Kur an-ı Kerim de enfal süresinin 30. ayetinde Allah-u
Teâlâ şöyle buyuruyor:
Hani o inkâr edenler, seni yakalayıp zindana atmak veya
öldürmek yahut yurdundan çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Oysa onlar tuzak
kurdukça Allah da onların tuzağını başlarına geçiriyordu. Zira Allah tuzak
kuranların en hayırlısıdır.
Ayetin son cümlesinde: Allah, tuzak kuranların en
hayırlısıdır ifadesi, sanki hâşâ Allah tuzak kurar anlamı çıkarılmasın.
Ayetteki Allah tuzak kurması ifadesi mecazı bir
ifadedir.
Anlatılmak istenen, kurulan tuzağın bozulması dır.
Bu ayetin indiriliş sebebi şöyledir.
Müşrikler Peygamber Efendimizin, Medine ye hicret
edeceğini öğrenince, ona engel olmakiçin bir çare bulmak istediler.
Hicretin gerçekleşmesi halinde, İslam ın yayılmasının önü
alınamayacağına inanıyorlardı.
Bunun önünü alabilmek için de Peygamber Efendimizin
öldürülmesine karar vermişlerdi.
Öldürmek kesin çözümdü ama Haşımoğulları nın problem
çıkarmasından çekiniyorlardı.
Peygamber Efendimizin Haşımoğullarından olması onları
korkutuyordu.
Bunun üzerinde büyük tartışmalar yapılmıştı.
***
Uzun tartışmalardan sonra Ebu Cehil, şöyle bir çözüm
buldu.
Her kabileden birer silahlı insan seçilecek.
Hepsi birden hücum edip Efendimizi öldüreceklerdi.
Dolayısıyla, Efendimizi öldürenin hangi kabileden olduğu
tespit edilemeyecekti.
Bu durum karşısında Haşımoğulları, bütün kabileleri
karşılarına alıp hesap soramazlardı.
Bu görüş kabul görünce, Cebrail aleyhisselam, Peygamber
Efendimize haber vermişti.
Bu tuzak karşısında Efendimiz, kendi yatağına çocuk yaşta
olan Hz.Ali yi yatırdı ve
Hz.Ebubekir le birlikte Mekke den çıkmış ve hicreti
gerçekleştirmişti.
Ayette söz konusu olan tuzak, işte müşriklerin bu
tuzağı dır.
***
Müşriklerin uyguladığı bu tuzak, İslam tarihi boyunca hep
uygulanmış ve uygulanmaya da hâlâ devam ediliyor.
Hem küresel olarak uygulanıyor, hem de yöresel olarak
uygulanıyor.
Beynelmilel Siyonizm, Masonluk, Kominizim, Kapitalizm
gibi kuruluşlar bunlardan bazılarıdır.
Demek ki bu tuzaklar, hayatın bir gerçeğidir.
Bu tuzaklar, dün vardı
Bugün de var.
Yarın da olacaktır.
Ağlamak, sızlanmak, yakınmak ve söylenmek çare değil.
Peki, çare nedir
Çare, tuzakları bozmak tır.
Tuzakları bozmayanlar, bunlarla ilgili tedbir almayanlar,
tuzakların kurbanı olurlar.
Nitekim Müslümanlar, bugüne kadar hep bu tuzakların
kurbanı olmuşlardır.
***
Taksim gezi olayları ile ilgili Türkiye üzerine büyük
bir oyun oynandı.
Hâlâ oynanmaya da devam ediliyor.
Nispeten tuzağın önü kesildi ama arkası her an gelebilir.
Bu kadar acılar, bu kadar bedelle ödendikten sonra hâlâ
bu tuzaklara düşersek bize yazıklar olsun.
İnkârcılara karşı Kur an bizi uyarıyor,
Peygamber bize yol gösteriyor,
Tarihte oynanan oyunlar gözlerimizin önünde.
Biz hala düşmanın silahıyla silahlanamayacak mıyız
Çağın iletişimini,
Bilişimini,
Sanatını,
Sinemasını
ve teknolojisini
Kullanamayacak mıyız
Tedbir almadıktan sonra tevekkül etmenin ne anlamı var