Dünya

Kazandığımız çok önemli bir zafer! Neden bayram olarak kutlanması bırakıldı? İşte o zafer ve işte o gerekçe!

Kut’ül Amare zaferi... 1. Dünya Savaşı‘nın en önemli muharebelerinden biri…

Abone Ol

Bir cihan devleti olan Osmanlı Ordusu, Kut-ül Amare muharebesi ile Çanakkale Zaferinden hemen sonra İngiliz birliklerine karşı ikinci büyük darbeyi de vurdu.

Ama ne darbe…

Yıllardır unutulmayan bir muharebe ve yıllardır İngilizlerin hala diş bilediği bir Osmanlı zaferi…

Kut-ül Amare zaferi, Türkiye‘de 1952 yılına kadar Kut Bayramı olarak kutlanmaya devam etti.

Ancak Türkiye‘nin NATO‘ya üye olmasının ardından İngilizler, bayramın kaldırılması için baskı yaptılar.

Baskılar üzerine de Türkiye, bayram kutlamasına son verdi.

İngilizlerin baskısı o kadar yoğundu ki Kut-ül Amare zaferi ve Kut Bayramı‘na yönelik tarihi bilgiler, okullardaki tarih kitaplarından bile silindi.

Unutturulmak istendi.

***

Kut-ül Amare zaferinin en can alıcı yanını bir kez daha hatırlayalım;

Zaferin ardından Halil Paşa, 6. Ordu'ya yayımladığı mesajda, şunları kaydetti:

* "Orduma: Arslanlar, bütün Osmanlılara şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte 'Osmanlı sebatının, İngiliz inadını kırdığı' birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz."

"Bu zaferin en büyük şan ve şerefi, böyle bir vakayı İngiliz tarihinde ilk defa Türk süngüsünün kaydetmesindedir"

18. Kolordu Komutanı Miralay Kazım Karabekir de "Tarihimizin iki yüz seneden beri yad etmediği böyle bir zaferi bize lütfeden Cenabıallah'a şükredelim" ifadesini kullandığı emir yazısında, şunları kaydetti:

* "Bu zaferin en büyük şan ve şerefi, böyle bir vakayı İngiliz tarihinde ilk defa Türk süngüsünün kaydetmesindedir. 18. Kolordu'nun aslan yürekli erleri, Cenabıallah'a secdeye kapanalım. Bu akşam şehitlerimize Fatihalar, Tebarekeler, Yasinler okunsun. Gaziler birbirine sarılsın, birbirini tebrik etsinler. Ben de bugünkü Kut'ül Amare Bayramı vesilesiyle sizin pak ve yüksek alınlarınızdan kemali hürmet ve samimiyetle öperim."

Kut-ül Amare Zaferi’ni unutmayalım...

İNGİLİZ ASKERLERİ NE DEDİLER?

110 yıl önceki Osmanlı zaferi Kut-ül Amare konusunda İngiliz askerlerine dedi?

"Kut kuşatmasında yer alan İngiliz askerleri Onbaşı F.G. Ponting ve Er R.G. Hockaday, başlarından geçenleri 1963'te BBC'ye anlatmıştı.

Hockaday, Selman-ı Pak muharebesi diye adlandırılan mücadeleyi şu sözlerle tanımlıyordu:

"Savaş alanı düzdü, ağaç görünmüyordu, ara ara çalılıklar vardı, sonra kum o kadar yumuşaktı ki ilerlemeyi zorlaştırıyordu. Yaklaşık 300 metre ilerledikten sonra ateş açtılar. Sanırım, onlardan daha çok kayıp verdik. Yarımız kadarı vurulmuştu ama Türklere şapka çıkartıyorum, Türkler iyi askerlerdi."

Bu yenilgi üzerine aylar önce ele geçirdikleri Kut kasabasına geri döndüler. Kut bugünkü Irak sınırları içinde ülkenin doğusunda yer alıyor.

Ancak Osmanlı Ordusu tarafından takip edildiler ve böylece tam 110 yıl önce, 27 Aralık'ta tarihe Kut-ül Amare Kuşatması diye geçecek muharebe başladı...

Onbaşı Ponting şöyle anlatıyor:

"Kut çok düz bir yerdi, tıpkı bir masa gibiydi ve siper kazmaya başlamamız gerekiyordu. Ertesi gün bize top ateşi açmaya başladılar ve siper kazmak zorunda kaldık. Her şeyi kullandılar, top ateşi, tüfek ateşi, makineli tüfek ateşi. Kut bir siperler labirentiydi."

Hockaday de kuşatmayı "Yerin altına indik ve neredeyse beş ay boyunca yer altında kaldık" diye özetliyor.

Hockaday ayrıca kuşatma altındaki zorlu yaşamı da anlatıyordu.

"Su almak için Dicle Nehri'ne inmek zorundaydık ve yiyecek de çok azalmıştı. Tayınımız günlük 110 gram ekmek ve 700 gram yulaftı. Katırlar ve eşekler bizden daha iyi besleniyordu."

Sabadikari de Kut'taki gönüllü Hint askerlerinden biriydi.

Sabadikari: "Mermi ve top mermileri çevremize dolu gibi yağıyordu. Birçok kişi öldü, birçoğu yaralandı. Her tarafta insan ve hayvan cesetleri vardı. Çok sayıda yaralı siperlerin önündeki dikenli teller boyunca yatıyordu. Bazı siperlerde, dört veya beş ölü askerin uzuvları birbirine karışmış haldeydi. Türkler, Hintler, İngilizler, Gurkalar, hepsi bir aradaydı."

Nisan 1916'ya gelindiğinde, beş aylık kuşatmanın ardından General Townsend teslim olmaktan başka çaresi olmadığına inanıyordu..."

BAYRAM OLARAK KUTLANMASINDAN NEDEN VAZGEÇİLDİ?

Şu bilgi de oldukça çarpıcıdır;

Kut-ül Amare zaferi, 1952'ye kadar bayram olarak kutlandı ama NATO'ya girilmesinin ardından bu uygulamaya son verildi.

---