Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Kur’an; hak ile batılın ne olduğunu anlatan, fert ve toplumları hayra yönlendiren bir hidayet ve istikamet kitabıdır. Zariyat 49: “Biz, her türden, birbirinden farklı, birbirinin tamamlayıcısı iki çift yarattık. Ola ki, düşünüp öğüt alırsınız.” Fert ve toplumların dünya hayatları ile ilgili konuları, sadece Kur’an’la çözülebilir. Hem din hem ilim, hem dünya ve hem ahiret, hem fert ve devlet, hem de birey ile toplum açısından çözümü Kur’an’da aramak tek faydalı yoldur. Yukarıdaki ayette çift yaratma konusunu her cins varlıktan erkek ve dişi çeşitleri olarak anlayacağımız gibi hareket ve hareketsizlik, gece ve gündüz, gökyüzü ve yeryüzü, siyah ve beyaz, sağlık ve hastalık, tatlı ve acı, sevap ve ceza gibi genel olarak birbirine zıt olan şeyler olarak da anlayabiliriz. Bizde her şey zıddıyla kaimdir sözü, belki de bu hakikati ifade etmek için kullanılmıştır. Kur’an ve İslam konusunda, günümüz Müslümanlarının kafası karışıktır. İslam âlimi koltuğunda oturanların da, genel olarak bakışları şaşı ve de kafaları karışıktır. Zira Kur’an’a Kur’an’ca ve İslam’a da İslam’ca bakılmamaktadır. Kur’an nedir? Kur’an’ı baştan sona okuduğumuzda, onun her şeyden önce bir Halik’tan, bir mahlûktan bahsettiğini görüyoruz. Dünya ahiret, insan, hayvan, bitki ve cansızlardan bahsettiğini, eskilerden, geçmişlerden, tarihte isimleri kalmamış, nesilleri kesilmiş kavimlerden bahsettiğini, aylar, yıldızlar, güneşler ve göklerden bahsettiğini, yeryüzünden, dağlar, dereler, tepeler, denizler ve okyanuslardan ve yaratılıştan bahsettiğini görürüz. Kur’an bütün bu beyanlarıyla fert ve toplumlara, gerçekte kurtuluşun ve saadetin yolunu göstermektedir. Bu konuda Peygamber Efendimizi dinleyelim: “Muhakkak ki, ileride karanlık gece parçaları gibi fitneler olacak.” “Ey Allah’ın Resulü, ondan kurtuluş nasıl olur?” denildi. Hz. Peygamber buyurdu ki: “Yüce Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim. Onda sizden öncekilerin haberleri, sizden sonrakilerin haberleri ve aranızdakilerin hükmü vardır. O bir eğlence vasıtası değildir. Hak ile batılı ayıran ilahi bir kelamdır. O’nu kibirlenerek terk edenin Allah belini kırar. Kim doğru yolu ondan başkasında ararsa, Allah onu sapkınlığa düşürür. O, Allah’ın en sağlam ipidir ve apaçık nurudur. O, hikmetle dolu Kur’an’dır. O, en doğru yoldur. Nefsanî arzuların sapıtmamasına, görüşlerin dağılmamasına yegâne sebep odur. Âlimler ona doymaz. Allah’tan korkarak günah işlemekten çekinenler ondan usanmazlar. Onun ilmini bilen ileri gider. Onunla amel eden sevap kazanır. Onunla hükmeden adalet eder. Ona sımsıkı sarılan doğru yolu bulmuş olur.”(Ahmet b. Hanbel, Mesnet) Bu Peygamber sözünün üzerine söz olmaz.
KÜÇÜLTMEK
Kur’an baştan sona bir hakikat ve hayat kitabıdır. Kur’an’ın bu vasfını daraltıp küçültmek isteyenler, günümüzde Kur’an, kural kitabı değil, hukuk kitabı değil, astronomi veya coğrafya kitabı değil diyorlar ve buna benzer sözler ediyorlar. Hemen ifade edelim ki Kur’an, insan ve toplumun kitabıdır. Kur’an olmadan insan bilinmez, toplum bilinmez. Kur’an olmadan kural ve kanunlar bilinmez, Kur’an olmadan kanun ve yasalar konulamaz. Kur’an, miras hukukunu ortaya koyuyor, aile içi geçimsizliklerden bahsederek çözüm yollarını gösteriyor. Kötülük edenler kendilerine kötülük etmişlerdir, deyip nasihatler ediyor ve öğütler veriyor. En sonunda da çok dikkat etmemiz gereken bir ifade kullanıyor. “Allah bilir, siz bilmezsiniz” diyor. Kur’an hayvanların insanlara sağladığı bir takım faydalardan bahsediyor. Bitkilerden ve meyvelerden rızıklandığımızdan ve rızık konusunda insanların farklı olduğundan bahsediyor. Kur’an Allah’tan başka bir ilahın bulunmadığını ilan ediyor. Fert ve topluma düşen görev, Kur’an’ı küçültmek değil, hayatı onunla düzene koymaktır. Bu nedenle Kur’an vergi kitabı değil, Kur’an sosyoloji kitabı değil, Kur’an ekonomi kitabi değil şeklinde söylenmiş olan sözler, Kur’an’ın ışığını, kılavuzluğunu ve çapını inkâr etmekten başka bir şey değildir. Kur’an, sadece Müslüman ve müminlere değil, fert, toplum ve devlet olarak herkese ve her topluma her konuda ama her konuda ışık tutan ve onların bilgilerine bilgi katan ilahi bir delil kitabıdır.
İSLAM NEDİR?
İslam, bir bütündür, yarısına ve çeyreğine İslam demek mümkün değildir. Bir dinin inancını kabul edip amel ve düzen yönünü kabul etmemek olmaz. İslam’ın ahlâkını kabul edip hukukunu kabul etmemek olmaz. Kur’an’ın bir kısmını alıp diğer kısmını atmak olmaz. İslam; din ve düzendir. İslam; bir din ve inanç, ibadet ve ahlâk ve de hukuk, ekonomik ve sosyal hayattır. Fert ve toplum için hayat, yönetim ve siyasettir. İslam; fert ve toplum, fert ve devlet açısından iğne ucu kadar açıklanmamış boş bir yer bırakmamıştır. Ferdin görevi, inandığı İslam’ı öğrenip yaşamak, devletin görevi ise adaleti ikame etmektir. İslam demek, Adil Düzen demektir. Firavun, çevresindekilere, “Bırakın beni Musa’yı öldüreyim… Çünkü ben onun sizin düzeninizi değiştirmesinden veya ülkede kargaşa çıkarmasından korkuyorum” sözünü boşuna söylemedi. Bunu iyi okumak gerekir. Hz. Adem’den sonra bütün peygamberler, zamanlarında bozulmuş olan düzenleri düzeltmek için gönderilmişlerdir. Aile işleri, kadın-erkek ilişkileri bozuldu, Hz. Lut gönderildi. Ekonomik işler bozuldu, Hz. Şuayb gönderildi. Hukuk işleri ve devlet düzeni bozuldu, Hz. Musa gönderildi. Ahlâk bozuldu, Hz İsa gönderildi. Bunların hepsi birden bozuldu, her şeyi tanzim edici olarak Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet (S.A.S.) gönderildi. İslam, görüldüğü gibi fert ve toplumların dünya ve ahiret saadetleri için tek çaredir. Günümüzde bu kapıyı tutan tek hareket, Milli Görüş’tür. Selam hidayete tabi olanlara…