Krizlerde halkımız neler yapmalıdır?

Abone Ol

Nasıl gündüz ve gece oluyorsa, nasıl yaz ve kış oluyorsa; yeryüzünde de bunun gibi ekonomik ve sosyal krizler olur. Bunu bizim önlememiz mümkün değildir.

Kimileri çıkıp bu krizlerin suçlusu olarak mesela dinden uzaklaşmayı veya başka şeyleri sebep olarak görebilir. Unutmamak gerekir ki dinden uzaklaşma da bir sosyal krizdir. 

Biz, bu gibi durumlarda ne diyor ve ne yapıyoruz

Gece oldu diye oturup elimizi ve kolumuzu bağlamıyoruz. Lambamızı yakıyoruz ve elimizden geldiğince çevremizi aydınlatıyoruz. Lambamızda arıza olursa, o zaman da tedbirimizi alıyor ve mumumuzu yakıyoruz...

Kış geldi diye de oturup beklemiyoruz, kışın soğuktan donmuyoruz. Ona göre elbise giyiyoruz, ona göre sobamızı yakıyoruz. Gerekli tedbirleri alıyoruz, ısınıyoruz ve kışın her türlü olumsuzluklarından kurtuluyoruz...

Dünyada ekonomik kriz oluyor diye, kurbanlık koyun gibi oturup beklememeliyiz.

***

Ekonomik krizler olunca, önce halkımız kendi kendine tedbirler almalıdır.

Devletimiz de halkımızın aldığı bu tedbir ve önlemleri desteklemelidir.

Halkımızın ekonomik krizler karşısında alacağı tedbirler nelerdir

- Ücretler, fiyatlar, kiralar, dolayısıyla vergiler değişmemelidir, artmamalıdır. Mümkünse eksilmelidir. Alırken ve satarken eski fiyatlarla alıp vermeliyiz. Böylece krizin etkisiyle piyasada durgunluk meydana gelmez, ekonomik hayat devam eder.

- Fiyatlar, ücretler, kiralar "mal" ile tarif edilmelidir. Her sektör kendisine bir "ana mal" seçmeli ve tüm işlemleri onun üzerine kurmalıdır. Böylece piyasada nakit sıkıntısı var diye ekonomik faaliyetler durmaz, ekonomi devam eder gider.

- Ortak bir muhasebe oluşturulmalıdır. Tüm fiyatlar YTL üzerinden belirlenmelidir. Borçlanmalar seçilen mal üzerinden olmalı, ödemeler YTL üzerinden olmalıdır. Yahut hesapta aktarma şeklinde olmalıdır.

- Kriz zamanlarında kimse kimseden peşin ödeme istemeyecek, herkes seçtiği ana mal üzerinden alacaklı olmayı kabul edecektir. Özellikle kriz zamanlarında ekonomi parasız dönmelidir.

***

Ekonomik kriz olduğunda halk bu tedbirleri alırken bazı sıkıntılar doğar.

Bu sıkıntıların başında ithalat ve ihracatta doğan zorluk oluşur.

Bu durumda alacağımız tedbirler nelerdir  

- Dış ülkelerle yapacağımız her işi mala-mal şekline çevirip geliştirmeliyiz. Hiçbir anlaşmayı dolar üzerinden veya euro üzerinden yapmamalıyız.

- Yalnız işçiliği fason olarak almalıyız, hiçbir zaman malzemeli taahhütlerde bulunmamalıyız. Kendilerinden işçiliği de hammadde olarak almalıyız. Böylece kriz zamanlarında ürettiklerimizi çok ucuza satabiliriz, bu sayede ekonomi devam eder.

- Kriz zamanlarında üretimimizi iç pazarda değerlendirmeliyiz, değerlendirebilmeliyiz. Dış pazar kapandığı zaman iç pazarda varlığımızı sürdürmeliyiz, sürdürebilmeliyiz. Böylece dışarıdaki krizler bize etki etmez.

- En önemli husus; sabit ücret, sabit kira, sabit vergi yerine, "ortaklık sistemi"ni getirmeliyiz. Herkes cirodan pay almalıdır, kârdan ortak olmamalıdır. Yani ne sabit şeyler ne de kâr, mutlaka ama mutlaka cirodan pay.

Bunlar, kriz zamanlarında halkımızın devlet olmasa da yapacaklarıdır.

Biz bunları yıllardır söylüyoruz... Kışın soba yakmazsanız hastalanıp ölürsünüz TÜSİAD, MÜSİAD ve diğerleri; nerelerdesiniz !. Ticaret odaları, sanayi odaları ve diğerleri; nerelerdesiniz, niçin bizi aramıyorsunuz, neden kliniğimizden reçete almıyorsunuz !.

Bunlar halkımıza tavsiyelerimizdir...