Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet - 82

Abone Ol

Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…

“İz kultum / Dediğinizde” (Maide 7)

Buradaki “iz” geçmiş zaman zarfıdır. Yani siz böyle dediğiniz zaman sizinle misaklaşmıştı. Burada eğer “Allah” kelimesini âlemlerin rabbi olarak anlarsanız, bunların şansı olmaz, hepsi hayal olur ama topluluk olarak anlarsanız her şey çok açık ve sade şekliyle anlaşılır hâl almış olur. İnsan anne karnına düştüğü ve yumurtalar döllendikten sonra kişilik başlar. İnsan yaratılış itibariyle topluluğun ferdi hâline gelir. İnsanlar arasındaki sevgi, insanlar arasındaki sözleşmeye uyma melekesi, utanma, çekinme hep doğuştan genetik olarak var olan bir bağdır. İnsan bunu kendi iradesi ile elde etmiş değildir, Allah onu öyle yaratmıştır. Oysa 15 yaşına geldiği zaman insanın bir de topluluğu seçme hürriyeti vardır. Burada anlatılan o hürriyettir.

Kultum” dediniz deniyor. Topluca dediğimizde bu da sözleşmelerin kollektif hâlinde oluşacağını ifade eder. Allah’ın nimetleri zikredilecek, bir de sözleşmeler zikredilecek, anlaşmalar zikredilecek. Böylece zikrin manasını daha iyi anlamış oluyoruz.

Toplantılarda neler anlatılacak?

İki şey anlatılacak. Doğa kanunları ve kanunlardan yararlanma şekilleri anlatılacak yani fen ilimleri okunacak, bir de sosyal ilimler okunacak. Sözleşmeler ve kanunlar okunacak.

Şimdi biz seminer günümüzde haftada bir gün bir araya geliyoruz. Yarım sahifelik kitabı (Kur’an’ı) yani asgari on sahife olarak (yazılan tefsiri) okuyoruz. Bunun yerine günde üç sefer bir araya gelmeliyiz. Her seferinde iki sahifelik Kur’an’dan yerler okunacak ve güncellenmiş yorumu yapılacak. Bu haftada 10 sahife eder, bir senede 300 sahife biter.

Kur’an okunurken iki tür yoruma dikkat edilecektir.

- Biri, doğa kanunları ve onların bize sağladığı imkânlar ve teknik.

- Diğeri, sosyal olayları anlatmak; o da hukuktur.

Demek ki, okullarda okutulması gereken iki ana ders olmalıdır; hukuk ve teknik.

Bugün ikisi de okutulmamaktadır.

Bizim günlük toplantılarda bu dersler okunacak; doğuştan (beşikten) mezara kadar okunacak. Biz çalışmalarımızla İstanbul, Bahçelievler, Yenibosna’da bunun temelini atıyoruz. Muhasebe ve hukuk okunacaktır. Her gün bir defa bir araya geliyoruz. Bir gün gelsin, her gün Allah üç defa bir araya gelmeyi nasip eylesin, inşallah...

- Hukukun temeli fıkıhtır.

- Fıkhın temeli Kur’an’dır.

- Kur’an da Arapça ile bilinir.

- Bunları yapmak için çalışıyoruz.

- Teknik de yapılan işlerin kaydedilmesidir, muhasebedir.

- Allah bizlere her ikisinin üzerinde çalışmayı nasip etmiştir.

- Bu çalışmalarımızı internet sitemizde takip edeceksiniz inşallah...

“İz kultum semi’nâ / İşittik dediğinizde” (Maide 7)

Evet, sözleşme yaparken ne demiştiniz, “işittik” demiştiniz. Yani teklif topluluktan gelmişti, kuralları o koymuştu. Siz de herkes gibi onu kabul ettiniz. ‘İşittik ve anladık’ dediniz. Yukarıda “vâsekaküm” dediğinde biz bir mana verdik. Demek ki misakı yapan topluluktur, bizi kabul ediniz. Burada anlamamızı Allah teyit etti, işari manasını ibari hâline getirdi. Biz sadece işittik, yoksa biz müzakere etmedik. İşte bu sözleşmeyi de hatırlayın denmiş oluyor. Türkçede ‘işittik’ aynı zamanda ‘anladık, kabul ettik’ anlamına gelmez ama Arapçada ‘kabul ettik’ anlamına da gelir. ‘Sözü dinledi’ dediğimizde o manada kullanırız. Arapçada işitme ve dinleme aynı anlama gelir, işittik ve dinledik anlamındadır. Böylece sözleşmede söz verildiği için söz yerine getirilecektir. Bu surede baştan ‘akitleri yerine getirin’ denmiştir. Yani topluluk demek helal-haram demek, emir-nehiy demektir. Sözleşmelere uymadan ibarettir.

Topluluk demek sözleşmeleri yerine getirenler demektir. Kendin içtihat yap ama ona uy. Sözleşmeyi serbestçe yap ama ona uy. “Semi’nâ”nın manası budur. (Devamı var.)