Dikkat ettiyseniz, yazılarımda ülkemizde cari siyasete pek bulaşmamaya çalışıyorum. O iş yazarlığın en kolay tarafı. Değil haftada iki yazı, günde on yazı yazabilirim. İşin kolaylığı, cari siyasetin kodlarının yerli malı olmamasından kaynaklanıyor. Nereye elinizi atsanız ecnebi malı. Salla gitsin… Mevcut iktidar bile sanki mevcut olanlar yetmezmiş gibi, “Bizi AB’ye alsınlar” diye ecnebilerle uyumlu çuval çuval kanunlar çıkarttı. O kanunlar çıkartılırken kaç kişi kaç tanesini baştan aşağı okudu Mesela şu zinayı serbest bırakan tasarıdan haberleri var mıydı Alın size bir yazı konusu… O bakımdan şahsen ben zor olanı seçtim ve bütünüyle, yüzde yüz “bize ait” olan, “bizim malımız” olan siyasetle ilgileniyorum. Bunu yazması da anlatması da çok zor. Zorluk, zihinlerin “yerli malından” uzaklaşmasından kaynaklanıyor. Yıllar yılı ecnebi olan “bizimmiş” gibi zihinlere nakşedilmiş. İnsanlarımız âdeta kendi değerlerini bütünüyle unutur olmuş. “Yahu bize has değerlerimiz var. Onlara bakalım!” diyorsunuz, “Ne diyor bu adam !” diyorlar. İnsanlar işin kolayına kaçar olmuş. Biz de öyle yapsaydık, her gün düzinelerle yazıya imza atardık. Ne gibi Meselâ:
AKP nasıl kuruldu, nasıl iktidara geldi Nasıl bütün seçimlerden birinci çıktı Bu bir sihir mi, keramet mi, istidraç mı, ilim mi, kabiliyet mi Bana göre partinin %98’i demek olan Sayın Recep Tayip Erdoğan, niçin Cumhurbaşkanlığına Binali Yıldırım Bey gibi emin birini seçtirip kendisi partinin başında durmadı Şimdi “Türk tipi başkanlık” isteyişinin arkasındaki temel sebep partinin ANAP’laşması endişesi mi Bir ağır ağabeyin durup dururken kendisinin seçilmesine ve mühim makamlara gelmesine vesile olmuş Sayın Erdoğan’a laf çakmasının sırrı ne Üç dönem sancısı mı tuttu da üç sayılık atışa kalkıştı Pardon, daha o üç sayılık atışı yapmadı. Onun için, “daha kral çıplak demedim!” dedi. Bundan sonra ne olacak
AKP’li belediyelerin halkın faydasına olan icraatlardaki asıl imza kimin Merhum Erbakan’ın beledi hizmetleriyle ilgili hazırlattığı projelerin ve çizdiği şablonun bu hizmetlerdeki rolü ne AKP’li belediyeler doğru bir hareketle, Saadet ve Fazilet partileri devresindeki hizmetleri mi örnek almaktalar
İşin içinde devletin kimin elinde kalacağı meselesi var. Meşru iktidarda mı, yoksa ecnebilerle bağlantısı olan karanlık ellerde mi Daha önce darbeler devrini yaşamış ülkemizde 28 Şubat’tan sonra yeni darbe teşebbüsü oldu. Müteşebbisler ülkemizi Mısırlaştırmak istediler. (Orada olup bitenleri hatırlayalım.) Ülkemizi Cenab-ı Hak korudu. Bu kesin. Vatanperver insanlar uyandı ve el ele verdi. Peki ülkeye bunu yapanlar dün kadrolaşırken niçin fark edilmedi Onların yaptığı fikrî ve inanca dair tahribatı önlemeye çalışan insanlara operasyon yapılırken niye seyredildi Sayın Yalçın Akdoğan Beyin dediği gibi, bugün Diyanet İşleri Başkanlığı niçin taşın altına elini koymuyor O yapının önde gelen isminin söyledikleri, yazdıkları yüzünden binlerce insanın inancı tehlikede. Diyanet İşleri Başkanlığı niçin ulema heyeti tesis edip bütün o yazılanları ve söylenenleri inceletip ilmî cevap vermiyor O yapının elebaşısının merhum Erbakan Hocaya düşmanlığı neden kaynaklanıyor (2 Nisan 2015 tarihli Yeni Şafak’taki “Gülen, Erbakan’a ‘asılacaksın’ dedi” başlıklı yazıya bakınız)
CHP niçin müzmin muhalif olarak kalıyor ve kalmaya mahkûm gözüküyor Doğu ve Güneydoğudaki sancıda hangi ülkelerin ve komitelerin parmağı var Kardeşleri kör dövüşe sürükleyenler ve el’an da sürüklemek isteyenler kimler
Görüldüğü gibi, yazılacak konu o kadar çok ki yaz yaz bitmez. Baksanıza düzinelerce kanallarda düzinelerle âkil insan gündem hakkında saatlerce konuşuyor, yine de laf bitmiyor.
Belki arada sırada biz de “işin kolayına” kaçarız. Bugünkü gibi bir “kolay yazı” patlatırız. Ama müsaadenizle biz işin zor tarafında kalalım. Bize takılacaklar bize yeter. Reyting umurumuzda değil. Varsın reytingimiz olmasın…