Önemli bir “jeopolitik ve ekonomik aktör olan Türkiye”nin, trendlerden en iyi şekilde istifade edebilmesi; “alışılagelmişin dışında düşünme” sayesinde gerçekleşebilir. Bunun için gerek “dijital” gerekse “yeşil” dönüşüm trendlerinin anahtar yaklaşımları davranışa dönüşmelidir. Bu dönüşüm, “dinamik nüfusun ve iş gücünün doğru yetkinliklerle güçlendirilmesi ve hayat boyu öğrenme”nin ilk sıraya alınmasıyla sağlanabilir.
Belirleyici bileşen insan
Teknolojinin olağanüstü fırsatlar sunduğunu ancak öngörülemeyen riskleri de beraberinde getirdiği günümüzde araçla amaç karıştırılmamalıdır. Çünkü dönüşümde teknoloji araçtır, önemli olan bu dönüşümün süreçlere ve fonksiyonlara yansımasıdır. Bu açıdan dijital dönüşüm raporları “5 temel bileşen” üzerine odaklanmayı tavsiye ediyor: insan, veri, analiz, eylem ve sonuç! En temel belirleyici bileşen olan insan, “çalışanlar, tedarikçiler ve müşterilere erişim” olarak özetlenebilir.
Çalışan, “sadece temel sorumlulukları değil, her rolün gerektirdiği kişilik, davranış ve yetenekleri içermesi” açısından dönüşüme uğramalıdır. Tedarikteki dönüşüm, “yeni kampanyalar, stok planlama ve lojistik optimizasyonu”nu ve “teşvikten müşteriye yakınlık ve hizmete kayan perakende çalışma modeli”ni içermelidir. Müşteri ise, “ödediği karşılığında beklediğinden fazlasını ve ek yararları bedel ödemeden alan” olduğunda sadakat kazanıyor.
Verilere anlam verme
Diğer temel bileşen olarak “değerli verileri tutma” çabası, “çalışanlara, tedarikçilere ve müşterilerle etkileşimler”in erişilebilir kayıtlarının tasnifidir. Bu tasniflerin analiz edilmesi ise; “doğru uzmanlık ve araçlarla verilere anlam verme” şeklinde fikir, model ve tahmin üretmeyi başarabilir. İnsan, veri ve analizlerle ancak “eyleme dönüştüren sağlam bir plan” yapılabilir. Şüphesiz bu plan, “becerileri, süreçleri ve dönüşümün yönetimini birlikte ele alma”lıdır. Çünkü beklenen “sonuç” buna bağlıdır.
Ana hedef olan süreçlerin ve fonksiyonların dönüşümüyle, “ekiplerini ve kurumlarını geleceğe hazırlama ve daha iyi bir gelecek” inşası gerçekleşebilir. Bu açıdan yöneticiler, “tüm bileşenleri anlayan ve artı değer hedefi ile hareket eden” yol haritasıyla yeniden konumlanmaya odaklanıyor. Çünkü bu trendin “insan”a ve “iş”e bakışı tamamen farklı! İnsana bakış; “aylık maaş sistemleri, hiyerarşik yapılar, iç süreçler, sabit iş gücü gibi tek tipleşmiş fonksiyonlara” yer vermiyor ve insanı odağa alan çalışan deneyimi tasarımları” ile yeni yaklaşımlar oluşturuyor.
Özgün çalışma sistemi
Kurumlarını ve çalışanlarını etkileyecek yeni yaklaşımları algılamak için insana, işe ve iletişime yeni bir bakış gerekiyor. Her kurumun kendi çalışan kitlesine, çalışan ihtiyaçlarına göre kendine özgü çalışma sistemini kurmasını tavsiye ediyor. İş bakışı ise tedarikçiler, çalışanlarla ilişkiler ve operasyonları bir “ekosistem” marifetiyle çözüme kavuşturmayı önceliyor. Beklenen dönüşüm, “teknolojinin gelişimiyle yenilikçi stratejileri hızlandırmak ve işletmeyi gelecekteki büyüme için konumlandırma” çabası olarak önem taşıyor.
Burada kritik nokta; “kurumlar işe katma değer kazandırırken, daha düşük finansal harcama için stratejik maliyet optimizasyonu”na yönelmesidir. Böylelikle; “iş hedeflerine uygunluk, maliyet, işlevsellik, ölçeklenebilirlik ve entegrasyon” gibi kurumlara etkinlik ve verimlilik sağlayan adımlar atılıyor. Teknolojik dönüşümün süreçlere ve fonksiyonlara yansıması, insan ve iş yaklaşımındaki trendler, “işle ilgili süreçleri değil; takım çalışmasını ve iletişimi desteklemek amacıyla sosyalleşmeyi” de ön plana çıkarıyor.
Tükenmişliği önlemek
Beklenen refah düzeyini karşılamayan çalışma hayatı tükenmişliği artırıyor. Çalışma ortamını çekici kılmak ve çalışanın performansını artırıcı hamleler yapmak hedeflerin yakalanması için hassas alanlar oluyor. İşle ilgili motivasyon ve tutku arayışlarını karşılamak, kapsayıcı etkinlik ve uygulamalar geliştirmek önem arz ediyor. Hem işverene hem de çalışanlara bu açıdan rehberlik edecek kurumlar aranıyor.
Bu talebi karşılayacak kurumlar, hibrit yaklaşımları kolaylaştıran politikalar ve süreçler oluşturmak için birimlerin birlikte çalışmasını ilk plana almalıdır. Çünkü birlikte çalışma arttıkça, özellikle “lider iletişimi, marka yönetimi, katılım, çeşitlilik ve kontrol konuları daha çok değerleniyor. Bilgi, somut yeteneklere dönüşüyor ve teknolojik dönüşüm insanı ve yetkinliklerini besleyen boyutta ilerliyor.
Farkındalığın davranışa dönüşümü
Bazı sektörlerde oyunun kuralları değişirken bazı sektörlerde oyunun kendisi değişiyor. Bu durumda, “işi doğru yapma” ile “doğru işi yapma” arasındaki fark daha iyi anlaşılmaktadır. Bu durumda “teknolojik inovasyon ile teknolojik yönetişim arasındaki kontrol ve denge” mekanizmaları belirleyecek farkındalığın davranışa dönüşümü kaçınılmazdır. Beklediğimiz başarı, “teknolojinin adil ve kapsayıcı bir şekilde yaygınlaştırılması ve bu hedefle iş dünyası, start-uplar ve akademinin de dahil olduğu uluslararası platformların dayanışması ve iş birliği” ile yakalanacaktır.
Bu durumda iş hayatı, sadece para kazanmak, iyi şartlarda yaşam sürmek, iyi bir kariyer gibi motivasyonlarla çalışanlarını tutmakta zorlanmaktadır. “Büyük istifa” gibi durumlar çalışanların iş hayatı ile çalışma hayatı dengesi kurmak için istifa etmeyi çözüm olarak gördüğünün, dengeyi kaçırdığının altını çiziyor. O halde; kapsayıcı paylaşım içeren bir ekosistemde buluşmanın yollarını aramalıyız.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.