Kuzuluk'ta kuzuları korkutan kurtlar

Abone Ol

Karadeniz deki son durağımız Kuzuluk. Keşif ruhu bu kez yörenin dağ ve nehirleri ile meşgul.

Kuzuluk Akyazı ya bağlı bir kaplıca ve mesire yerleşkesi.

Evliya Çelebi mizin de uğrak yeri.

Roma döneminde varsıllığı bilinen bölge, Malazgirt Savaşı ndan bir yıl sonra Artuk Bey tarafından Selçuklulara kazandırılır.

Bizanslılarla ara ara el değiştirse de, Osmanlı döneminde çevresi ile birlikte kimliğini bulur.

Mesire, ismini; eskiden komşu köylerin ilkbaharda koyunlarını, kuzularını büyüttükleri yer olduğu için Kuzuluk olarak almış.

Adapazarı ndan Akyazı ya, oradan da bu şirin beldeye vasıl oluyorsunuz.

Akyazı da bir müddet oyalandık. Bu esnada esnafın dükkân camlarında belediye başkanı Yaşar Yazıcı nın ilanlarını gördük:

"Silahla oyuncak olmaz, oyuncak silahını getir, bir kitabın olsun" kampanyası dikkatimizi çekti. Esnafa sorduğumuzda, kimi oyuncakçı dükkânları, oyuncak silah satmamak için başkana söz vermişler.

Meğerse bölgedeki düğünlerde kadınlar bile silah atıyorlarmış, Mesela canı sıkıldı mı kadıncağız; "birkaç kurşun sıkayım da, rahatlayayım" diye, alıyormuş silahı eline.

Bu yüzden ölümlü kazaların olmaması için, silahın oyuncağına bile savaş açmış başkan, onun yerine kitap dağıtmakta.

Kuzuluğun kenarından geçen Mudurnu Çayı, Kallen Deresi, Hamam Deresi ile bölge bir doğa harikası.

Keremali dağları; Kerem ve Ali isimli iki arkadaşın kardeşliğini anlatmakta uzun yıllardır.

Karaçalılık içme suyu, büyük şehirlerde rastlanamayacak doğal bir zenginlik.

Dağlardan gelen havası, şifalı suları ile Akyazı nın köyü olmasına karşılık, ilçesini geçmiş bir turizm potansiyeli barındırmakta idi.

Sadece kaplıcaları değil, maden suları ile de şöhret olmuş.

Ki bu maden suyu, yurdumuzda kaynağından soğuk çıkan ender sulardan biri.

Volkanik özelliği olan Kuzuluk bölgesinde ayrıca; Kovuk maden suyu, Soğuk gazlı su, Göz suyu, Taş kaynağı bulunmakta.

Akyazı Mudurnu yolu üzerinde bulunan kaplıcalar, meşe ormanı içinde bulunan sayısız sıcak su kaynaklarından oluşmakta. Selçuklular döneminden beri bir kür merkezi olan Kuzuluk kaplıca suyu hastalıklara derman olarak kullanılmakta.

Fakat Kuzuluk Kaplıcalarında il Özel İdaresince yapımına başlanılan sağlık ve termal turizm tesisleri, 1994 de özel sektöre devredilmiş. 1996 da inşası tamamlanarak faaliyete geçen Kuzuluk kaplıca tesisleri, beldede bulunan tek kür merkezi.1464 devre mülk dairesinden oluşmakta. Ne yazık ki belediyeye ait bir hamamın ya da havuzun dahi bulunmadığı kaplıcanın bütün geliri bu özel holdinge bırakılmış, belediye önemli bir gelir kaybına uğramış. Belediye hamamının olmaması hem çevre halkı mağdur etmiş, hem de belediyeyi.

Kendileri ile görüştüğümüz çevre halkı, özel holdingin açtığı tesisin ücretlerini pahalı bulduğundan havuza bile girememekte.

Belediye başkanı M. Asım Yanık a bu konuyu aktardığımızda, O da:  "Eskiden, bu holdingle öyle bir protokol imzalanmış ki; üç kilometreyi onlara bırakmışız, yeni termal kaynağı için sondaj açmak istiyoruz ama bir kazma bile vuramıyoruz. Anlaşmamız olduğu halde, merkezi ısıtma sistemine bile izin vermiyorlar."

Bu çok acı bir durum.

Beldelerini, havalarını tesisleri ile kirleten, sularını tüketen holding, dünya para kazanırken; halkın gireceği, şifalı sularında derman bulacağı bir hamamları bile yok. Ne yazık ki belediyesi de, halkı da; bu devasa gelir kaynağının başını holdinglere teslim edip, kuzular gibi kenara çekilmek zorunda kalmış.

Kuzuluğun ismi ile müsemma olması bu bakımdan yüreğime hüzün verdi.