Kayıp çocuk

Abone Ol

Kucağıma aldığımda iki buçuk kg bir bebekti. Hayatımın en mutlu günüydü. Hayaller kurmuştum. Artık kalbin onunla atıyordu. Oğlum evimin huzur kaynağı idi. O büyüdükçe içim içime sığmıyor ve kendimi çok iyi hissediyordum. İlk adımını attığında sevinçten ağlamıştım. Her çocuk yürür bunda ne var diyebilirsiniz ama ben duygularını yoğun yaşayan bir anneyim ve bütün ilgimi evimin prensesine vermiştim. Oğlumun ilk sözü Allah olmuştu. Sonra tek tek sözcükleri söylemeye başladı. Oğlum büyüyordu ve her gün yeni bir süprizle karşılaşıyordum. O günler hayatımın gen güzel günleriydi. Bebeğim kucağımdaydı, ona dokunuyor ve hayatı onunla birlikte yeniden tanıtıyordum. Oğlum benim gönlümün prensesiydi.

Okula başladığı gün boynuma sarıldı anne ben büyüyünce doktor olup seni tedavi edeceğim dedi. Ben de ona sarıldım sana güveniyorum Prensesim dedim.  Oğlum okula başlamıştı ve ben hayattaki biricik varlığımın hayatla kurduğu bağı izliyor ve vaktin ne kadar çabuk geçtiğine bir anlam veremiyordum. Oğlum ilkokul son sınıfta iken eşimi kaybettim. O günlerde kendimi unuttum ve oğluma ölümü anlatmanın derdine düştüm. Babanın yasını birlikte tuttuk. Babanın ölümünden sonra oğluma daha çok bağlanmıştım. O bana büyük bir enerji eriyordu. Onu korumalıydım. Liseye kadar bunu başardığımı düşünüyorum. Ama lisede her şey ters yüz olmuştu. Oğlum artık benden ziyade arkadaşlarının yörüngesinde hareket ediyor ve eve geç geliyordu. Neden geç geldin dediğimde kıyametler kopuyor ve beni evden kaçmakla tehdit ediyordu. Onu kaybetmemek için susuyordum.

Lise 3 te oğlumun durumunda bazı değişiklikler olmaya başlamıştı. İştahsızdı, sabahları kalkamıyor, ve yüzüme donuk bir ifade ile bakıyordu. Yüzü soluktu gözlerinin altında morluklar oluşmuştu. Sağlık sorunu yaşayabileceğini düşündüğümden doktora götürmek istiyordum ama itiraz ediyordu. En son eğer beni incelemeye devam ederken evden kaçarım dedi. Ben de üstelemedim, desteğimi uzaktan sürdürmeye karar verdim. Ama birkaç gün sonra gerçeği öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Bir gün bir arkadaşı aradı ve oğlumun rahatsızlandığını söyledi. Koşar adımlarda çıktım ve ona ulaştım. Hastaneye götürdüğümde gerçeği öğrendim. Oğlum madde bağımlısı olmuştu. Hayatım gözümün önünde gelip geçti. Oğlumun bebekliği gözümün önüne geldi ve saatlerce ağladım. Onu koruyayım derken avuçlarımın içinden nasıl da uçup gitmişti. Oğlum hala tedavi görüyor….VE ben bir anne olarak şunu anladım ki sadece ailenin çabası yetmiyor, çocuklarımız için nezih bir toplum oluşturmakla da sorumluyuz.