Kendinden zuhur intifada

Abone Ol

Yeni intifada var mı yok mu tartışmalara devam ederken bir taraftan da Kudüs ve çevresinde yaşanan fiili durumu ifade edecek kelime, ifade aranıyor. Yeni durumun tanımı konusunda farklı değerlendirmeler var. Bununla birlikte kesin olan bazı hususlar da yok değil. En kesin hususlardan birisi bunun lideri olmayan yeni bir intifada türü olmasıdır. Kati hususlardan bir diğeri ise yeni intifadanın muayyen bir lideri olmaması ve kendinden zuhur bir biçimde gelişmesidir. Filistin’de bölünmüş ve halkından kopuk liderlik halka önderlik yapamayınca halk bildiğini yapıyor. Mukaddesatının payimal edilmesi ve ayaklar altına alınması üzerine insiyaki bir biçimde eyleme geçiyor ve İsrail’e anladığı dilde karşılık veriyor. Bunun üzerine de taraflar suçu birbirinin üzerine atıyor. İsrail tarafı Netanahu’yu suçlarken Netanyahu ise şamar oğlanına çevirdiği zavallı Mahmud Abbas’ı suçluyor. Belki de zannınca Mahmud Abbas taşeronlukta kusur işliyor, yetersiz kalıyor. Bu durumda Mahmud Abbas’ın altı da üstü de kayıyor.  Hâlbuki Mahmud Abbas defaatle ifade ettiği gibi, yeni intifadaya karşı. Olması halinde bu siyasi olarak sonu olacaktır. Arafat, Aksa İntifadası sırasında zehirlenerek tasfiye edilmiştir. Belki de Araplar ve İsrail ortaklaşa bir şekilde Mahmud Abbas’ı yerinden ererek yerine Muhammed Dahlan veya benzeri bir ismi getirebilir. Pısırık buluyorlar. Ama bu defa yangın daha da büyür, kontrol dışına taşar. Hain ve işbirlikçilerin tamamını kasıp kavurur.  Olan bitenler Filistinlilerin tahammül sınırını aştı. Patlama noktasına geldi. Yeni intifadanın isabetli tanımlamalarından birisini CNN yaptı. Tim Lisler CNN adına yazdığı bir makalenin başlığını şöyle koymuştur:  In Jerusalem, the `auto intifada’ is far from an uprising.  Başlıktan anlaşıldığı gibi, kendinden zuhur intifadanın (oto intifada) henüz ayaklanma aşamasından uzak olduğunu ifade etmektedir. Bununla birlikte yine de olan bitene `oto intifada’ sıfatı takmıştır.  

*

Arap tarafı da oto intifada yerine ferdi veya bireysel intifada ismini kullanıyor.    Adnan Ebu Amir gibi Arap yazarlar bu oto veya kendinden zuhur intifadaya ferdi eylemler diyorlar. Bunun anlamı şudur: Arkasında bir örgütün veya yapının bulunmadığı ve dolayısıyla sistematik olmayan yeni bir durumla karşı karşıyayız. Bu durum yaşananları kontrol dışına çıkartabilir ve İsrail’e daha büyük zarar verebilir. Bu itibarla The Guardian gazetesi lidersiz intifada döneminin İsrail açısından daha büyük tehditler veya meydan okumalar içerdiğini kaydetmektedir. Herkesin en büyük merakı bu süreçte ferdi eylemlerin dini bir cepheleşmeye yol açıp açmayacağıdır. Mahmud Abbas meselenin dini hale getirilmemesi gerektiği üzerinde duruyor. Bununla birlikte mesele sadece yeni yerleşim yerleri kurmak olsa siyasi bir mesele olarak kalabilirdi. Bununla birlikte İsrail sürekli olarak Mescid-i Aksa’nın statüsünü aşındırıyor ve günlük ihlallerle kutsal mekânı seyyar bir havraya dönüştürmek onun ötesinde yıkarak veya kenarında bir sinagog kurmak istiyor. Davud Aleyhisselam’la alakalı hayallerini Aksa’yı yıkarak gerçekleştirmek istiyor. Bu siyasi midir yoksa dini mi Bunun neresi dini değil Başkasının mabedine tasallut ediyorsunuz aynı zamanda meseleyi siyasi zeminde tutmak ve dondurmak istiyorsunuz. Dolayısıyla Arap liderleri halklarını uyuşturuyorlar.  Kimi kandırıyorsunuz Mesele dinidir ama Mahmud Abbas gibiler siyasi olarak görmek istiyorlar.  Sanki mesele siyasi boyutla sınırlı kalsa çözüm bulabiliyorlar   Yapmak istedikleri sadece Müslümanları teskin etmek. İsrail bildiğini okusun biz ise sükunetimizi bozmayalım havasındalar. Zaten susa susa mesele bu aşamaya gelmedi mi   Burada kurulu Arap rejimlerinin ihaneti ortaya çıkıyor. Yapmak istedikleri bunu örtbas etmektir. İsrail’in fiili ortakları haline gelmişler, ortaklarına nasıl ses çıkarsınlar

*

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu sinagog baskınını kınamıştır. Eğer bu eylem kınamayı hak ediyorsa İsrail her gün, her saat, her dakika ve her saniye kınanmalıdır. Zira sürekli olarak Aksa’nın ve benzeri yerlerin hürmetini ihlal ediyor. Filistinlileri kınamak vurun abalıya refleksidir ve Türkiye’ye yakışmaz.  En azından bazen susmasını bilelim. Filistinliler Aksa ihlalleri, yerleşimcilerin cinayetleri karşısında yüreklerini nasıl soğutsunlar Başka bir yolu varsa Mevlüt Çavuşoğlu buyursun, yol göstersin!