Kıskançlık Paranoyası

Abone Ol

Kuşku sağlıklı bir duygu değildir aksine sahibini yiyip

bitiren bir kurt gibidir. Bu hastalığa yakalanan eş, ortada hiçbir şey yokken,

eşim beni aldatıyor düşüncesine kapılıp iç dünyasında yoğun bir çatışma

yaşıyor. Doktorlar bu kimselerin ekseriyetinde paranoid kişilik bozukluğunun

görüldüğünü söylüyorlar. Vaktinde önlem alınmadığında kuşkular kişinin hayatını

tamamen ele geçiriyor ve bu kişi aklını ve iradesini kullanacak gücü

kaybediyor. Eşin kuşkusu zamanla saplantı haline geliyor, artık olmadık

şeylerden akla hayale gelmeyecek anlamlar çıkarıyor ve sürekli şekilde

aldatıldığını ima ediyor. Eşin çantası, giysileri, kullandığı eşyalar, gidip

geldiği yerler günlük kontrol ediliyor. Kıskançlık paranoyası kişinin hayatını

o kadar etki altına alıyor ki, kişi gerçekten aldatıldığına inanıyor.

Kıskançlık paranoyasına yakalanan kişi, hayal dünyasından çıkıp gerçekler

dünyasına geçemez hale geliyor.

Artık eşini gözetlemeye ve takip etmeye, soruşturmaya ve

kurguladığı senaryonun testini yapmaya başlıyor. Gün içinde sürekli eşine ima

ediyor ve sözlü saldırılarda bulunuyor. Kıskanç eş, eşiyle sürekli tartışıyor

ona şiddet uyguluyor ve gözdağı veriyor. Paranoya denen ruhsal bozukluğun kıskançlık tipinde kişi, sürekli

tenakuz halindedir. Eşi ile dışarı çıktığında sağa sola baktın, göz işareti

yaptın gibi imalarla hayatı çekilmez hale getirir. Kıskançlık hezeyanının dozu

arttıkça kişi eşini göz hapsinde tutmaya başlıyor. Eşin kıskançlığı çocukları

ve aile büyüklerini de etkilemeye başlıyor. Fakat kıskanç eşi ikna etmek mümkün

olmuyor. Kendisine yardım al diyenlere ben deli değilim, haklıyım diye

çıkışıyor.  Eşinin kıskançlığından

bunalan kadın bunu aile büyükleri ile istişare ettiğinde, kendisine her erkek

kıskanır katlanmalısın cevabı veriliyor. Bu durum kıskanç kocayı daha da

cesaretlendiriyor. Ve bir gün kurguladığı senaryoyu oynuyor ve eşini öldürüyor.

Kızlarının ölümünden sonra anne babaların ilk ifadeleri keşke müdahale etseydik

sözü oluyor. Fakat büyüklerimizin dediği gibi son pişmanlık fayda etmiyor.

 Kıskançlık

paranoyası ile evin tadını tuzunu kaçıran kişi bir şekilde tedaviye ikna

edilmeli ve bir psikiyatristten yardım almalıdır. Büyüklerimiz kıskançlık

paranoyasını sevgi kavramı ile ilişkilendirip sorunu görmezden gelmemelidirler.

Zira kıskançlık patolojik bir davranıştır, sevgi ise şefkatten beslenir. O

yüzden seven insan kıskanmaz aksine eşine güvenir ve inanır.