“…Çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya…” (İsra-1)
Bu yazı tamamen taraflı bir Müslüman tarafından, Müslümanlara faydalı olmak için kaleme alınmıştır. Tarafsız bir tarih anlayışı içermemektedir. Objektif bir tarih anlayışının varlığına da inanılmamaktadır. Yaklaşık 3 bin yıllık bir tarihi aktarımı olabildiğince konsantre biçimde, salaş bir üslup ile aktarmaya çalışacağım, tabii ki Allah’ın izniyle.
Geçmişte neler olduğunu bilmeden gelecek fetihler planlanamaz.
Bu yazı hazırlanırken yegâne dayanağımız, hakikat rehberimiz Kur’an-ı Kerim ve Kudüs tarihi konusunda en yetkin kaynak kabul edilen Karen Armstrong’un “Kudüs’ün Tarihi” isimli eseri (Maalesef Kudüs tarihi noktasında, o yetkinliğe ulaşan Müslüman bir akademisyenimiz yahut yazarımız yok.) ve birçok sağlam kaynak referans alınmıştır. İstifadeli olması duası ile Davud aleyhisselam döneminden başlatalım yolculuğu… Çok daha eskisi çok ilgilisinin işi…
Hz. Davud Dönemi (M.Ö. 11-10. yy.)
Kur’an-ı Kerim’de yer alan Hz. Davud’un Calut’u yenmesi ile başlar bu dönem… Bu yiğitliği ile kendi rüştünü ispatlayan Hz. Davud, İsrailoğullarının kralı Talut’tan (Saul) sonra Allah’ın izniyle yeni kral olarak görevlendirilir. Bir süre sonra Allah tarafından peygamber olarak da görevlendirilir. Zebur indirilir. Hem hükümdarlık hem de peygamberlik lütfedilir kendisine… Kısa bir süre içerisinde Kudüs’ü fetheder. Hz. Musa’ya gönderilen 10 emir metnin bulunduğuna inanılan kutsal ahit sandığını Kudüs’e götürür. Kudüs’ü başkent ilan eder. Hüküm süresi ile çeşitli rivayet vardır. Ortak görüş 40 yıl hüküm sürdüğü yönündedir.
Süleyman Dönemi (M.Ö. 10. yy.)
Hz. Davud’un vefatından sonra aynı özellikler Hz. Süleyman’a da bahşedilir. Hem hükümran hem de peygamber olarak görevlendirilir. Onunda hüküm süresi 40 yıl olarak tahmin edilmektedir. Hükümranlığı sırasında büyük bir mabed inşa etmiştir. Bu bizim İslam inancında Mescid-i Aksa olarak nitelendirdiğimiz bölgedir. Yahudilik inancında Süleyman Mabedi olarak geçmektedir. Bu mabed sonradan Kudüs’ü ele geçiren Babiller tarafından yıkılır. Yüzyıllar sonra Emevi halifelerinden Abdulmelik bin Mervan yıkılan bu mabedin yerine Kubbetü’s-Sahra’yı inşa eder. Günümüzde İsrail terör örgütü de sırf bu yüzden Kubbetü’s-Sahra’yı yıkıp yerine Süleyman Mabedi’ni tekrar inşa etmeyi idealize etmektedir.
İsrail-Yehuda Krallıkları Dönemi (M.Ö. 10. yy.-M.Ö. 6. yy.)
Süleyman aleyhisselamın vefatından sonra krallık ikiye bölünmüştür. On kavim İsrail Krallığı’nı, iki kavim Yehuda Krallığı’nı kurmuştur. Kudüs Rehoboam’ın kontrolünde Yehuda Krallığı’nın başkenti olmuştur. İsrail Krallığı’nı M.Ö. 721 yılında Asurlular, Yehuda Krallığı’nı ise M.Ö. 586 yılında Babiller yıkmıştır. Böylelikle Kudüs, Babillerin kontrolüne geçmiştir.
Babiller Dönemi (M.Ö. 586)
Kudüs’ü işgal eden Babiller, şehrin her tarafını yakıp yıkmıştır. Süleyman Mabedi’ni yok etmişlerdir. Yahudileri Babil ülkesine sürgün etmişlerdir. Babiller pagandır. Hüküm süreleri boyunca Yahudilere yaşam hakkı tanımamışlardır.
Persler Dönemi (M.Ö. 537)
Kiros öncülüğünde Persler şehri Babillerin elinden almışlardır. Yahudileri sürgünden geri çağırmışlardır. Yıkılan mabedi tamir etmişlerdir. Bu yüzden Yahudiler bu dönemi “Büyük Kiros Dönemi” şeklinde muhabbetle anarlar.
Makedonya Krallığı Dönemi (M.Ö. 332)
Kralı Büyük İskender olan Makedonya Krallığı M.Ö. 332 yılında şehrin kontrolünü ele geçirmişlerdir. Helenistik kültüre sahip olan bu kavim, süreç içerisinde Yahudileri de etki etmiştir. Kudüs’te Helenistik dönem ikiye ayrılır. Refah dönemi ve baskı dönemi… Sürekli kontrolü altında bulundukları otoritelere isyan eden Yahudiler, bu yüzden sürekli sürgüne veya ölüme maruz kalmıştır. İskender döneminin baskı dönemi de karşılıklı uyuşmazlıklardan dolayı ortaya çıkmıştır.
Haşmonayim Hanedanlığı Dönemi (M.Ö. 165)
M.Ö. 167 yılında Yahudiler Makkabi ayaklanmasını başlattılar. İsyan sonucu M.Ö. 165 tarihinde Yahudilerin tarihteki nadir özerk devletlerinden biri olan Haşmonayim Krallığı kuruldu. Ama çok uzun sürmedi…
Roma İmparatorluğu Dönemi (M.Ö. 63)
Roma İmparatorluğu’nun önemli komutanlarından Pompei liderliğinde Roma ordusu Kudüs’ü ele geçirdi. Roma’nın şehri almasından Hz. Ömer’in fethine kadar 701 yıl Roma kontrolünde kaldı Kudüs şehri…
Hz. İsa Yahudiyye eyaletinin Beytüllahim şehrinde doğdu. Tevhid üzerine çağrısını yapmaya başladı. Ancak lanetlenmiş kavim yine yaptı yapacağını… M.S. 33 yılında Yahudi haham Kayafan; anarşi çıkardığı, toplumun düzenini bozduğu ve mabedin yıkılacağını haber verdiği gerekçesi ile Hz. İsa’yı yakalatıp, Vali Pilatusa gönderdi. Meşhur çarmıh hadisesi vuku buldu. Onlar öldü, tekrar dirildi diyor. Biz, ölmedi direkt Rabbimiz nezdine yükseltildi diyoruz.
M.S. 66 yılında Yahudi isyanları yine başladı. M.S. 70 yılında Roma İmparatoru Titus; isyanları bastırmak için şehri yaktı, Yahudileri sürdü, kılıçtan geçirdi, mabedi tamamen yıktı. Süreç içerisinde Roma’nın paganlıktan sıyrılıp, Hristiyanlaşmasında büyük rolü olan İmparator Konstantin ve annesi Helena’nın gördükleri rüyalar sayesinde sözde Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği yer olan Golgota ve sözde kabri olan Kutsal Kabir Kilisesi’nin yerleri bulundu. Bu gelişmeye kadar Hz. İsa burada öldüğü için katil şehir kabul edilen Kudüs, hac vazifesi görmeye başladı…
Hz. Ömer Dönemi (M.S. 638)
Hz. Ömer, İslam ordularıyla büyük fetihlere imza atmıştır. Bizanslılara ve Sasanilere vurulan ağır darbelerden sonra Ebu Ubeyde bin Cerrah kumandasında Kudüs’ü de kuşatmıştır. Hz. Ömer’in bizzat anahtarı teslim alması şartıyla, Bizans tarafı mağlubiyeti kabul etmiştir. Hz. Ömer hem Kudüs halkına hem Hristiyanlara eman vermiştir. Kimseye zarar vermemiştir. İslam’ın nuru Kudüs’ün üzerine doğmuştur. İslam hilafetinin hakimiyetinin sürdüğü yıllar refah yılları olmuştur şehirde... Emevi halifelerinden Abdülmelik B. Mervan 691 yılında Mescid-i Aksa bölgesine Kubbetü’s-Sahra’yı inşa ettirmiştir. Abbasi Devleti’nin süreç içerisinde zayıflaması ile birlikte Kudüs; 878 yılında Tolunoğulları, 935 yılında İhşidilerin, 969 yılında ise Fatımilerin kontrolüne geçmiştir.
Fatımiler Dönemi (969)
Kudüs’ün Fatımilerin kontrolünde kaldığı dönemleri anlamlandırmak isteyen, halifeleri Hakim Biemrillah dönemindeki icraatlarına bakabilir. Sadece bir örnek verelim, siz anlayın. Hristiyanların hac saydığı Kutsal Kabir Kilisesi dahil 30 bin kilise yakılmıştır.
Selçuklular Dönemi (1071)
Alparslan Bey’in beylerinden Atsız Bey, ordusuyla birlikte 1071 yılında Kudüs’ü fethederek, camilerde Abbasi halifeliği adına hutbe okutmuştur.
Yaklaşık 25 yıl Selçuklu kontrolünde kalan Kudüs, beyler arasındaki otorite tartışmaları yüzünden oluşan zafiyetten dolayı 1098 yılında tekrar Fatımilerin kontrolüne geçmiştir.
Fatımiler Dönemi (1098)
Kibarca ifade etmek gerekirse… Müslümanlar mezhep savaşlarında birbirlerini kesmek ile meşgul oldukları için birlik olamadılar. Birlik olamadıkları için 1096 yılında başlayan 1. Haçlı Seferi’ne direnemediler. Sonuç olarak yaşarken birlik olamayan Müslümanlar, hep birlikte öldüler. Bu dönem, İslam âlemine çok ağır sonuçlar doğuran, gereksiz bir geçiş dönemi…
Haçlılar Dönemi (1099)
Batı’nın gerçek yüzünün açık açık ortaya konduğu yıllar… Şehri ele geçirirken 70 bin Müslüman’ı katlettiler. O kadar ki olayın tanıklarından Hristiyan bir din adamı olan Fulcherius, Kudüs Seferi isimli kitabında, şehrin çok uzaklarından kan kokusu aldıklarını yazıyor. Haçlı askerlerinin Müslüman hamile kadınların karınlarına mızrak saplamak suretiyle bebeklerini nasıl çıkardıklarını yazıyor. Mutlaka tavsiye ederim. Bu dönem de böyle bir dönem…
Eyyubiler Dönemi (1187)
İmaddeddin Zengi, bir hayal kuruyor. Nureddin Zengi, o hayal için çırpınıyor. Selahaddin Eyyubi o hayali gerçekleştiriyor. Bu dönemin özeti bu… O hayalin adı İslam Birliği ve Kudüs’ün Fethi… Selahaddin Eyyubi ile ilgi İbn-i Şeddad’ın Selahaddin Eyyubi kitabını tavsiye ederim. Çok açık bir dil ile yazılmıştır. Selahaddin Eyyubi 1187 yılında gerçekleştirilen Hıttin Savaşı ile Kudüs’ü fethediyor. Halka eman veriyor. Ve şehre İslam’ın nuru tekrar doğuyor. Allah onlardan razı olsun.
Memlükler Dönemi (1260)
Eyyubilerden sonra Mısır ve Şam’ın yönetimi 1250 yılında Memlüklere geçmiştir. Moğollar ve Haçlılar ile büyük mücadelelere girmişlerdir. 1260 yılında Ayn Calut muharebesinde Moğollara karşı alınan büyük zafer ve 1291 yılında Haçlıların Filistin’den kovulması tarihin akışı içerisinde önemli bir yer kaplamaktadır. Memlükler ile ilgili Kudüs içerisinde yaptıkları sanatsal ve ilmi yatırımlar göze çarpmaktadır.
Osmanlı Dönemi (1517)
Yavuz Sultan Selim’in çıktığı kutlu Mısır seferi sonucunda Suriye, Mısır ve Filistin bölgelerini Osmanlı topraklarına katmıştır. Hilafet Osmanlı Devleti’ne geçmiştir. Kudüs 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. Osmanlı Devleti’nin Kudüs’e yaptığı hizmetler konusunda yazılan doktora tezleri var. Sadece şeriye sicillerini dönem dönem inceleyen tezler var. Çok çok geniş bir konu olduğu için bu yazı kapsamında detaylandıramıyoruz. Allah onlardan razı olsun.
İngiltere Dönemi (1917)
Kudüs; gerçekte Siyonist Sabatayistlerin Osmanlı’yı içeriden çökertmesi sonucu, resmiyette I. Dünya Savaşı sonucunda General Allenby komutasındaki İngiliz ordusu tarafından işgal edildi. Balfour Deklarasyonu’nda da açıkça itiraf edildiği gibi şehri 30 yıl boyunca Siyonist bir devlete her anlamda hazır hale getirmek için görev yaptılar. Zamanı gelince de 1947 yılında ilan edilen 181 ve 194 sayılı BM kararlarına binaen şehri Yahudilere teslim ettiler.
Yahudi Terör Örgütü İsrail Dönemi (1948)
Bu necis kavim, 1948 yılında İsrail isimli terör örgütlerinin kurulduğunu ilan ettiler. O günden beri aralıksız çocuk öldürmeye devam ediyorlar. İslam ümmetin başındaki bir imtihan vesilesi, bir musibet, bir bela olarak varlıklarını sürdürüyorlar. Şimdilik…
Hedef 2027
Allah’ın izniyle…