Zamanında Cahit Zarifoğlu’nun dediği gibi: “ Filistin bir sınav kâğıdı / Her mümin kulun önünde.” Bu mısraların söylenmesi üzerinden oldukça uzun bir vakit geçti. Günümüzden bakıp dünyayı değerlendirdiğimizde yine aynı noktadayız. Tüm ümmet olarak Filistin sınav kâğıdı hâlâ önümüzde.
Filistin meselesini gündemlerinde tutanların bildiği gibi Ramazan’ın son Cuma’sı “ Kudüs Günü”dür. Filistin’in ve Mescid-i Aksanın bağımsız olması için tespit edilen bu günde dünyanın çeşitli şehirlerinde işgalci İsrail’in yaptığı zulümler kınanır. Ve Müslümanların ilk kıblesi bağımsızlık mücadelesinin dünya gündeminden düşmesi engellenmeye çalışılır. Kapitalizmin dayattığı hiçbir özel günü kaçırmayan Müslümanların “Dünya Kudüs Günü”nü gözden kaçırması da ayrıca sorgulanması gereken bir durumdur.
Son yirmi yılda Müslümanların tüm alanlardaki Müslüman’a ait hassasiyetinin azaldığı gibi Filistin ve Kudüs hassasiyetinin de azaldığına üzülerek şahitlik ediyoruz. Geçen her gün yöremizde yamacımızda Filistin meselesini konuşabildiğimiz, gücümüzün yetmediği lakin sözle de olsa zamanında dertlenebildiğimiz dostlar bir bir azalıyor. Müslüman bütün devletlerden daha fazla sorumluluk alması beklenirken İslam’ın ilk kıblesinin bulunduğu Filistin meselesinde tek tek işgalci ile normalleşen Müslüman ülkelere tanıklık ediyoruz. Devlet yetkililerinin ve güç sahiplerinin gündeminde, Filistin meselesini diri tutacak sivil toplum kuruluşları da Filistinlilere bir yara bandı daha fazla göndermenin büyük bir hizmet olduğunun sanısı içindeler. Müslüman halklar ise gündelik yaşamın dişlileri arasında ezilmekten başlarını kaldırıp kutsallarının, değerlerinin derdine düşemiyorlar. Oysa Erbakan Hoca’mız tüm Müslümanları, tüm ümmeti bağlayan şu sözü söylemişti: “Kudüs coğrafi değil imanî meseledir!”
Şükür ki; ülkemizde Saadet Partisi ve Milli Görüş var. 30 Nisan 2022’de dünyanın başşehri İstanbul’da “Siyonizm’in Planlarına Karşı Filistin ve Kudüs’ün Özgürlüğü” konferansı düzenlendi. Konferansta başta Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu olmak üzere çeşitli İslam ülkelerinden temsilcilerin katıldığı konferansta Filistin’in bağımsızlık meselesinin tüm Müslümanların ve tüm insanların sorunu olduğunun altı çizildi.
Tüm Müslümanların bildiği gibi Siyonist rejimin amacı Filistin ve Kudüs’ü Yahudileştirmektir. Son yüzyıla şekil veren dünya sistemi kurulmasının temelinde yatan temel saik Filistin merkezli Büyük İsrail’i kurmak. Her şey bu kadar bariz ortadayken Müslümanların duyarsızlığı işgalcinin elini güçlendiriyor.
Şevket Kazan’ın bir hatırasını burada not düşmek zorunlu oldu. Sene 1987. HAMAS’ın kuruluş yıldönümü dolayısıyla Ürdün’de bir program düzenlenmiş ve Erbakan Hoca’mız davet edilmiş. Erbakan Hoca’mız kendini temsilen toplantıya Şevket Kazan Bey’den katılmasını istemiş. Şevket hoca programdan konuşma sırası kendine gelince “euzu besleme” çekerek Fil Suresi’ni okuyup, surenin izahını yapmış. Daha sonra sözlerini aşağıdaki gibi tamamlamış:
“Gelelim bu olayın bugünle alakasına, bugün yeryüzünde yaşayan Müslümanlar sizlerden ibaret olsaydı, bu Yahudi zulmü karşısında Cenab-ı Allah tıpkı Ebrehe’nin ordusuna yaptığı gibi gökyüzünden size yardım etsinler diye Ebabil kuşlarını gönderir, o kuşların pençelerinden yeryüzüne inen taşlarla bu zalim Yahudi milletini yerle yeksan ederdi. Etmiyor. Çünkü yeryüzünde bir buçuk milyar Müslüman var. Ve bu Müslümanlar size yapılan bütün bu zulümler karşısında hiçbir şey yapmıyor, sadece seyrediyorlar. İşte bu bir buçuk milyar Müslüman’dan mahşer günü hesap sorulsun diye Ebabil kuşları gelmiyor. Allah adil-i mutlaktır. Bu duyarsızlığın hesabını bu bir buçuk milyar Müslüman’dan o gün elbette soracaktır.”
Mesele çok net bir şekilde ortada iken Müslüman ülkelerin liderlerinde neden bu duyarsızlık? Hiçbirimizde yok mu Rachel’i okyanus ötesinden gelip Filistin’i ve Filistinlileri savunmaya, Filistinlilerle beraber olmaya iten düşünce, duygu?
***
Hesaba çekilmeden kendini hesaba çekmeyen ümmetin vay haline!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Nurettin Gedikoğlu - Sayın hocam sınıfta kaldık niçin çünkü Filistinli kardeşlerimize her zulmü reva görenlerin ayaklarının altına kırmızı halı sererek karşıladık onların zulmüne ortak olduk
Arifasya - Musluman ulkelere bak turkiye dahil hepsi direk veya dolayli olarak batiya hizmet ediyor.bu ulkelerde bir zihniyet devrimi yasanmadikca filistin meselesi kiyamete kadar devam eder...
Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.