Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-62

Abone Ol

Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…

“Ve men / Ve kim (ve kim imanda küfrederse)(Maide 5)

Buradaki “Ve” harfi nereye atıftır?

Kur’an’daki ayetler ormandaki ağaçlar gibidir. Birbirleriyle alakası bulunmayan cümleler peş peşe gelir. Buradaki bu cümlenin yeri nedir, ne dersiniz?

Bu atfı bulabilmemiz için “Men/kim?” kelimesinden istimdat etmemiz gerekir. Bundan iki ayet önce ‘kim iztirar içinde kalırsa’ demiştir. Burada ‘kim küfrederse’ getirmiştir.

Şimdi cümleleri sıralayalım:

-Önce helal ve haramlar anlatılmıştır.

-Sonra üst üste önce “el-yevme/bugün” diyerek kâfirlerin meyus olduklarını ve dinin/düzenin/sistemin ikmal edildiği anlatılmıştır.

-Bundan sonra “kim iztirar içinde kalırsa” diye bahsedilmiştir.

-Sonra helal ve haramın nasıl anlaşılacağı hususu anlatıldı.

-“El-yevm” ile bu ayet başladı ve diğer dinlerin helal ve haramları anlatıldı.

-Bu arada nikahtan ve zinadan bahsedildi.

-Son olarak iman ve küfürden bahsedildi.

Bu “vav”ın “femenizturra”ya bağlantısı bu ayetin başında da “el-yevm” kelimesinin geçmiş olmasıdır. “Men”le bağlantı belirtildiği gibi “el-yevm” kelimesi ile de hatırlatılmış oldu.

Kur’an bize fıkhı değil, usulü fıkhı öğretmektedir; yani bize kanunları değil, kanunların nasıl yapılacağını öğretmektedir. Memur olan biz değil meclis olmaktadır. Biz meclisin kararlarına göre yani kanunlara göre hareket edeceğiz. Ne var ki bu meclis Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) değil, “bucak meclisi”dir, bucak şurasıdır. Tekli ekseriyet kanunları değil, mezheplerin içtihatlarıdır.

Değişik mezheplerin ve değişik bucakların kanunları içinde nasıl yaşayabileceğimiz anlatılmaktadır. İşte yukarıdaki iç içe sıralamanın manasını böylece daha iyi kavrarız. Birincisi, ıztırar kuraldır. Yani kurallar normal kurallardır. Her türlü ilişkilerde kural vardır, kurallara uyulur. Ama on milyar insanın uyacağı tek kurallar sistemi olamayacağı için önce kurallarda ihtilaf esas alınmıştır. Sonra da değişik hukukun uygulandığı dünyada birlikte yaşayabilmemiz için ıztırar istisnası getirilmiştir. Ona göre uygulama yapmamız gerektiği anlatılmıştır. Şimdi ‘ıztırarı istismar edeni’ belirtmekte yani ıztırar dışında kurallara uyulacak, sadece ıztırar mazeret sayılacaktır.

***

“Yekfürbi’l-iymani / İmanda küfrederse.” (Maide 5)

Önce buradaki “Bi” harfini ele alalım. “Bi” “Fi” manasında olabilir; yani iman içinde iken küfrederse, nankörlük ederse, kurallara uymazsa denmiş olur.

Demek ki küfretmeyi ikiye ayırmış olacağız.

-İçimizde küfredenler vardır. Bizim şeriatımıza uymayanlar vardır.

-Bir de ayrıca kendi aralarında olduğu zaman bizim şeriata uymayanlar vardır.

Burada, bizim aramızda iken kurallara uymayan demektir.

Vergi kaçıran demektir... Cizye vermeyen demektir...

Burada küfür nasıl tespit edilecektir?

Ağır ve ezici vergileri kaçırma böyledir.

Bir köy muhtarı şöyle yapmış. Köye yol yapacak. Başlamış, bir yere kadar götürmüş ama yol inşaatı bir türlü bitmiyor. Köyde ölen insanlar var, onların emekli maaşlarını vekâleten o almaktadır. Onları sağ gösteriyor ve onların emekli maaşlarıyla köyün yolunu bitiriyor. Ama sonra da onun muhtarlığı bitiyor. İşte bu ıztırar mıdır? Bir yönetici bunu yapma yetkisine sahip midir? Kendine hiçbir menfaat sağlamıyor. Sadece bitmemiş yolu onunla tamamlayarak devlete de halka da kolaylık sağlıyor.

(Devamı var.)