İnternet bağımlılığı bir sonuçtur. Peki, sorun nerede
Yakındığımız bu sorunun sebeplerine baktığımızda öncelikle anne babaların tutum
yanlışları öne çıkmakta.
Bugünün anne babaları için çocuğun internet kulanım
sorunu hala ikinci planda. Henüz iki bin yılından sonra doğan çocuklar dümene
geçmedikleri için sorun rafa kalkmış durumda.
Ebeveynlerin çocuklarından birinci beklentisi başarı.
Akademik başarı için gösterilen çaba, anne babada psikolojik bir rol ifa etme
etkisi doğruyor. Çocukların öğrenim görmeleri için harcanan para ve sarf
edilen emek zaten biliniyor. Ayrıca ebeveynin çocuk için duygu ve
düşüncelerinde saygın bir meslek kazandırma arzusu var. Bu duygu çocukla ilgili
gösterilmesi gereken bütün endişeleri karşılıyor. Kısacası günümüzün anne
babaları için başarı tek dert olarak yetiyor.
Özellikle akşam eve zihnen yorgun dönen babaların çocuğun
derin sorunlarıyla ilgilenmeye tahammülleri yok. Kaldı ki bu türden duyarlılıkları
dillendirenler azalmaya başladı.
Çocukların beklentisine gelince en az beslenme kadar
ihtiyaçları olan bir şeyler var. Aç kalan ruhların anne babadan talep ettikleri
var. Konuşmak, dinlenir olmak ve paylaşmak. Nasihat almak, yol gösterilmek.
Zayıf yanlarıyla dayanacakları bir şefkat duvarı gibi onlara yaslanmak.
Sürekli ertelenen bir duygusal etkileşim var. Aile
üyelerinin bir aradayken bile çok uzaktalarmış hissiyle yandıkları bir haldir
bu.
Bağımlı kişinin psikolojisinde gerçek hayatın dışına
çıkma isteği vardır. Bunu sorunlardan kaçmak için ya da keyif için yapabilir.
Bir çocuk defalarca anne babasının uyarısına rağmen bilgisayarın ya da daha
belalısı olan mobil telefonun başından kalkmaz. Bağımlıların yakalandıkları
iptiladan aynı şekilde kopamadıkları da bir gerçek.
O halde internet takıntılı çocuğunuz, ya içinde bulunduğu
gerçeklikten kaçmaya çalışıyor. Ya da edindiği eğlence ortamından ayrılamıyor.
İki seçenekten hangisi olursa olsun sonuçta gerçek hayata direnen bir çocuktur
sizinki.
Çevrimiçi olmak ne denli zevkli ise çevrimdışı olmak o
denli sıkıcı. Çevrimdışı olmak artık bağımlı için ekrandan uzak kalmakla eş
anlamlı.
Anne babaların huzurunu iyice kaçırmaya başlamasına
rağmen hala meselenin gelecekte doğuracağı sonuçları üzerinde yeterince
durulmuyor. Fizyolojik bir rahatsızlık gibi çözümün hastane de karşılığı yok.
Bu yüzden çaresizce akademik başarı üzerinde durularak bir çaba gösterme doyumu
sağlanabiliyor.
Uzmanlardan yardım alan ebeveynler sorumluluk almak
istemiyorlar. Ancak son derece mustarip bir halde çare arayışı var. Çocukla
internet nedeniyle çok gerilmiş durumdalar.
Anne-babalara konu hakkında farkındalık için bazı sorular
soralım. Öyle ya henüz sorunu çözecek bir ilaç bulunmadığına göre bazı
seçenekler gündeme gelebilir.
Mesela ebeveynin sorumluluğu dışında evde kim etki sahibi
olabilir Evinizde sürekli danışacağınız bir uzman bulunduramazsınız. Sizin
yerinize disiplin sağlayacak bir yaşam koçu bulunduramazsınız. Çocuğunuzu bir
süre bir yere bağlayamazsınız. Peki, çözüm ne olabilir
Bütüncül ebeveyn olmak dışında çözümü nerede aramalı
Ahlaki sorumluğu, çevresiyle ilişkileri ve kulluk sorumluluğunu, en az başarı
kadar önemseyen ebeveynler çözüme daha yakın.
SİZİN EBEVEYN TUTUMUNUZ HANGİSİ
Otoriter
Anne-Baba Tutumu
Otoriter tutuma sahip anne-babalar, kendisini toplumsal
otoritenin temsilcisi durumunda görür ve çocuğunun davranışlarını denetlemeye,
biçimlendirmeye ve değerlendirmeye çalışırlar. Çocuktan bir erdem olarak kabul
ettiği itaati beklerler. Her türlü kararı anne babanın kendisi verir.
Otoriter tutuma sahip anne babalar otoritelerini en
anlamsız ayrıntılarda bile kullanırlar. Bunun nedeni ergen çocuklarının
geçirdiği değişim değil taşıdığı anlamdır. Anne babanın iradesine bağlı
kalmadan kendi yaşam biçimlerine seçebildiklerini ispat etmek istemeleri
çatışma doğurur. Anne babaların gençleri sürekli kötülemeleri onlarda
düşmanlıklar geliştirebilmektedir. Gencin yaptığı her şeyi değersiz
bulmalarıyla ortaya çıkar.
Talimatlarına uyulmasını beklerler ve tartışma ya da
fikir ayrılığına teşvik etmezler. Tutumlarla ilgili yapılan araştırmalarda aile
içinde disiplini sağlamak için fiziksel ceza, tehdit gibi yöntemlerin
kullanılması çocukta kızgınlık ve öfke yarattığı için bu durumun çocuklarda
içselleştirmeyi engellediği, bu tutum yerine çocuklara mantıklı açıklamalar
yapmanın çocuklarda içselleştirme duygusunun gelişmesine yardımcı olacağı
belirtilmektedir.
Koruyucu Anne-Baba Tutumu
Aşırı koruyucu anne baba tutumunda çocuk aile içinde
çocuktan öte bir önemde ve konumda tutulmaktadır. Bu tutum çocuğu aşırı kontrol
etmeye varmaktadır. Anne-baba çocuğa ilgisinde ileri giderek hayatlarını ona
göre düzenlerler. Çocuğa olan bağımlılık hayat boyu sürebilir. Bu çocuk gelecek
yaşamında aynı koruyucu tutumu eşinden bekleyebilir. Koruyucu anne babalar
çocuklarına verdikleri önemle dilediği her şeyi edinmesini sağlarlar, onun
mutluluğu her ihtiyacını karşılamaktan geri durmazlar. Böylece çocuğun
kendilerine bağımlı olmalarını sağlayarak, insanlara karşı birey kimliğinden
yoksun, kendine güvensiz ve bağımlı olmalarına neden olabilirler.
Bu bağımlılık çocuğun yaşamı boyunca sürebilir ve aynı
koruyucu tutumu gelecekte eşine yansıtabilir. Aşırı koruyucu tutumun, çocuğun
kendi kendini yöneten bir birey olmasına engel olduğu, sosyal gelişimine ket
vurduğu ve bağımlı bir birey olarak topluma tutunmaya çalıştığı gözlenmektedir.
Bir gruba kendini katmak için, bazen toplum normlarının dışına çıktığı
görülmektedir. Anne babasının ilgi ve dikkatini sürekli üzerinde toplama
ihtiyacında olan bu tür çocukların, aile ortamı dışında sağlıklı ilişkiler
kurabilmeleri güçtür. Aşırı korunan, her durumda hoş görülmüş olmanın yarattığı
bağımlı ilişkiler içinde girişimci yetenekten yoksun olan bu çocukların
kendilerine güvenleri de yetersizdir.
Mutedil (Hoşgörülü) Anne-Baba Tutumu
Ebeveyn tutumunun hoşgörü merkezli olması yanında,
çocukların uyması gereken sınırlılıkları da vurgulayan bir modeldir. Demokratik
ana baba tutumunda bağımsız davranışlara hoşgörülü yaklaşımın, çocuğun kendine
güveneni artırmakta ve bir birey olarak kendini gerçekleştirmesine imkân
sağlar. Bu tutum sınırları bellidir. Belirlenen sınırlar içinde çocuk özgürdür.
Söz hakkına sahiptir. Sevgi ve destek görür. Böyle bir ortamda çocuk girişimci
bir ruha sahiptir. Özgüven edinir ve kendi kendine karar verip sorumluluk
taşımayı öğrenir. Hoşgörülü tutumun sergilendiği ortamda çocuk, benliğini
tanıma, potansiyellerini ortaya çıkarma ve kendini gerçekleştirme imkânı elde
eder. Çocuğu destekleyici anne baba tutumları, doğru ve yanlışlarıyla
kendisinin değerli olduğu ve sevildiği mesajını verir. Çocuk hayata olumlu
bakan, kendine güveni yüksek, çevresine karşı hoşgörülü, davranışlarının
sorumluluğunu alabilen bir kişilik geliştirir. Çocuğun karar verme surecinde bu tür olumlu özellikler onun bilgiye ve
bilgi kaynaklarına ulaşmada, karar verirken ortaya çıkan motivasyon kaybının
önlenmesi ve bireyin gizilgüç ve potansiyellerinin farkına varmasında önemli
rol oynar.