Kur’an’ın inzarını/uyarısını onlara ulaştırın…

Abone Ol

KUR’AN VE İLİM 972. Haftalık Seminerlerimizden yararlanarak neler dediğimizi kısaca ve sadece başlıklarıyla tekrar hatırlamamız gerekiyor ki; bu son yazı ile birlikte önceki yazılarımız da okunursa, bu hatırlatmayı neden ısrarla yapmakta olduğumuz anlaşılacaktır…

  1. Kur’an ve ilim çalışmaları ve Kur’an mucizesi (24.07.2018)
  2. Faizli sömürü düzeni ömrünü tamamlamıştır (25.07.2018)
  3. Tek çözüm Semt Kooperatifleri ve Mal Senetleri (27.07.2018)
  4. Kur’an’la ilgilenmeniz… Kur’an’a ulaşmanız… (28.07.2018)
  5. yazı da bugünkü bu yazıdır ve okunduğunda ne dediğimiz biraz daha anlaşılacaktır.

Öyleyse okuyalım…

“Zekât kelimesi üzerinde duralım. Bir yere baktığınız zaman onun canlı olup olmadığını bilirsiniz. Buna canlılık deriz. Havada tozlar vardır. Bunlar cisimler tarafından çekilir, çevre sürekli olarak kirlenir, kirliliğin özel rengi vardır. Camı temizleyip parlatırsınız ama biraz sonra gene kirlenir. Oysa canlılarda devamlı kendilerini temizleme özelliği vardır, kir üzerlerinde durmaz. İşte siz canlıyı böylece cansızdan ayırırsınız.

Bütün insanlara kir bulaşmaktadır. Bundan dolayı devamlı olarak kendilerini temizlemeleri gerekir. ‘Namaz, oruç, zekât ve hac’ bu kirleri temizlemeye yarar. İnsan iyilikler yaparsa kendisini temizlemiş olur. Böylece mümin olamasa da müslim olarak onun için de cennet vardır. O halde cennete yalnız müminler gidecektir inancı yanlıştır, hatalıdır. ‘Tezekki eden’ herkes karşılığını bulacak ve cennete gidecektir.

Hz. Musa ve Firavun’un kıssasını nakleden Kur’an bize genel hayat felsefesini de yapmaktadır. Çağımızdaki Firavun olan Sermaye’nin şimdiye kadar yaptıkları ona tebliğ ulaşmadığı için sorumluluğu gerektirmez.

Evet, kilisenin din adamları faizin haram olduğunu söylediler ama onun yerine alternatif olacak bir şey getiremediler. Zaruretler haramları ortadan kaldırır, dolayısıyla din adamları mağlup oldular, dünyada dinsizlik (yani kölelikten beter faizli işçilik düzeni hükümran olarak) görülmektedir.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın önderliğinde Akevler’de oluşturulan ‘Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen’ ise sorunları çözdü, faiz yerine ‘selem farkını ve kredileşmeyi’ getirdi. Karşılıksız paranın yerine ‘emek karşılığı çıkarılan parayı’ getirdi, ‘mal karşılığı çıkarılan parayı’ getirdi. Necmettin Erbakan’ın çalışmaları ile dünyaya bu çözümler ulaştı.

Ne var ki henüz onlara ispatlayamadık. Bir örnek bucak oluşturup gösteremedik. Bugün için bunun sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Evet, kendilerine tebliğ ulaştığı halde, bunu gösterecek işletmeler kuracaklarına, faizli işletmelerdeki başarıları ile övünüyorlar.

Ayrıca sorumlu olanlardan biri de Fethullah Gülen’dir; başından itibaren kooperatif çalışmalarını bırakmış, Sermaye’nin faizli düzeninde İslamiyet’i getirmeye çalışmıştır.

Bugünkü kimi Müslüman zenginlere göre faizli sistemde para kazanacak, birkaç fakire ve birkaç mollaya sadaka verecek ve onunla cennete gidecekler.

Erbakan Kur’an düzenine hizmet etti. Edemediği yerler de oldu, hata etti.

Erdoğan da hizmet etmek istiyor. Allah da imkânlar bahşediyor. Duam odur ki Firavun gibi olmasın, Sermaye’nin dolarına takılmasın. Hâlâ ümitli olduğum için uyarılara devam edeceğim. Siz bu seminerleri takip eden kardeşlerimizden bir isteğimiz var. Siz bunları Erdoğan’a ulaştırmalısınız. AK Partililerle her gün temastasınız. Kur’an’ın bu inzarını/uyarısını onlara anlatmaya çalışın. Olur ki kulağına girer, birisi uygular, sonra kendisine ait olur. Ey Erdoğan’ın etrafında baraj kurup Kur’an düzeninden, ‘Adil Düzen’den uzaklaştırmak isteyenler, gark olup gideceksiniz. AK Parti Erdoğan’dan %10 daha az oy aldı; bir barajlık 10 puan! Utanmalısınız. Korkmalısınız. İnsafınız olmalıdır. Ya Firavun’un sahirleri gibi iman edeceksiniz yahut Firavun’un ordusu gibi gark olacak ve cehennemde haşr olacaksınız.

Yapacağınızı yapın ama bunu ancak buradaki dünya yaşayışımızda yapabilirsiniz...”

Ve’s-SELAM mea’d-DUA...