Keşke, ah keşke!..

Abone Ol

Erbakan Haftası içindeyiz...

Milli Görüş lideri, Refah-Yol Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı anma ve anlama haftasını idrak ediyoruz, bu yılki 'Gençlik ve Heyecan' mottosu ile...

Erbakan Hocamızın farklı yönlerini bu köşede zaten sık sık yad ediyoruz ama bu hafta içinde bunu daha sık yapıyoruz...

28 Şubat tarihi yaklaşıyor, malum!

28 Şubat darbesinin yaşandığı süreçte nelerin olduğu hepimizin belleklerinde...

Hatırlayalım lütfen!

Karanlık odakların Refah-Yol Hükümeti üzerine baskı kurmaya çalıştığı dönemler...

Ne yaptı, Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan?

Erbakan hoca önce ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ı TBMM’deki odasında ziyaret etti ve şu teklifte bulundu;

* “Biz size gerek ülkenin geleceği gerekse, Meclis çalışmaları konusunda yardımcı olalım. Siz de bize...”

Erbakan hoca, antidemokratik yasalar başta olmak parti kapatmaların önüne geçilmesi için Anayasa değişikliği teklifi götürmüştü, Mesut Yılmaz’a.

Mesut Yılmaz’dan hemen sonra da DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’i TBMM’de ziyaret etti, Hoca.

Çiller’e de, “Demokrasinin yerleşmesi ve Anayasa’da insan haklarına özgürlüklerine aykırı hükümlerin değiştirilmesi” için işbirliği teklif etti.

Görüşmelerinin ardından basın toplantısı düzenleyen Erbakan hoca, Türkiye’de insan hakları, özgürlükler ve demokrasinin güçlendirilmesine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, “Bunu Parlamentodaki bütün partilerin elbirliğiyle sağlamak amacıyla bu girişimi başlattığını” ifade etti.

Peki, sonra ne oldu?

Mesut Yılmaz, Erbakan hocanın bu teklifini görmezden geldi. Ve 28 Şubat darbesi döneminde yaşanan bildiğiniz bütün o antidemokratik baskılar, uygulamalar, zulümler, mağduriyetler yaşandı.

Erbakan Hocamızı bu önerisi Mesut Yılmaz başta olmak üzere diğer siyasetçiler tarafından kabul edilseydi bambaşka bir siyasi tablo yaşanacaktı...

Keşke... Ah keşke...

 

 

 

SAHİBİNİ BEKLEYEN MEKTUP

Recep Koçak...

1963, Çorum doğumlu.

İlkokulu Çorum merkeze bağlı Çakır Köyünde, Ortaokul ve liseyi Çorum İmam Hatip Lisesinde okudu.

1981 yılında girdiği Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden 1986 yılında mezun oldu.

Öğrenciliği devam ederken İslam Mecmuası’nda çalışmaya başladı. 1986 Eylül ayından 1990 yılına kadar İslam, Kadın-Aile ve Gülçocuk dergilerinin Ankara Temsilciliğini yürüttü.

1990’da İstanbul’a gelerek, İslam, Kadın-Aile ve Gülçocuk dergilerinin genel yayın yönetmenliği görevini üstlendi.

1994-1995 yıllarında Seha Neşriyat’ta Genel Müdür Yardımcılığı yaptı.

1998 yılında 7 ay süreyle Sağduyu Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi.

Akra FM’de Genel Müdürlük yaptı.

Sivil Toplum Kuruluşları'ndan Deniz Feneri Derneği’nde uzun süreden bu yana farklı kademelerde görev üstlendi.

Halen de Deniz Feneri Genel Merkezi’nde Yönetim Danışmanı ve Yönetim Vekili olarak hizmet veriyor.

Öte yandan internet sitelerinde yazılar kaleme alıyor.

Yıllardan bu yana tanırım, hep 'Recep abimiz'dir...

***

 

Yayımlanmış, Işığı Yanan Evler, Gülyarası, Sönmeyen Işık; Deniz Feneri adlı kitapları bulunuyor.

Akıl Fikir Yayınları’ndan çıkan bir kitabıyla ilgili birkaç satır iletmek istiyorum.

Kitabın adı; "Sahibini Bekleyen Mektup".

Kitap alanında dikkat çeken bir eser; Milli Görüş lideri, Refah-Yol Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın da feyz aldığı, ülkemizin manevi mimarlarından Mehmed Zahid Kotku Hazretleri başta olmak üzere önemli isimler hakkında bilgiler sunuluyor.

Prof. Dr. Esat Coşan Hazretlerinden, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Sabahattin Zaim, Rasim Özdenören, Ersin Nazif Gürdoğan, İbrahim Uğurlu, Fethi Gemuhluoğlu, Akif Emre, Mehmet Emin Er, Ahmet Mithat Coşan'a kadar çok sayıda isim hakkında öğrenmek istediklerimiz kitapta yer almakta.

“Sahibini Bekleyen Mektup”, “Bir Yusuf Masalı”, “Dünyamız İyi İnsanlar Eliyle Güzelleşir”, “Etiyopyalı Âdem ve Kırklar Mescidi”, “İki Güzel Âdem’in Hikâyesi”, “Kalk Balım Sahur Vaktidir”, “Kazakistan Notları”, “Ömür Geçer İyilikler Kalır”, “Görünmeyen Üniversite, Mavera’nın Güzel Adamı Nazif Gürdoğan” kitaptan bazı başlıklar...

Kitabı okurken yer yer şaşırıyorsunuz, bazen acı acı tebessüm ediyorsunuz ama çokça tefekkür ediyor, düşünüyorsunuz...

***

Kitabın arka kapağında şu satırlar yer alıyor;

"Bu kitapta okuyacaklarınız içerisinde hatıralar, iyilikler, güzellikler ve yürek titreten, göz yaşartan vefa örnekleri bulacaksınız. Kötülüklere dair içinizin sıkıldığı: “Ne olacak bu dünyanın hali!” hissine kapıldığınız zamanlarda, kitabımızdaki hikâyeleri okuduğunuzda o karamsar duygu yerini umuda bırakacak, “Dünyada iyi ki böyle iyi insanlar var. Yoksa yaşamak çok zor daha zor olurdu. Dünyamız böyle güzel, iyi yürekli insanlar sayesinde dönüyor” diyeceksiniz

Bunları düşündüğünüz de “iyilikler çoğaltılmalı” kanaati de içinizde yeşerecektir.   

İyilikleri çoğaltmak için öncelikle kendimiz iyi niyetli olmalı ve iyi insan olma çabamızı hep canlı tutmalıyız. Sonra da iyilikleri anlatarak ve yazarak yaygınlaştırmalıyız.

Yaşanmış iyilik hikâyeleri kulaktan kulağa, yürekten yüreğe dolaştıkça umutlar tükenmeyecek, bilakis güçlenecektir."

Recep abimizi tebrik ediyorum. Kitabın hayırlara vesile olması temennisiyle...

  

KİMDİR BU EMEKLİ AMİRAL?

ABD bundan yıllarca önce ülkemizi bir plan çerçevesinde işgal etmek istedi.

Bu plan ve projenin adı, Chester Projesi idi...

İki yazıda bu planın ayrıntılarını hatırlattım, siz değerli okurlarıma.

Şimdi son olarak, bu karanlık planın sahibinden de birkaç cümle ile bahsetmek gerekirse;

Adı; Colby Mitchell Chester…

Türkiye’yi işgal planını hayata geçirmek isteyen Amerikalı emekli Amiral. Meşhur ‘Chester Planı’nın sahibi.

Kimdir bu emekli Amiral?

New London, Connecticut’de doğdu. Şubat 1844 ve 1863’te ABD Deniz Akademisi’nden mezun oldu.

29 Şubat 1844 - 4 Mayıs 1932 tarihlerine ABD Donanması amirali.

 İç Savaş, İspanyol-Amerikan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı’nda görev aldı.

Chester’ın aktif hizmet kaydı, ABD Donanması ile 50 yıllık tam bir hizmet kariyerini tamamlamak için 28 Şubat 1909’a uzatıldı.

1917’de, I. Dünya Savaşı sırasında, Yale Üniversitesi ve Brown Üniversitesi’ndeki Donanma ROTC birimlerinin ilk komutanı olarak özel göreve çağrıldı.

1923’te Chester imtiyazıyla anıldı. 1932’de öldü.

---