İnsan koskoca bir unutkanlıktan ibarettir. Her
yaşanılanın üstünü nisyan ile örter. Ayağında geçmiş türkülerden bir pranga
ile kayıtsızlık dağına tırmanır her defasında. Uyandığında o derin tutulmaların
ardından; dağın doruğu ile dağın eteği arasındaki mesafededir, kırıklıkları ve
de kayıpları. İnsan her yol öncesi birçok ses içinde kendi hakikatini
kaybediyor, yolunu kaybediyor. Ama ile başlayan cümlelerin öncesi kayıp,
sonrası derin izlerle doludur. Yavaş yavaş bir ama ile başlayan cümleye doğru
yol alıyoruz, toplum olarak. 7 Haziran öncesi yine şarlatanlar, göz
boyayıcılar, korku pompalayıcılar, unutkanlık ekenler gün yüzüne çıkmaya
başladı. Hadsizlik denizinde kendini kaybetmiş bu hissizler ancak göz bağlayıcı
soytarılardır. Cürümleri çok, yerleri yoktur. İnsanız aldatılmaya müsaitiz.
İnsanız acı çekmeye müstehakız. Çünkü onlara göre bizler dünya da işlevsiziz.
Onlar, Biz bu dünyaya başkalarını mutlu etmeye geldik. Başkaları niye geldi,
onu hiç bilmiyorum ** sözünü bizlere hatırlatıp, krallarına çok yaşa çekmeye
devam ede dursunlar. Biz inanıyoruz ki, insan akleder. Ve insanın kalbi ve
vicdanı bütün karanlığı deler.
İstedikleri, Tek biçimlilik bu kez olmayacak. Çünkü
renkler o kadar parlak ve çok ki, insana dayatılan Tek biçim ve Tek Güç
anlayışı artık miadını doldurdu ve de veda turlarını atıyor. Neyi savunduğunu,
neden savunduğunu; neye karşı olduğunu, neden karşı olduğunu unutmamalısın.
Hikmet, adalet, özgürlük ve sorumluluklarını unutmadan sevgi, ilgi ve
kadirşinaslığı elden bırakmadan, yürüyüşüne leke sürdürmeden yürüme eylemine
devam etmelisin. Sen en güzel biçimde yürüdükçe, yürüyüşüne adımlarını ortak
edecek milyonlarca güzel insan da yürüyüşüne ortak olacaktır. Kinden,
nefretten, ötekileştirmeden, insansız ve insafsızlaştırmadan güzel yürü.
İlkelerine ihanet etme ki, kazanasın. İlkelerinde tutarlı ve ahenkli ol,
yürüyüşün dünyanın en güzel melodisini bıraksın ardında. Ağızlarda hep
söylenecek marş ol, şarkı ol, türkü ol! Olduğunun en iyisi ol!
Bırakın bütün ekranlar tek renk, tek tip olsun. Çok takipçili troller alık alık algı yönetsin.
Bırakın köşe tazıları zıplasın, gün doğuyor. Yüreğine yara düşmüşlerin elbette söyleyecekleri sözler var. Sayılarak,
bekletilerek, nereye gittiğini bilmeden, otobüslerle çağdaş köle gibi meydan
meydan gezdirilen taşeron çalışanlarının, okullardan servislerle meydanlara
taşınan İhl ve diğer okulların öğrencilerinin ve de neyi alkışladığını, neyi
yuhaladığını bilmeyen ekmeğinin derdinde olan garip guraba nın söyleyecekleri
sözler var. Meydanlarda yuhalatılan ötekilerin sözleri var. Ahı alınan
garibanların, emeği çalınan işçilerin bir sözü var. Ekranlardan inatla
dayatılan Tek biçim e karşı söylenecek çok söz var. Geothe nin dediği gibi
Bütün bağımsız adamlar yaşasın, sırnaşıklar kahrolsun! diyorum. İdeolojik
aygıtlarını topluma çevirmiş bütün partizanlar, unutmasınlar, her olanın bir
sonu var.
Siz bu kibir kulesine kanatta yapsanız, bu kibir ve kir
ağırlığını taşıyacak bir kanat yapamazsınız. Bu kuş o mağrur burnunun üzerine
hızla çakılmakta. Bunu göremeyen bandajlı gözler, emziğini kaybetmiş çocuk gibi
ortalığı ayağa kaldıra dursun. Bizler tercihlerimizin farkında, seçme
özgürlüğümüzü kullanarak en naif eylemi gerçekleştireceğiz. Sevgi ile güler
yüzle balkonlardan değil, gönül tellerinden sessizce helalleşeceğiz. Çünkü sözü
güzel kılanın özü de güzel olur. Bizi bir ara da söz tutar. Ve bizlerin sözü var. Sözü kaim kılanlara
selam olsun. Hoşça bakın zatınıza
.......
*Ahmet Uluçay, filminden
**W.H. AUDEN
Görmek istemeyenden daha kör kimse yoktur.
(Lao Tzu)
Taş Gemi
Bize Kadar
1- İz bırak yaşadığın belli olsun.
2- Başkasını iyi etmeye çalışma, iyi ol.
3- Birilerinin seni sevmesini bekleme, sen sev.
4- İnsanları zaman kaybı olarak görme. İnsanı anlamaya
çalış, anlatma.
5- Kısa çöpü sen seç. Zahmetli yüke sen omuz ver.
6- Ne kadar kızarsan kız. Oh! Olsun deme.
7- Kendinle barışık ol. Karışık olma, net ol.
8- Dağların anahtarını ara, uğruna hayatını feda edeceğin
bir ilken olsun.
9- Biraz katık, biraz ekmek yeter de, fikirlerini,
inançlarını satma.
10- Kendini bil, kendini anlatma.
Dağarcık
Aydınlık sabahları muştulayan ak horozlar ötecek
Yankılanacak geniş avlularda
Kuyuların çıkrık sesleri
Leylekler sağlam ayaklar getirecekler bana
Haritada bir yolun peşine düşüp
Çekip gideceğim/ Çekip gideceğim/Çekip gideceğim
Şimdilik ağrılar uyusun
Sancılar uyusun
Söğütler uyusun suda
(Ahmet Uluçay/Koltuk Değneklerinden Kanat Yapmak tan)