Çocuk deyince hayallerimizde zengin bir ülke canlanır ve iç dünyamızda konaklayan masumiyete doğru yol alırız. Hayallerimizin yelpazesi gittikçe genişler, evlerin avlularına kurulmuş oyunlar, göklere doğru uzanmış uçurtmalar ve özgürlüğün kanatlarına tutunmuş umutlara doğru koşarız. Hepimizin içinde büyümemiş bir çocuk vardır ki, çağın kirlerinden uzaklaşıp buraya sığınır ve burada sükûnete ulaşırız. Erişkinlerin dünyasında vuku bulan çatışmalara ve şiddete yer yoktur çocukların dünyasında. Hayat sevgi ile kurulan oyunlar kadar basit ve kolaydır onlar için… Ve… Sevginin bütün tonlarını taşıyan bir kaptır çocukların kalbi.
Çocuk terapistleri bireyin gelecek yaşantısında sağlıklı bir hayat sürebilmesi için çocukluk döneminde güvenli bir ortama sahip olması ve ihtiyaçlarına vaktinde ulaşabilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Batı’da yaşayan bir çocuk bu imkânlara kolaylıkla ulaşabilir peki savaşın göbeğinde yaşayan çocuklar için bu mümkün olabilir mi? Şiddetin odağındaki çocuklara güvenli bir ortam sunma şansınız var mı? Savaşın yıkıntıları arasında umut arayan çocukları hangi imkânlarla koruyabileceksiniz? Görmüyor musunuz? Ortadoğu’da çocukların masumiyeti, oyunları, hürriyetleri ellerinden alınmış ve katledilmiş çocukluk.
Zor şartlarda yaşayan çocuklar ailelerini koruyabilmek için küçücük bedenlerine sığdırdıkları cesaretleri ile direniyorlar. Masumiyetleri çalınmış, onurları kırılmış çocukların. Şiddetin niçin üretildiğini ve niçin kendilerine yöneldiğini soruyor sonra başlarını öne eğip çaresizliğe teslim oluyorlar.
Firavuni sistem çocukların hayallerini hedef alıyor ve onlara erişkin muamelesi yapıp ağır şekilde cezalandırıyor. Çocuk Hakları Sözleşmesi sözde çocukların haklarını korumaya yönelik olarak oluşturulmuş bir kuruluştur. Fakat söz konusu sözleşmenin maddeleri küresel sistemin çizdiği hudutları aşamıyor ve bu kuruluşlar sadece Batı’da yaşayan çocukların güvenliğine hizmet ediyor diğerleri ise ölüm kusan silahların gölgesinde yaşamaya mecbur bırakılıyor. Küresel aktörler bir yandan öldürüyor diğer yandan aklımızla dalga geçercesine hürriyetten, eşitlikten, demokrasiden dem vuruyorlar. ABD başkanı ekranlara çıkıp barış sözcüğünü telaffuz ederken Filistin’de binlerce mazlum insan, onlarca çocuk katlediliyor. Bu insanların dillerine mahkûm olan barış sözcüğü, başımızın üzerinden geçen kurşunlardan daha ağır geliyor bize ve yumruklarımızı sıkıp öfke ile bileniyoruz.
Yaşlı dünyada çelişkilerin ardı hiç kesilmiyor ve Filistin’de 10 yaşında bir çocuk polis eşliğinde karakola götürülüyor, çocuk sorgulanıyor. Hatırlarsınız geçtiğimiz Ramazan ayında 13 yaşında tutuklanan ve hücre hapsine mahkûm edilen Filistinli Ahmet’in duruşması vardı ve oyun ortamından alınıp hücreye kapatılan bir çocuğun sitem dolu bakışlarına tanık olduk.
Elleri kelepçelenerek askeri mahkemede yargılanan Filistinli çocuklar ağır işkencelere maruz kalıyor, ruh ve beden sağlıklarını kaybediyorlar. Dünyada çocukları yargılayan tek zihniyet işgalci İsrail’dir ve ne yazık ki bu konuda ne insan hakları kuruluşlarından ne de hamasi ifadelerle göz boyayan lider ya da yöneticilerden, basit kınama mesajlarının dışında bir direnç, bir hareket göremiyoruz.
Yerli ve yabancı basında pandemi sonrası süreç değerlendiriyor ve yeni dünya düzeni ekseninde oluşturulacak projelerden bahsediliyor. Fakat şiddetin güç olarak görüldüğü bir süreçte kimse erdem ve faziletlerden bahsetmiyor, kimse insanlaşmanın elzem bir ihtiyaç olduğuna değinmiyor.
Ellerimizle tutarcasına hissediyor ve inanıyoruz ki, bu savaşın kazananı iyiler olacak, iyilik kazanacak ve bir şafak vakti bizim çocuklarımız zafer şarkıları ile yürüyecekler. Ancak bunun için safımızı belli etmeli ve elimizi taşın altına sokmayı göze alabilmeliyiz.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.