Bugünkü başlığımız aslında "İsrail Mezalimi" gibi tüm gazetelerde gördüğümüz başlıklardan biri olabilirdi ve gerçekleri açık açık söylemek yerine ima yolu ile biz yazmıyoruz ama oradaki zulmü varın siz anlayın mesajı verebilirdi. Ancak "Cihadın en efdali zalime karşı hakikati söylemektir" ilkesinden hareketle İsraile hak ettiği şekilde itham etmek gerektiğini düşündük ki, bu başlığı kullandık.
Batının bu bölgeye Ortadoğu ismini koyduğu günden bu yana, İsrail sorunu neredeyse Ortadoğu tarihinin en büyük sorunu olarak hâlâ devam ediyor. İsrail yıllardır gerçek haydut devlet olarak bu topraklardaki eşkıyalıklarına hiç ara vermedi ve zaman zaman kana susamış bir şekilde savunmasız insanlara karşı taarruza geçerek insanlık suçu işlemeye devam ediyor.
Eminim bu durumdan rahatsız olmayan bir tane bile Müslüman yoktur ve hepimiz artık yeter demek istiyoruz. Ama yine hepimiz biliyoruz ki artık yeter demekle de yıllardır hiçbir şey çözülmüyor. Maalesef ortada amele döktüğümüz hiçbir şey yok. Sözlerimiz hayatlarını kaybeden masum insanlar için hiçbir şekilde fayda etmiyor, katil katletmeye devam ediyor. Sadece Filistinde değil dünyanın dört bir yanında zulüm içinde yaşayan Müslümanlar için bizlerin ne yapması gerektiği bir türlü netleştiremediğimiz bir soru olarak kafaları kurcalıyor.
Aslında bu sorunun cevabı İslamın kendi içerisinde yatmaktadır. İslamda tek amaç her zaman dini yaşamak olmuştur. Din, devlet de dâhil olmak üzere tüm kurumları kapsayarak en üst makamda yerini almıştır. Yani İslam, insan hayatının tüm aşamalarını kapsar, çok iddialıdır ve hiçbir açık vermez. İslami bir yaşam tarzını tüm insanlığa sunar. İşte burada yine devlet de dâhil olmak üzere her şey araçtır. Amaç İslam dininin kendisidir. Mesela Peygamber efendimiz hem devlet başkanı hem başkomutan konumunda olmasına rağmen bu sıfatların hiçbirini kullanmamıştır. Çünkü peygamberlik hepsinin üstünde ve hepsini kapsayandır.
Günümüz Yahudiliğinde ise tam tersi bir durumdan söz edebiliriz. Çünkü Yahudilikte tek bir amaç vardır: Yahudi devleti. Yahudiler bir zamanlar var olduğunu düşündükleri Yahudi devletini bugün yeniden kurmak istiyorlar. Onun için amaç Yahudiliğin kendisi değil, amaç sadece o devletteki dini yaşamaktır. Bu durumda Yahudilikte bugün dinin bir araç, devletin ise gerçek amaç olduğu bir idealden bahsetmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Özlenen bu devletin kurulması için ise ne icap ediyorsa yapılacaktır. Zaten bölgedeki İsrail sorununun merkezinde bölgedeki Müslümanların İsraili bir Yahudi devleti olarak tanımaması yatmaktadır. İsrail de Siyonist projenin nihai sonucu olan böyle bir devletin kurulacağı güne kadar bu amaçlarından asla sapmayacaktır.
Tekrar İslama dönecek olursak bugünkü yaşadıklarımızın tek sebebi, birçok üstadın ifade ettiği gibi İslamı doğru yaşayamamaktır. Bugün İslam kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. Maalesef günümüzün en büyük sorunu yukarıda da bahsettiğimiz gibi dinin devlete değil, devletin dine hâkim olmasıdır. Bu sorun aslında Hıristiyanlığın tüm Romayı etkisi altına alacağını gören bunun için Hıristiyanlığı devletin dini haline getiren Konstantine (ki kendisi aslında koyu bir Paganisttir) ve Şama kadar geldiğinde orada bu yapıyı tanıyarak İslam dinine de aynısını uygulayan Emevilere kadar dayansa da günümüzde çözüm bekleyen en önemli meseledir. Maalesef bu sorun günümüzde ulus-devlet anlayışı ile de iyice içinden çıkılmaz bir hal almıştır.
Bugün nasıl Amerikada WASP (White Anglo-Saxon Protestant) denilen gelenek tüm kamuoyuna hâkim ve bu geleneğin değerleri zedelendiğinde tüm kamuoyu çalkalanıyor ise, aynı şekilde Türkiyede de yıllarca Kemalist ideolojinin altında yok edilmeye çalışılan ama hala temel geleneği temsil eden bir Sünni İslam geleneği vardır. Tek amaç onun olması gerektiği gibi devleti kapsayan bir seviyeye gelmesine engel olmaktır. (Bugün onun Türkiyedeki tek temsilcisi olan Milli Görüş geleneğinin nasıl tasfiye edilmeye çalışıldığı ortadadır.)
İslamın egemen olmasını istemiyorlar, çünkü biliyorlar ki İslamın yeniden hâkim olduğu hiçbir devlet ya da toplum bugün Müslümanların uğradığı zulümlere kayıtsız kalmayacaktır. Bu sorun sadece Türkiyede değil, devletler halinde paramparça hale getirilen tüm İslam coğrafyası için geçerlidir. Ama hiçbir Müslüman merak etmesin ne yaparlarsa yapsınlar nasıl bir gün İslam tüm cihana yeniden hâkim olacaksa, İsrail de hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Yeter ki bugünü ve yanlışlarımızı doğru analiz edelim.