Eskiden şöyle olurdu; 3 ay öncesinden parlamento seçim kararı alırdı.
O üç ay içinde siyasi partiler harala gürele seçim propaganda çalışmalarını yapardı.
İşte, mitingler, TV konuşmaları, meydan, cadde, sokak süslemeleri; kıraathane, esnaf, köy, ilçe ziyaretleri vb, vs.
Gelin görün ki, şu anda bambaşka bir ortam var; seçim normal zamanında yapılacaksa -ki, gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerekse MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli öyle diyorlar- peki, ama bu mitingler de neyin nesi?
Geçenlerde aynı gün, Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan Adana’da, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul/Maltepe’de, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da Gaziantep’te partileri tarafından düzenlenen mitinglerde konuştular. Üç genel başkan da seçime hazırlıktan söz ettiler.
Hele bakın görün ki, seçim normal zamanında yapılacaksa, daha bir seneden daha fazla zaman olmasına karşılık liderler meydanlarda.
Daha bir seneden daha fazla süre var seçimlere ama iktidar sahipleri de ağızlarını açsalar yine de ‘seçim!’ diyorlar.
Daha bir seneden fazla süre var ama TV ekranlarında ana tartışma konularından en önemlisi ‘seçim!’
Tamam; tabii ki ve de elbette ki erken seçim kararını verecek olan Parlamento ya da Cumhurbaşkanı’nın bizatihi kendisi.
Ama gözüken o ki gelecek, yani 2023 Haziran’ına kadar gitmez bu süreç arkadaş!
***
Bana kalırsa erken seçimin eli kulağında.
Gerçi milletvekilleri erken seçim istemez; seçime gidip de gelememek var.
Seçimde listelere hiç girememek var. Listelere girip de seçilemeyecek yerlere konulmak var.
Var oğlu var!
Bu sebeple, gerek iktidar gerekse muhalefet partilerine mensup milletvekilleri kolay kolay erken seçim talep etmezler.
Ama tabii, ‘patron’ ne derse o!
Tekrar edeyim, bu tempolu süreç, 2023 Haziran’ına gitmez.
İster inanın, ister inanmayın! Bir erken seçim ufukta.
Bahçeli, bir sabah kalkar ve… Benden söylemesi…
AFGANiSTAN CiHADI VE BAHATTiN YILDIZ
Terör ve işgal devletinin Mavi Marmara saldırısından iki hafta önceydi…
Bahattin Yıldız, 17 Mayıs 2010 tarihinde, İHH’nın yetimhane projesi için Afganistan’ın Kunduz bölgesine gitti. Kabil’e dönerken uçak kazasında rahmet-i Rahman’a kavuştu. İHH İnsani Yardım Vakfı Asya Sorumlusu Faruk Aktaş da aynı kazada rahmetli oldu.
Bahattin Yıldız, 54 yaşındaydı. Cihat ve ümmet sevdalısı idi…
Yazıları, Mavera, Güldeste, Gurbet, İmza, Müslüman Genç dergilerinde, Milli Gazete ve Yeni Devir gazetesinde yayınlandı.
Bahattin Yıldız’ın, Ferhad Dağcı müstearıyla kaleme aldığı Savaşan Afganistan isimli kitabı, 1985 yılında Rahmet Yayıncılıktan çıktı.
İkinci baskısı da keşke yapılsa…
Kitaba, Afganistan cihadının öne çıkan isimlerinden Burhanuddin Rabbanî bir takdim yazdı. İşte o satırlar; “Allah-u Teâlâ, bu kardeşimize mükâfat-ı azim buyurup, bu güzel ameli onun hasenat defterine işlesin. İnanıyoruz ki Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) buyruğuyla mutabık olarak; ‘Müslüman kişi, kılıç ve kalemi ile cihat etmelidir.’ Celal dolu ‘La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah’ bayrağının, Afganistan gurur dolu dağ payelerinde (sütun) ihtişamla dalgalanacağı günlerin çok yakın olduğundan ümitvarız. Ve mâzâlikealellahibiaziz.”
***
Bu vesile ile Bahattin Yıldız’ı rahmetle anmış olalım. Mekânı cennet, makamı âli olsun. Âmin.
ÇOK TARTIŞILAN BİR MADEN ŞİRKETİ
Erzincan’ın İliç ilçesinde faaliyette olan bir altın madeni şirketi…
Bugüne kadar üzerinde binlerce yazı-yorum kaleme alınmıştır, herhalde!
Şirketin, siyanürlü ve sülfürik asitleri buharlaştırarak atmosfere bıraktığı iddia ediliyor. Doğru mudur, değil midir?
Biriken zehirli sular taşmasın diye, ‘evaporatör’ denilen bir aletle atmosfere buhar salınıyor mu, sahi? Eğer bu iddia doğruysa bu başlı başına insan sağlığı açısından tehdit değil de nedir!
Altın madeni işletmesinde 21 farklı kimyasalın olduğu, milyonlarca ton zehirli, yakıcı ve kimyasal madde ile çalışma yürütüldüğü bir başka iddia. Böyle bir tesise ‘Çevresel Etki Değerlendirme’ (ÇED) olumlu kararı nasıl verildi?
Bir başka kritik soru şudur; altın madeni, barajlara hayat veren, Doğu ve Güneydoğu’nun can damarlarından biri olan Fırat Nehri’ne sadece 300 metre uzaklıkta. Tesisin, muhtemel bir depremde, bir toprak kaymasında, ya da benzeri bir tabiat olayında buradaki siyanürün ve sülfürik asidin nehre karışma ihtimali nedir? Resmi makamlarca tedbirler alınmakta mıdır?
İlçede konuşulan ve kulaktan kulağa yayılan bir fısıltı da şu; bilhassa son aylarda madende çalışan işçiler arasından ciddi sağlık sorunları ortaya çıkmaya başladı. Bu duyumlar ne kadar doğrudur?
Resmi makamlar tarafından araştırılması gereken bir husus da şudur; altın madeni şirketi yetkilileri, köylüleri madene karşı dava açmamaları için sıkıştırıyor mu?
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına konu hakkında soru önergeleri verildi.
Sahi, bu sorular en azından kamu sağlığı ve çevre bakımından önemli değil midir?
ABD’YE DÜZENLENEN BALLI GEZİLER!
Erzincan İliç’te işletilen ve çok tartışılan altın madeni şirketi yetkilileri daha işin başında uyanık davrandılar!
Ne demek istiyorum ‘uyanık davrandılar!’ nitelemesiyle? Şirket, İliç’teki altın madeni çıkarılma aşamasında, 10’ar günlük ABD turları düzenledi.
Peki, kimler katıldı bu turlara? Altın madeni çıkarılan köyün ileri gelenleri, belediye başkanları, kaymakamlar, bürokratlar, muhtarlar, milletvekilleri, gazeteciler…
ABD’de lüks otellerde ağırlandılar. Siyanür yöntemiyle altın üretmenin çevreye zararı olmadığı konusunda geziye iştirak edenler ikna edilmeye çalışıldı! ABD’de 10’ar gün kalan heyetler, Colorado ve Nevada eyaletlerinde madenlerle ilgili geziler yaptı. İlk gezi için 125 bin dolar, ikinci ve üçüncü geziler için ise yaklaşık 60’ar bin dolar bir harcama yaptı, şirket.
Ve bu ikna gezileri sonucunda bölgede 600 sondaj kuyusu açan şirket, yapılan çalışmalar sonucunda önemli altın rezervine ulaştı.
Tartışmaların ve eleştirilerin odağındaki İliç Altın Madeni şirketi, halen faaliyetlerini devam ettiriyor.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Sami - Kim kimler katılmış bu ballı gezilere. İsimler var mı acaba?
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.