Liyakat ya da ehliyet

Abone Ol

“Emanetleri ehline veriniz” buyuruyor Cenab’ı Hak. Rabbimizin emridir emaneti ehline vermek.Yüce Allah ( cc) insanları farklı olarak yaratmıştır. Bir elin parmakları bile aynı değildir. Gelmiş geçmiş bütün insanlar, farklı karekterlere, farklı kişiliklere, farklı zekaya sahiptirler. Teknik ifadeyle buna “çoklu zeka” derler. Her insanın istidat ve kabiliyeti, Rabbimiz tarafından bir hikmete binaen farklı bir tarzda halk edilmiştir. Dünyanın düzen ve ahengi bunu gerektiriyor.

Her insanın parmak izi, el ayası bile farklıdır. Dil ve renkler de çeşit çeşittir. Bütün bunlar Allah’ın ayetleridir. Hakiim sıfatının tecellisidir. Hikmetle hareket eder yüce Rabbimiz. Her şeyi bir hikmete binaen yaratmıştır. Boşuna yarattığı hiç bir şey yoktur. Ancak biz her şeyin hikmetini bilemeyiz. Zamanla kainatın mükemmelliğini, aheng ve düzenini insanoğlu kısmen öğrendi, öğrenmeye çalışıyor. Bize düşen, O’nun yüce kudretini idrak etmek, “Kadir’i Mutlak” olarak boyun eğip teslim olmak ve kulluk yapmaktır. Bize verilen yetki, görev ve sorumluluğumuzun hakkını vermektir esas olan. Cenabı Hak liyakata göre yaratıklarına görevler vermektedir. Meleklerin, insanların ve cinlerin ayrı ayrı takdir edilmiş görevleri vardır. Nebi olarak görevlendirdiği insanlar olduğu gibi, çeşitli görevler verilen melekler de vardır. Hep ehil olanlar görevlendirilmiştir. Yada başka bir ifadeyle kim neye eğilse, ona o verilmiştir.İlahi nizamda hata yoktur. Beşeriyeti de, kainatı da yaratan O’dur. İnsan ve diğer bütün mahlukatın ihtiyacını en iyi O bilir.

Allah bilir,beşer şaşar, yanılır, hata eder. Beşeri sistemler hatalarla dolu. İlahi sistem haktır, doğrudur, hatasızdır. Şeriat İlahi kanunlar demektir. Medeni hukuk beşer kanunudur. İnsanın yazdığı kurallardır. Onun için insan, Rabbine yaklaştıkça, İslama, Kuran ve Sünnete uygun hareket ettikçe az hata yapar, layıkıyla hayatiyetini idame ettirir. Hak ve hakkaniyetten ayrılmaz, adalete uygun davranışlar sergiler, her kesin hakkını verir. Ehliyetli, liyakatlı bir yabancıyı kendi yakınına tercih eder. Adam kayırmaz, işi daha uzman olan kişiye tevdi eder, teslim eder. Ayrıca bilmeden, hataen ehliyetsiz insanlara görev vermekte yine büyük hatadır. Kasıt yoksa bile gaflet ve bilgisizlikten mütevellid yanlış görevlendirmeler, telafisi mümkün olmayan hatalara sebebiyet verebilir. Bunun önüne geçmek için,erken yaşlardan itibaren herkesin istidat ve kabiliyetini keşfetme, tanıma zarureti vardır. Eğitim sistemimizi de buna göre dizayn etmek gerekir.

Herkes liyakatına göre istihdam edilmelidir. Ehliyetsiz,getirildiği işi bilmeyen kişi,çalıştığı kurumu da, toplumu da geriletir, ülkenin kalkınmasına, gelişmesine zarar verir. Bu bazen büyük hasarlara, hatta büyük felaketlere neden olabilir. Bu yüzden ciddi bir eğitim sistemi kurulmalı. Eğitim mukaddes değerlere dayanmalı.Dayanmalı ki salih nesiller yetiştirilsin. Değerler eğitimi ve bilimsel çalışmalar eş zamanlı verilmeli.Kul hakkının ehemmiyeti, ahiret anlayışı, kulluk ve ubudiyyet bilimsel ve teknoloji ile birlikte eğitim sistemimizde yer almalıdır. Fizik, kimya vd bilim dalları çok iyi verilse bile, insan sevgisi, hak, hukuk, adalet, dürüstlük... gibi manevi değerler verilmediği zaman ortaya acımasızlık, zulüm ve haksızlık meydana gelebilir.Çok zeki ve bilgili insanlar, toplumlar ve devletler, hiç sıkılmadan, hatta zevk alarak çok rahat bir şekilde başkalarını sömürürler, maddi ve manevi yönden zulmederler. Bilgi ve teknoloji Filistin’e, Miyanmara, Doğu Türkistan’a, Keşmir’e, Irak’a, Suriye’ye bomba olarak inebilir. Kültür emperyalizmi en vahşi biçimde uygulanabilir.

Daha rahat sömürmek ve parçalamak için hilafet kaldırılabilir. Tarihinden koparmak, tarih bilincinden uzaklaştırmak ve geçmişinden, Kuranından Sünnetinden ayırmak için harf inkilabı yapılabilir ve yapılmıştır. Bu yüzden bu felaketlerin yaşanmaması için çok ciddi bir eğitime, hedefi, amacı, içeriği belli olan kalıcı bir talim ve terbiyeye şiddetle ihtiyaç vardır. Adam kayırmanın olmadığı, herkesin hakkını elde ettiği,uzmanlık ve liyakata önem verildiği bir eğitim sistemini kurmak mümkün. Biz bunu arzuluyoruz. Pek çok hatanın kaynağı cehalettir, eğitimsizliktir. Bu yüzden çok acil bir şekilde idealist ve bilgili, heyecanlı, öğrencilerine ve topluma örnek olacak öğretmenler yetiştirmemiz gerekir. Ancak bu vasıfta ki öğretmenler, salih ve liyakatlı nesiller yetiştirebilirler. Cumhurbaşkanını da, başbakanı da, bakanları ve valileri de öğretmenler yetiştirir. Yöneticilerimizin daha iyi olmasını istiyorsak eğitimciler olarak kendimizi gözden geçirme k zorundayız. Eğitim sistemimizi sağlıklı hale getirmemiz zorunludur. Bunu yapmalıyız ki ekonomiyi ve ticareti, hak hukuk ve adaleti, uzlaşma ve kardeşliği, tarım ve sanayiyi, bilimsel çalışmaları yapan ve marka üreten arge birimlerini...hayata geçiren yöneticilerimiz olsun. Efendimiz ( sav) :” Siz nasılsanız öyle yönetilirsiniz” buyurarak bu konuyu ne kadarda güzel özetlemiştir.

Yeryüzünde 1.7 milyar civarında müslüman nüfüs bulunurken yaklaşık 13 milyon yahudi nüfus bulunmaktadır. Dünya ticaretinde yahudilerin payı, müslümanların toplan ticaretinden fazladır. Yaklaşık 13 milyon musevinin ticaret hacmi 1.7 milyar müslüman nüfusun ticaret hacminden daha fazla.Bu bize ticarette yahudilerin liyakatini, ehliyetini, uzmanlığını anlatırken, müslümanların da ne kadar yetersiz ve tembel oluğunu anlatır.Cenabı Hak Rahman sıfatının tecellisi olarak,hakkını vererek çalışana,karşılığını veriyor.

İkinci dünya savaşında neredeyse yerle bir olan Almanya ve Japonya’nın durumu ortada. Azim ve sabırla insanını, bilim ve teknolojiyle buluşturdular ve kısa sürede dünya devleri arasına girdiler. “Azim ve irade her güçlüğü yener” diye bir söz var. Zeki, liyakatlı gençlerini eğittiler ve hızlı bir şekilde terakki sağladılar. Güney Kore de benzer bir gayret ve ilerleme var. Misalleri arttırmak mümkün. Cenab’ı Hak çalışmayana, gereği gibi gayret göstermeyene, işi ehline vermeyene nusret ve inayetini göndermiyor. Bu sanayide de böyledir, ziraat ve tarımda da ,ticarettede böyle, eğitimde de böyle. Biz okumayan bir topluluk haline geldik OKU emrine rağmen. Bize tembellik hakim oldu “ iki günü eşit olan kişi zarardadır.” prensibine rağmen. Her türlü işi genellikle ehliyetsiz ve yetersiz insanlara verdik,” emanetleri ehline veriniz” ilahi emrine rağmen.Son söz olarak diyorum ki: Başarılı olmak istiyorsan çok oku, çok düşün, çok tefekkür et, kaliteli bir eğitim sistemi kur, eğitim politikaların güçlü ve kalıcı olsun, bilim ve manevi değerler birlikte olsun, eğitimin başına eğitimden anlayan liyakatlı birini getir ve sık sık değiştirme. Her alanda kaliteli bireyler yetiştir ve yerleştir. Gayret bizden muvaffakiyet Allah’tandır.