Kesişen yollar ve yeni kabine!

Abone Ol

Yeni kabine açıklandı, hayırlı olsun. Günlerdir

bekleniyordu, hükümet kurma görevi verilmesini müteakip, ertesi gün bakanlar

kurulu listesi açıklanacaktı, olmadı.

Cuma günü beklendi. Son dönemlerde önemli kararların

açıklanmasında olduğu gibi borsa kapanışında liste ilan edilip, hafta sonu

devir teslimler yapılacaktı, olmadı.

Hafta başı Pazartesi olmadı, Salı olmadı. Artık pancar

kabak tadı verecekti ki nihayet Çarşamba günü bakanlar kurulu listesi

açıklandı. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, perde arkasında çetin mücadele ve

pazarlıkların yaşandığı, sonuçta bir tarafın teslim bayrağı çektiği, diğerinin

tek söz sahibi olduğu bir tür modifiyeli Divan-ı Hümayun ortaya çıktı.

***

İş dünyası kabineyi değerlendirmiş, yıkama yağlama faslı

malum. Sonrasında, kabine çok enerjikmiş enerji bakanlığına gönderme

yapıyorlar. Tabi aynı zamanda, Hükümet Enerji Bakanlığından sorulur demek

istiyorlar. Hükümetten sorumlu bakanlık!

Kabine oluşumunda Sn. Davutoğlu nun yolsuzluğa izin

verilmeyecek açıklaması/göndermesi ne kadar etkili oldu bilmiyoruz.

Şahsen ve yakından tanıdığım bir kaç tanesinin, ayakkabı

numarasından başka ne numaraları pardon maharetleri var bilmiyorum. Örnek mi

İlk defa bir uçak seyahatinde karşılaştığım, kabadayı tipli mafya babası

korumasını andıran, oturması, konuşması, bakışı ve mimikleri faul, paltosu omuzundan

aşağı sarkan bir kişi(lik), şimdi geleceğimize yön verecek bir bakanlık

koltuğunda oturuyor! Aile dostumuz bir diğerine, beşeri hukuk, insani

münasebet gözeterek şimdilik sadece başarılar diliyorum.

Yine Beştepe ye yağcılık ve ispiyondan sorumlu, sıralı

bir yardımcı!

***

Sosyal medyada da alay konusu olduğu gibi, hastane sahibi

Sağlık Bakanı, enerji şirketi sahibi Enerji Bakanı, oğlu gemi filosu sahibi

Denizcilik Bakanı ve daha niceleri.

Ne günlere kaldık, dışardan bakınca hükümet

özelleştirildi de bunlar mı satın aldı sorusu zihinlere çarpıyor.

Bir açık bir kapalı, ne şiş yansın ne kebap!

Tek adamlık ya da Başkanlık kabinesi deseler de... Sn.

Başbakan ın söz ve inisiyatif sahibi olmadığı bir hükümetin varlığı su götürmez

bir gerçeklik.

15 Eylül öncesi bizzat devreye girip rica minnet aday

ettiği ve ekonominin patronluğu sözü verdiği Babacan a bile yer bulamadı.

Üç dönemliklerin hacet kadarının aday yapıldığı, süs

bitkisi kadarının da temsil edildiği bir kabine.

Kendisi bundan önceki birkaç bakanlar kurulu toplantısına

davet edilmişti. Şu manzaraya göre, Saray da kabinenin seçkinlerinin

katılımıyla toplanacak Bakanlar Kurulu Toplantısına artık davet edilmez.

***

Eskiden bu tür işlerde denge falan gözetilirdi. Şimdi

hiçbir şey, kimsenin(!) umurunda değil. Listeye şöyle yukardan aşağı doğru bir

bakınca, çok değil, bir iki dönem öncesine kadar AKP ye oy vermeyen birçok

ismin yer aldığı görülür. Çiçekli Çelikli isimlerin olmaması güzel de bu,

etliye sütlüye karışmayacak adamlar istendiği içindir.

Anlayacağınız ağır abiler, köprüyü geçene kadardı. 1

Kasım da hatamızı anladık dediler, 24 Kasım da gene bildiklerini okudular.

Dindar kitle açısından ise, Milli Görüş kökenliler var

diyerek kendilerini avutacakları isim neredeyse kalmadı. Ya da yolu Milli Görüş

camiasıyla kesişmişlerin en az olduğu çağdaş kabine

Bence kabinenin en dikkat çekici yönü 5. Parti

doğurmasıdır. Anlaşılan kamuoyundaki söylentiler çok ciddiye alınmış ki,

Gül-Arınç grubuna yakın olabilecek herhangi bir isim listeye alınmayarak,

bölünme kapısı açılmıştır.   Son olarak

evlatları neyse de, Sn. Bakanların cvlerinde yer aldığı kadarıyla birçoğunun

yolunun, o ya da bu şekilde İngiltere de kesişmiş olması tesadüf müdür

Aklıma takıldı da!