Kutlu Doğum coşkusu!

Abone Ol

Geleneksel olarak tüm yurt sathında kutlanan Kutlu Doğum

Coşkusu bu yıl da insan onuru temasıyla icra ediliyor.

Şükür, artık dindarların bilgi seviyesi yükseldi de,

sadece mevlit okutularak, lokum dağıtarak, gül suyu ile geçiştirilmiyor. Bir

nebze de olsa Efendimizin hayatından kesitler anlatılarak O nu (s.a.v.) tanıma

fırsatı doğuyor.

Bu yıl, Hz. Peygamber ve İnsan Onuru nun seçilmesi, konu

hakkında toplumsal bir duyarlılık oluşturması açısından önemli olmaya önemli de

Müslümanların diri diri yakıldığı, kurban gibi boğazlandığı bir süreçte halka,

tebessümün faziletlerini anlatmanın da fazla bir anlamı yok.

Pek çok programın sönük kaldığı etkinliklerde Anadolu

Gençlik Derneği yine farkını ortaya koyuyor. Etkili hatipler, Kur an

Ziyafetleri ve çeşitli programlarıyla spor salonlarını dolduruyor. Programlarla

kitlelere coşuyor, binlerce gence ulaşılıyor. 

Ülkemizde genellikle kutlu doğum etkinliklerinde sıkça

gördüğümüz şekliyle Efendimizin sadece insani vasfı değil; tüm yönleri

insanların bilgisine sunulmalıdır.

O nun hayatından yalnızca iyi bir eş, iyi bir aile reisi

olduğu, sağ eliyle yemek yediği, üç yudumda su içtiğine dair bilgilerle

disiplinli, kişisel bakıma önem veren bir insan imajı çiziliyor. Hâlbuki bu

yönler, O nun hayatının yanında çok küçük bir bölümün ifadesidir.

 Hele de

sütannesinde kaldığı süreyi, bebekliğini anlatan hocalara denk gelince deyim

yerinde ise içim içimi kemiriyor. Bu kadar önemli bir kalabalığa bunlardan daha

önemli anlatacak yönlerini bulamadınız mı diye. Pek tabi ki evrensel mesaja

sahip olan Peygamberimizin hayatı sadece insani yönlerden ibaret değildi.

Hep arzu ederim ki hatipler, Efendimizin Medine ye

hicretinde gerçekleştirdiği ilk dört icraatını anlatsınlar. Bunlar; 1. Cami

Yapması, 2. Kardeşlik Uygulaması, 3. Medine Vesikası yazımı 4. Pazar kurması.

 Ardından da

desinler ki, caminin yerini bugünkü teşkilat binaları, sivil toplum örgütleri

almıştır.

Kardeşlik ise, yönetimde faaliyet gösterecek insanlardır,

üyelerdir. Birbiriyle hiç tanışmayan insanların kan kardeşliğinden öte kuvvetli

bağa sahip olmalarını bugün nasıl anlamalıyız desinler.

Medine vesikasının, yeryüzünde bilinen ilk anayasa

olduğunu, böylece İslam ın yönetim/devlet talebi olduğunu söylesinler.

Son olarak Peygamberimizin, Yahudilerin kontrolündeki

pazardan alışveriş yapılmasına razı olmayıp Beni Sa d oğullarının arazisini

satın alarak kurduğu pazarla, Müslümanların ekonomik bağımsızlığın önemine

yaptığı vurgu ile maddi anlamda da güç sahibi olmaya teşvik edildikleri vurgu

yapsınlar.

İnsanlığa örnek bir şahsiyet olarak beşeri kişiliğinin

dışında kalan yönler es geçiliyor. Efendimizin eğitimci kişiliği, yöneticiliği,

komutanlığı, liderliği ve devlet adamlığı gibi yönlerinin de toplumla

paylaşılması gerekmektedir. O nun hayatının sadece saydığımız beşeri yönleriyle

hasredilmesi onun eksik tanıtılması anlamına gelir.

Programlarda bazen işin cılkı çıkmıyor da değil. Geçen

hafta Diyarbakır da Kutlu Doğum programına paralel giysi defilesi tantanası

bitti. Şimdi de Adana da Portakal festivali çıktı başımıza. Yıl boyu başka boş

gün bulamadıklarından(!) bu haftayı böylece sabote ettiler.  

Tüm yurt sathını kuşatmış olan, Efendimizin dünyayı

teşriflerinin yıldönümünde O nun izinden gidip, O na layık ümmet olabilmeyi

Cenâb-ı Hak ihsan buyursun. Cümlemizi şefaatine nail eylesin.