Korku Filmi (2)

Abone Ol

Başlıktaki filmin baş aktörü hiç tartışmasız, Fenerbahçe’nin transfer politikası ve oyuncu profilini iyi kullanamayan hocasıdır. Bugün Avrupa’nın üçüncü kalite takımı olan Salzburg karşısında siz iki maçta kalenizde toplam 8–9 net pozisyon görüp, iki gol yiyip ve turu kaleciniz Volkan’ın muhteşem kurtarışlarıyla geçiyorsanız, şapkanızı önünüze koymanız gerekir.

Ve de bu Salzburg’u teknik direktörün ilk maçtan üç-dört gün ligde izleyip bu yanlışları yapmasına anlam verebilmek mümkün değildir. Futbolda hayalcilik olmaz. Gerçeklere sarılarak oynamak zorundasınızdır. Sistemin içindeki taktik değişiklikleri skora, rakibe ve de en önemlisi yapınıza göre yapmak gerekir. Ama Fenerbahçe öyle yapmadı. İlk maçta bir 68 dakika verdiği derinlikleri rövanşta da verdi. Hatta bu defa bu takımın sınırlı kabiliyetine rağmen stoperleriyle kendi savunmasının üzerine yaslanmasına bile izin verdi. Öylesine korku yaşandı ki, sınırlı kabiliyeti olan bu Salzburg yüklenerek oynadığı hiçbir maçta bu kadar fırsat bulamamıştı.

Gerçeklere sarılarak yazalım, Fenerbahçe’nin kadro kalitesi rakibinin dört beş katıdır. Bunu da atılan üç golde gördük. Meireles’e yine top ve bu futbolcunun muhteşem plasesi... İkinci goldeki ileri üçlü elemanlarının pas tezgâhı ve son vuruştan önceki top kontrolü ve vuruş... Yani Sow’un harikası. Ve son goldeki Webo soğukkanlılığı ve tekniği... İşte Salzburg’daki en büyük eksiklikler bunlardı. Kalenin burnu dibinden gol yapamayan, devre biterken bomboş durumdaki arkadaşına pas vermeyip kaleye vurma meselesi... Şayet Salzburg’un yakaladığı pozisyonları Fenerbahçe yakalasaydı yarım düzineden az atmazdı.

Şimdi Ersun Yanal’ın yapacağı nedir ona bakalım. Önce takımının oyuncu profilini bir kere daha gözden geçirmelidir. Kendi kafasındaki futbolu oynatmak belki de bu kadroyla mümkün değildir, teknik olarak. O zaman siz kadroya göre futbol oynatmaya çalışacaksınız. Futbolun olmazsa olmazıdır bu... Yani kadroya göre sistem ve organizasyon ya da sisteme göre kadro oluşumu ki, bu ikinci koşul sanıyorum bitmiştir.

Gruplar için son maça kalınmıştır. Rakipler şimdi daha fazla kaliteli oyuncu ile kurulmuştur. Belki de Salzburg kadar etkili oynayamayacaklardır ama tıpkı Fenerbahçe gibi ellerine geçenleri de tabelaya yazdırırlar. Emenike’nin kadroya katılması büyük kazançtır. Tabii ki herhangi bir arızası yoksa... Benim korkum, maç maç giderek dibe vuran ön çapraz bağı ameliyatlı Cadlec gibi bir kötü sürpriz olmasın.

Sonuçta Selçuk Yula’nın acısına bu tur bir teselli oldu. Ama sonrası çok ama çok önemli. Hem ekonomik, hem de prestij olarak...

Başta bütün Milli Gazete mensuplarının olmak üzere milletimizin ve ülkemiz dışındaki Müslümanların Ramazan Bayramı’nı en içten dileklerimle tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ederim.