Dünya ekonomisinde tehlike çanları çalıyor.
Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) masaya koyduğu son rapor, küresel piyasalarda soğuk duş etkisi yarattı. "Yeni bir borç birikimi dalgası yaklaşıyor" uyarısıyla paylaşılan veriler, dünya genelinde borç yükünün kontrolsüz bir şekilde büyüdüğünü gözler önüne serdi. Özellikle merkez bankalarının faiz indirimlerini tartıştığı şu günlerde, sadece 9 ayda yaşanan 26,4 trilyon dolarlık devasa artış ekonomistleri kara kara düşündürüyor.
Raporda Türkiye için hane halkı borçlarındaki artışa dikkat çekildi.
Borç Dağı Büyüyor: Lokomotif ABD ve Çin
Raporun detaylarına inildiğinde, borç yükünü sırtlayan ülkelerin başında ABD ve Çin’in geldiği görüldü. Kamu harcamalarının fren tutmaması, borç stokunu yukarı taşıyan ana etken olarak kaydedildi. Küresel borcun Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYH) oranı yüzde 310 gibi ürkütücü bir seviyeye ulaştı.
Gelişmiş ekonomilerde borç 230,6 trilyon doları bulurken, gelişmekte olan piyasalarda bu rakam 115 trilyon dolar sınırını aştı. ABD ve Çin’i borç artışında Fransa, İtalya ve Brezilya gibi ülkelerin takip ettiği vurgulandı.
Türkiye'de Vatandaşın Yükü Arttı
Küresel çapta kamu borçları artarken Türkiye cephesinde tablo biraz daha farklı şekillendi. Verilere göre Türkiye'de şirketler borçlarını azaltırken hane halkının borçluluğu arttı.
Yılın üçüncü çeyreğinde hane halkı borçlarının milli gelire oranı yüzde 9,8'den yüzde 10'a tırmandı. Buna karşılık finansal olmayan şirketlerin borç oranı yüzde 39,2'den yüzde 38,5'e, finansal sektörün borç oranı ise yüzde 17,5'e geriledi. Türkiye'nin kamu borcunda ise kayda değer bir değişim yaşanmadı ve oran yüzde 27,7 seviyesinde yatay seyretti.
Küresel çapta "borç krizi" senaryolarının yeniden konuşulmaya başlandığı bu dönemde, piyasalar merkez bankalarının atacağı adımları ve bu devasa yükün sürdürülebilirliğini endişeyle takip ediyor.