Kararsız Kasımlar ülkesi!

Abone Ol

Halk arasında, “Kararsız Kasım” derler, her türlü konuda karar vermeye cesaret edemeyen, ya da verdiği kararları çok kısa bir sürede değiştirenlere...

Neden bu cümleyle girdim bugünkü yazıya... Önce şu yabancı futbolcu meselesinden başlayalım. Önce bir oyuncu ile başlamıştı, sonra ikiye, sonra da üçe çıkmıştı. Beş falan derken, altı içeride, iki kenar formülüne dönüldü. Devamla, 10 yabancı bulundurma ve altısını onsekizde gösterme ve gerisini ise eve-tribüne yollama düzenine geçildi. Buna geçilirken denildi ki, “Seneye 5+0+3 olacak...” Şimdi mi Her kafadan bir ses... Kulüpler Birliği denen ve olsa da olur, olmasa da olur kabilinden kuruldan da değişik sesler... Fenerbahçe, bir gün neyse o, bir gün serbest olsun raconu... Beşiktaş’tan ise hep neyse o... Galatasaray bol yabancılı düzenden yana... Kulüpler Birliği mekânında oturanları, yarın bir yerde konuyu tartışmaya alsanız, inanın dün söyledikleri ile o gün söyleyecekleri siyahla beyaz kadar farklı olur.

Bana bir ülke göstereceksiniz ki, benzeri bir kaos yaşansın. Ben bilmiyorum, bilgiye de her zaman ihtiyacım olur. Sakın bana kimse Avrupa Birliği dümeninden söz etmesin. Bakın bakalım Latin Amerika’dan gelenler için konulmuş kurallar kaç yıldır yaşıyor...

Peki, ne mi olmalı Federasyon dik duruyor gibi... Hayret ki hayret. Bari bunda dik dursun diyeceğim ama... Ama şu 0’ı haletsin de derim. Nasıl mı Yapsın 5+3 olsun bitsin. Aradan bir 0 atarsan ne olur ki Çünkü bendeki kulüpler hâlâ taş devrinde yaşıyorlar. Adam on yabancı alınabilir denince bu rakamı mutlaka dolduruyor. Ondan sonra da bazı yabancılar hiç oynamadan mangırı alıyor ve arkadaşları mücadele ederken onlar villalarında keyif çatıyorlar. Tabii mangırı bol olan kulüplerinkiler... Ama 0’ı kaldıralım. Hiç olmaz o yabancı sahanın kenarında olsun. Haaa 10 rakamını da 8’e çevirelim tabii ki bu arada... Yani sahadaki çoğunluk benim çocuklardan oluşsun. Zaten FİFA da, Cezayir’deki kongresinde bu konuda bir çalışma grubu kurmuş ve başına da Barselona’nın eski başkanı Laporta’yı getirmişti.

Konu ile ilgili son gelişmeyi dikkatle takip ettim. Yok yok olsa da olur, olmasa da diye nitelendirdiğim Kulüpler Birliği toplantısından değil, Fatih Terim’in Niasse için söylediklerinden açıyorum konuyu... Terim Hoca diyor ki, “Nasıl ki Aurelio bize çok faydalı oldu, şimdi de bu talebi olan Akhisarlı Niasse neden olmasın ” Olsun oluyorsa. Biz kafatasçı değiliz. Bugün siyah ırkla uzaktan yakından ilgisi olmayan hücrelere sahip nice Avrupa takımı siyaha boyanmış durumda değil mi Ama esas olan oyuncunun niteliği, niceliğidir. Aurelio bu ülkenin gördüğü en iyi ön liberoydu. Öylesi varsa, boynumuz kıldan incedir. Niasse, milli takımda oynama sınavını nasıl geçer bilemem. Sanırım Hamza Hoca kefil olacak. Sıfırda keyif sürüldüğüne göre, değişmezse ise, 5+0+3’de sürüleceğine göre bir Niasse denemesi yapmak zarar olamaz...

Sonuç olarak, federasyon hiç olmazsa bu konuda doğru ve aceleci davranmalı. Haaa az kalsın unutuyordum. Türkiye Futbol Direktörü ne düşünüyor acaba Öyle ya, ülkenin futbolu etiyle kemiğiyle kendisine bağlı duruma geldiğine göre, bence kararı o vermeli önce...