* Dış politikada mademki, geçmişe tamamen bir çizgi çekiyoruz…
* Dış politikada mademki, eski söylemleri tamamen bir kenara bırakıyoruz…
* Dış politikada mademki, “komşularla sıfır sorun” ilkesine geri dönüyoruz…
* Dış politikada mademki, ülkemizin ve bölgenin menfaatlerini göz önünde bulunduracağız…
* Dış politikada mademki, bundan böyle “global karanlık güçlerin” etkisini minimuma indirme kararlılığındayız…
O zaman, en azından “Suriye süreci”yle ilgili şunları da bekleyelim;
*Bu dakikadan itibaren, Esed yerine Esad denilmeye başlanacak...
* Bu dakikadan itibaren, Hüsnü Mahalli eskiden olduğu gibi yaygın ulusal bir gazetede yazmaya başlayacak...
* Bu dakikadan itibaren, en yakın zamanda TBMM'den bir komisyon Suriye parlamentosunu ziyaret edecek...
* Bu dakikadan itibaren, turizm mevsimi sona ermeden Suriye'den birkaç zengin işadamı Türkiye’ye tatile gelecek…
* Bu dakikadan itibaren, Hüsnü Mahalli beyin öncülüğünde Türkiye’nin önde gelen köşe yazarları Esad’la görüşme yapacak…
* Bu dakikadan itibaren, Türkiye ile Suriye arasında ticaret hacminin artırılması için her iki ülke gerekli adımları atacak…
* Bu dakikadan itibaren, her iki ülkenin de önem verdiği ve itibar ettiği bazı işadamları ülkeler arasında mekik dokuyacak, liderler arasında “iyi niyet” mesajlarını taşıyacak…
* Bu dakikadan itibaren, “ülkeler arasında duygusal bağlar yoktur, menfaatler geçerlidir” ilkesinden yola çıkarak, Recep Tayyip Erdoğan ve Beşşar Esad eski söylemlerini unutacak…
* Bu dakikadan itibaren, Türkiye’de bulunan Suriyeli göçmenler kafileler halinde ülkelerine dönmeye başlayacak…
***
Bu temenniler karşısında işte buradan haykırıyorum; keşke… Keşke… Keşke…
YAZICIOĞLU SUİKASTI NE ZAMAN AYDINLANACAK?
Gazeteci-yazar Nedim Şener, "FETÖ'nün Yazıcıoğlu cinayeti" başlıklı Posta gazetesindeki son derece ilginç yazısında, çarpıcı detaylara yer verdi, geçtiğimiz gün;
* SAAT 13.10: Yazıcıoğlu miting için helikopterle Sivas'tan Kahramanmaraş'a geldi.
* SAAT 14.30: Yazıcoğlu ve beraberindekileri taşıyan helikopter Kahramanmaraş'tan Yozgat'a gitmek için havalandı.
* SAAT 15.30: Helikopter Yozgat'a ulaşmayınca alarm durumuna geçildi. Arama çalışmaları başladı.
* SAAT 17.40: Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Dursun Özmen, Kayseri dâhil bölge illerine, "BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopterin K. Maraş’ın Göksun ilçesi, Ömer köyü Kazmadere mevkiinde bulunduğunu, Yazıcıoğlu'nun sağ ve ayağının kırık, diğer kişilerin de yaralı olarak Göksun Hastanesi'ne getirilmekte olduklarına dair" bir bilgi notu gönderdi.
Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir notu Kayseri Valisi Mevlüt Bilici'ye verdi. O da bunu BBP Genel Sekreteri ile paylaştı.
Böylece Kayseri Valiliği'ne atıfla Yazıcıoğlu'nun sağ olarak bulunduğu kamuoyuna açıklandı.
Üç gün sonra bulundu
Yazıcıoğlu ve gazeteci İsmail Güneş'in de aralarında bulunduğu kişilerin bulunması için en değerli saatlerde arama çalışmaları sonlandırıldı.
Bir süre sonra bilgi notunda yazılanın aksine enkaza ulaşılmadığı anlaşıldı. Aramaya ertesi gün yeniden başlandı.
Enkaz tam üç gün sonra 28 Mart 2009 günü öğle saatlerinde belirtilen yerin 115 km uzağında bulundu.
Herkes ölmüştü. Kazadan gazeteci İsmail Güneş'in yaralı kurtulduğu ve yaptığı telefon konuşmasında ortaya çıktı. Yazıcığolu da ilk anda sağ ve yaralıydı.
Ama ilk gün aramalara son verilmesi ve daha sonra aramanın yanlış yerlerde yapılması tam bir cinayetti.
Telefonda konuşabilen İsmail Güneş'in bulunduğunda çenesinin kırık olması ise gerçek bir cinayet deliliydi. Enkaz bulunduğunda helikopterden bazı parçalar sökülmüştü.
Belli ki birileri enkaza olaydan hemen sonra ulaşmıştı…”
***
Muhsin Yazıcıoğlu suikastı hakkında bir de bugüne kadar çok konuşulan bazı satır başlarına yer vermek istiyorum;
* Helikopterin düştüğü/düşürüldüğü mahalde bazı askerlerin kendi aralarında konuşmaları...
* Muhsin Yazıcıoğlu’nun kişisel cep telefonundaki hafıza kartının kaybolması...
* Radar görüntüleri neden bir türlü bulunamadı/bulunamıyor?
* Kaza kırım ekibinin helikopter enkazı üzerindeki oynamaları…
* Muhsin Yazıcıoğlu’nun suikasttan sonra, sürünerek belli bir yere kadar gelmesi...
* Helikopterin bazı parçalarının çalınması...
Yetkili ve ilgili makamlara buradan sormak istiyorum; tüm bu iddialar üzerinde gerekli adımlar bugüne kadar neden atılmadı?
YAZICIOĞLU AİLESİNİN BEKLEDİĞİ RANDEVU!
Gülefer Yazıcıoğlu... Merhum, şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi.
Yazıcıoğlu suikastı hakkında, CNN Türk’te Didem Arslan Yılmaz’ın programında bir hatırlatmada bulundu. Şunları anlattı;
“Tayyip bey o zaman başbakandı. Bizi ailece makama çağırdılar. Başbakan’a durumu anlatacaktık.
Biz görüşme için beklerken, o sırada bir yabancı heyetle randevusu çıktı, Tayyip beyin.
Tayyip bey makamdan çıkarken oğlum Furkan’ın omzuna dokundu ve “Bir hafta içinde biz sizi çağıracağız. Görüşeceğiz…” dedi.
Oğlum o zaman 17 yaşında idi. Şu anda 23 yaşında. Hâlâ bu görüşmeyi bekliyoruz...”
VATANIN DA YÜREĞİNE YAZILDIN BİLESİN!
Mustafa Holoğlu… 61 yaşında. Şair, yazar. 'Kırmızı Yağmurlar' adlı bir şiir kitabı bulunuyor.
Daha önce, Fatih Kısaparmak'ın seslendirdiği 'İki Gözüm İki Çeşme' şarkısının sözlerini yazan Holoğlu, 'Vatan Şairi' Namık Kemal'in yaşamını anlatan bir şarkı sözü de kaleme almıştı.
Holoğlu şimdi de, 15 Temmuz 2016 gecesi, darbeci General Semih Terzi’yi alnının ortasından vurduktan sonra şehit edilen Ömer Halisdemir için bir şiir kaleme aldı.
İşte Holoğlu'nun Şehit Başçavuş Ömer Halisdemir için yazdığı dizeler...
Mehmet’im...
Gökler gürlese yerler çatlasa
Şah damarı kopsa dünyanın
Cehennemler yağsa kasırgalar çıldırsa
Adın Ömer soyadın Halisdemir’se
Tarihin yüreğine kazındın bilesin...
Şahlandırdın ya al bayrağı
Şahlandırdın ya çuhalarda Mehmet’i.
Vardın ya Çanakkale’nin cennet-i firdevsine
Sürdün ya kurşununu namluya
Helalleştin ya komutanınla
Ve vatanınla
Kıskandırdın ya yiğitleri meydanda
Adın Ömer soyadın Halisdemir’se
Özel Kuvvetler’in de
Vatanın da yüreğine yazıldın, bilesin.
Sen, şehitler evladısın Ömer’im.
Sen, al bayrağa can verensin.
Sen, er oğlu erisin Anadolu’nun
Sen, Mehmetçiğisin aziz milletin
Sen, namususun ay yıldızın
Sen, özelisin vatan kuvvetlerinin
Ve sen yiğitler yiğidisin memleketimin.
Adın Ömer soyadın Halisdemir’se
Tarihe destan, hürriyetimize fermansın.
Dağlarda buz adam
Çöllerde toz adam
Vatanı kurtaran ŞAHİNlerdensin.
Al kanatlı bayrağımın yıldızı
Ak hilalin şerefisin Mehmet’im...
(Mustafa HOLOĞLU)