Trabzonspor, belki de birinci lige geldiğinden bu yana,
ilk defa bir maça, hem de Fenerbahçe maçına dokuz bilinmeyenli takımı ile
çıktı. Bu ne demekti Şu demekti; bu maçı rakip evire çevire kazanır, hatta
belki de fark bile atardı. Öyle ya sadece kaleci Onur ve sağbek Zeki eskiden
kalmaydı. Takım sporlarında en önemli avantaj kaynaşmış, birbirini iyi tanıyan,
arkadaşını görmeden ona pas katkısında bulunan oyunculardır. Oysa Trabzonspor
daha aynı masada yemek yememiş, sadece bir kerecik idmanda ter akıtmış ve de
hangi dilden bilmem merhabalaşmada sıkıntı çekenler takımıydı.
Karşı taraf Fenerbahçe mi Birbirini ezberlemiş,
birbirini görmeden, yani arkası dönüp ayağa pas yapanların takımı idi. Yani
takım sporlarındaki en büyük avantaj Fenerbahçe tarafında idi.
Bu tablolardan yola çıkalım. Trabzonspor ilk yarıda orta
alanda hep iki-üç oyuncu fazla bulundurmasına rağmen ki, bundan en ciddi etken
Ribas ın geriye gelmemesi ve Kuyt ın sakat Caner in önünü kollaması idi, ayağa,
öne koşu pası yapıp Fenerbahçe savunmasını da yerinden çıkartmak yerine uzun
pası tercih etti. Böylece Fenerbahçe rakibi hep uzaktan rahat karşılama imkânı
buldu. Kim bilir belki de Trabzonsporlu yeniler Fenerbahçe nin sürekli
övülmesinden çekinmiş olarak geri dörtlüleri ile mesafe bırakmamaya gayret
ediyorlardı. Bu görüntü aynı zaman Trabzonspor un kendi yarı bölgesinde daha
kalabalık bulunmasını sağlayarak Fenerbahçe pozisyon sunmadı.
İkinci yarıda ise Trabzonsporlu yeniler, sanırım Vahid
hocanın da uyarısı ile ilk yarıda yapamadıkları pasla öne gitmeyi sahaya
yansıttılar. Böylece pozisyon da buldular, hatta öne bile geçebilirlerdi.
Fenerbahçe ise rakibinin bu değişimine karşı boşalan bölgelere gizli elemanlar
kaçırmaya başladı. Topal da bunların başında geliyordu ki, biri direğe toslayan
ikisi de kıl payı dışarı kaçan üç güzel şut attı.
Bu maçta da ülkemdeki ünlü yorumcuların(!) ifade ettiği
gibi İsmail Kartal kardeşimiz satranç oynadı. O ne yahu Sow u çıkartıp orta
alanı Alper le fazlalaştırma. Sonra Diego yu alıp Webo ile yine forveti üçleme,
sonra da Emenike ye kement atıp ortalana yeniden Selçuk la takviye... Bu olsa
olsa satranç falan değil şaşkınlık, fal açmadır. Hani bir kere daha
yorumlarsanız yardımcı kelime bulayım dedim.
Neyse, maç patırtısız, gürültüsüz bitti. Hakemi mi HaberTürk ün
pazar gündüz programında parçalanışını adeta tekzip edercesine benden on
üzerinden on aldı. Bir daha böyle ayıp etmeyiniz televizyon bülbülleri. Sonra
Mustafa Kaplanlar çıkıverir vallahi! Sanırım Bülent Yavuz dostum da rahat bir
nefes almıştır(!)
Tabii merak ederseniz, Trabzonspor un yenilerini...
Fenerbahçe nin Diego sunu... Daha maçlar başlamadan Diego ile ilgili görüşümü
yazmıştım. Fenerbahçe ye uymaz, alışkanlıkları zedeler diye... Duymadım, pardon
ne dediniz Haaa kötü oyuncu mu Asla! Ver Galatasaray a o düzensizlik içinde
şakır şakır oynasın. Ama kurulu düzene uymaz. Bak; Atletico Madrid...
Trabzonspor da Waris harika... Yatabare çok iş yapar. Cezayirlileri ve
Constan ı zaten yazmıştım. Eh onlar belki de Diego kadar önemli kumaş değiller
ama yepyeni bir olgunun içinde kaynaşacaklar. Diego ise kaynaşmışlar içinde
arıza olacak...