Konvoy halinde israf

Abone Ol

Konvoy denilince düğünlerde otobüs, minibüs ve taksi gibi arabaların peş peşe dizilip birbirini takip ederek kilometrelerce yol almaları akla gelir. Tabii ki bu trafik yoğunluğu az olan küçük şehirlerde söz konusudur. Siyasi seçimler arefesinde de bir partinin taraftarlarının teşkilat (organize) halinde veya düğünlerde aynı konvoyları görmek olağan hadiselerdendir. Bunlar tanıtım ve duyurma gayesiyle yapıldıkları için tasvip ve takdir edilirler. Ancak bir futbol takımının kazanması dolayısıyla taraftarlarının konvoy halinde şehir ve kasabalarımız caddelerini ve hem de korna çalarak işgal etmeleri doğru değildir. İşte bu yazımızda bunun topluca, konvoy halinde yapılan fanatik bir israf olduğu üzerinde duracak ve gençliğimizin buradaki benzin ve zaman israfından uzak durması gerektiğini vurgulayacağız.

Yanlış anlaşılmasın! Ben sportmen bir insanım. Dışarıdan okuyarak l970’li yıllarda lise imtihanlarında ellerinin üzerinde 40-50 metre (ayaklar havada) yürümüş ve Beden Eğitimi dersini 10 puanla geçmiş biriyim. Ancak bir takım kazandı diye onun taraftarlarının konvoy oluşturarak kasaba ve şehirlerimizin caddelerini dolaşmalarının müthiş bir israf olduğunu görüyorum. Yenen takımın oyuncuları binlerce para almış olabilirler. Ama taraftarların eline bir şey geçmez. Öyleyse bunun için caddelerde dakikalarca, hatta saatlerce arabayla dolaşmanın faydası nedir Yazık değil mi o benzinlere, mazot ve gazlara Arabaların yıpranmasına Vakitlerin öldürülmesine Kasaba veya şehir halkının rahatsız edilmesi de bir gerçek olarak ortada.

Zambaklar ülkesi Finlandiya’nın meşhur kralı Salazar “Bana bacakları kuvvetli değil kafaları kuvvetli gençler lazım” demiş ve ülkesinin gençlerini bilim ve iş hayatına yönlendirmek suretiyle ülkesini kalkındırmıştır.

İspanya’yı yıllarca diktatörlükle yöneten General FRANKO’ya: “Ülkelerin seçimle idare edildiği Avrupa’da ülkenizi yıllarca diktatörlükle nasıl yönetebildiniz ” sorusuna; “Çok kolay oldu; onları yüz binlik tribünlerde oyaladım” sözü ne kadar manidardır. Portekiz kralı Lazar’a da benzer bir soru yöneltilmiş ve o da: “Onları futbol ve müzikle oyaladım” cevabını vermiştir. Seçimle idare edilen ülkelerde de hükümetlerin halkın aleyhine çıkaracakları kanun taslaklarını futbol müsabakaları esnasında meclise sunduklarının yapılan iddialar arasında sayılı bir yeri vardır.

Evet, Finlandiya kralının dediği gibi ülkemizin bacakları güçlü gençlerden çok kafaları güçlü yani bilgili gençlere ihtiyacı vardır. Futbol fanatikliği gençlerimizin beyinlerinin bilgilerle güçlenmesine de engel olmaktadır. Burada Mevlana’nın “Rakibini yenmek basit bir aslanlıktır / Gerçek aslanlık nefsini kırmaktır” sözünü aktarmayı bir görev sayıyorum. Evet! Gençlerimiz gerçek aslan olmak istiyorlarsa bir köşeye çekilip okumalıdırlar; hatta derinden derine düşünüp genç arkadaşlarını yakıt israfı ve araba yıpratmaktan alıkoymanın yollarını aramalıdırlar. 

Ülkemizde bir takım 100. yılını yaşayan bir takımı yendi diye sabaha kadar ‘vur patlasın, çal oynasın’ eğlenmişti. Son derece başarılı Kıbrıs çıkartması ertesi sabahında futbol fanatikleri ilk defa gazetelerin arka sayfalarını okuduklarını bizzat gördüm. “Turgut ÖZAL Cumhurbaşkanı seçilirse karşı durur, indiririz” tehdidi yapıldığı halde onun Reis-i Cumhur seçildiği haberlerinin yer aldığı gazeteleri bile arka taraftan okuduklarını gördüm. Yanı futbol hastaları ülkeyi değil takımların hangisinin yenip hangisinin kazandığını düşünüyorlardı.

Mayıs 2013 ün ilk haftasında bir takım rakibini yendi, şampiyon oldu diye bir ilçemizde yarı geceye kadar konvoy halinde bağıra çağıra dolaşmalar birçok vatandaşı rahatsız etti. Bu anı zamanda israf değil midir

24 Mayıs 2005 Tarihli bir gazete “11 yaşındaki çocuk ……… taraftarların kutlamasını seyrederken göğsünden vuruldu” haberi manşet yapılmıştı. 12-5-2005 tarihli çok satan bir gazetenin yazarı ise “Takımlar mı karşılaşıyor, terör örgütleri mi ” başlığı altında bir makale yazmak zorunda kalmıştı. Nice futbol müsabakalarında seyircilerin sahaya indiği, hakem veya futbolculara saldırdıkları, çeşitli küfürlerin savrulduğu, hatta yapılan yoklamalarda bıçak ve satırlarla seyre gelenlerin olduğu tespit edilmiştir. Demek ki futbol seyircisini bile dengesizleştiriyor. Öyleyse ona karşı tedbirli olmalıyız.