zafer için sözleşip özgürlük şarkılarını söylemeye devam ediyorlardı.
MESAJINI TÜM DÜNYAYA DUYURDU
51 yaşında bir kadın toprakları işgal edilen Filistin halkının mağduriyetini dünyaya duyurabilmek için çağın en gelişmiş savaş araçları ile koşullanmış katillerin önünde duruyor… Üzerinde kendisini koruyabileceği hiçbir şey yok, vicdanını yoldaş ediniyor ve Filistin halkının yanında yer alıyor. Her zerresi şehit kanı kokan Filistin’in özgür çocuğu Şirin Ebu Akile ve bölgede yaşayan dramın ekranlara yansıyandan çok daha vahim olduğunu biliyor. Vakti zamanında mimarlık eğitimi almış ancak vicdanı onu ezilen halkların sesi olmaya zorlayınca kendini farklı bir kulvarda bulmuş.
Şirin Ebu Akile cesareti, kararlılığı ve halka yakınlığı ile tanınıyordu ve bu yönüyle Arap dünyasında referans olarak görülen bir gazeteciydi. Kamplara yapılan saldırıların yakın tanığıydı o ve Cenin’de yaşanan şiddeti belgelemek için çıktığı yolda kurşunların hedefi oldu.
Hepimizin kalbinde özel bir yer edinen Şirin, kamplara yapılan saldırıları ve Filistinli halkın maruz kaldığı zulmü dünyaya duyurmaya çalışıyordu. Siyonist güçlerin Cenin kampına yaptığı ağır saldırıları dünya kamuoyuna duyurmak için görevinin başına geçtiğinde ise ölümün yakınında olduğunu hissediyordu ve başından vurularak katledildi.
Mazlum Filistin halkının sesi olan Şirin Ebu Akile, giderken sesini bütün dünyaya duyurdu ve onu ebedi yolculuğuna uğurlamak için binlerce kişi akın etti. Ancak Siyonist güçler cenaze merasimine müdahale ettiler ve olayın küllenmesini istediler. Fakat Rabbimiz adaletin safında yer alan ve ezilenlerin sesleri olmaya çalışan bir kadının sesini bütün dünyaya duyurarak çağın en gelişmiş silahlarına sahip olan zorbaları çaresizliğe itti. Ve bütün izmleri bırakıp ezilenlerin yanında yer alan herkes Şirin Ebu Akile’nin fotoğraflarını yayınlayarak onurlu çabasını takdir ettiler, onun için duada bulundular…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Iyıldız - "İsrail, küresel Batı zihniyetinin bölgede besleyip büyüttüğü 'şımarık çocuğu'…" mu, CANAVARI demek daha doğru değil mi...
Nurettin Gedikoğlu - Sayın hocam evet siyonist güçler dünyanın en büyük zulmünü icra ediyor
Bizde onları kırmızı halılarla karşılıyor ve ilişkileri artırıyoruz acaba bizde bu zulüme taraf olmuyormuyuz?
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.