43 yıldır Milli Görüş’ü temsil ediyor. Ve bendeniz 23 yıllık bir abonesi olarak övünç duyuyor ve Hamd ediyorum
O şanlı “1”inci nüshasından bugüne kadar; asla süreçlerin rüzgarın da savrulmadı, zemine göre değişmedi. Rüzgârgülü olup, iktidarlara göre pozisyon almadı, egemenlerin ağzına bakmadı ve “besmelesine “sarsılmaz” bir sadakatle sahip çıkarak geldi bugünlere…
Milli Gazete büyük bir “zaferin” adıdır aslında…
Büyük bir zaferin adıdır derken, bu zaferin sahibinin de Milli Gazete okurları olduğunun özellikle altını çizmek istiyorum.
Erbakan Hocamızın deyimiyle; yeri gelip evine ekmek götüremeyen ama Milli Gazete’sini mutlaka götüren, her biri karanlıkta bir fener gibi parıldayan okuyucularına şunu ifade etmek istiyorum:
Milli Gazete’nin o “ümmet duruşuna”, zalimin zulmüne karşı o “şerefli direncine”, kimliksizleştiren-yozlaştıran küreselleşmeye karşı o “Hak Geldi, Batıl Zail Oldu istikametine” sahip çıkışınız inşallah insanlığın kurtuluşuna vesile olacaktır…
Saygı değer Milli Görüşçüler
Bilin ki, Milli Gazete okumak,
Bir seviye, bir seciye, bir sicil meselesidir.
Çünkü;
Milli Gazete; onurlu ve olumlu bir kimliktir.
Milli Gazete; bir simge, bir seviye ve bir mihenktir.
Milli Gazete; başlı başına bir medresedir, mekteptir.
Milli Gazete; bir netlik ve mertlik göstergesidir.
Milli Gazete; birikimdir, bilinçtir, bilgeliktir.
Milli Gazete; basın bataklığında biten bir güldür, bir güzelliktir.
Milli Gazete; mağdurların ve tüm mazlumların gözü, kulağı ve dilidir.
Milli Gazete okumak bir ayrıcalıktır, bir Özelliktir.
Ancak
Değerli Milli Görüşçüler…
Bugün “Tiraj, gazetenin mutlaka aşması gereken açmazdır” bu açmazın üstesinden ancak siz milli görüşçüler gelebilirsiniz…
Çünkü Erbakan hocamız Millî Gazete’nin muhteva olarak etkisi bir yana satış, tiraj olarak da ciddi bir etkiye sahip olmasını hep istemiş ve Milli görüşçüleri Millî Gazete’yi alma noktasında hep teşvik etmiştir.”
Ve gazeteye verdiği önemi bakın nasıl ifade ediyor:
‘Ah Millî Gazete 300 bin satıyor olsaydı 28 Şubat sürecini yürütenler acaba bu attıkları adımların hangisine cesaret edebilirlerdi?’ diyordu.
Bu ifade milli görüşçüyüm diyen herkese bir vasiyettir. İnanmış bir insana düşen vasiyetin yerine getirilmesidir.
Ey Milli Görüşçüler
Öyleyse şu söyleyeceklerime kulak verin, iyi dinleyin…
Önce bizler beyin ve yürek gramajımızı yükseltmek durumundayız.
Bunun için yüreklerimizi ortaya koyarak bugün bir şekilde abone olamamış kardeşlerimizi abone yapmış olalım.
Eğer maddi imkânlardan dolayı abone olamayan kardeşimiz varsa en yakınında ki Milli Görüş mensubu olarak onun aboneliğini karşılama durumunda olalım.
Komşularımızı bir şekilde gazetemizle tanıştıralım.
Ey Milli Görüşçüler
Önümüzde seçim var.
Hızlı bir maratona giriyoruz. Cephede malzemeniz olmazsa ne ile mücadele edeceksiniz.
Elinizde kovanız yoksa yangını ne ile söndüreceksiniz.
Feneriniz yoksa, karanlıkta nasıl yol alacaksınız.
Eğer milli gazete sizden siz milli gazeteden uzaksanız söyleyin bu çöl fırtınasında nereye tutunacaksınız.
Gördükleriniz baktığınız yere göredir. Olaylara hangi pencereden bakıyorsunuz.
Yoksa sizde hazan yaprakları gibi dökülenlerden mi olmak istiyorsunuz.
Hayır… Hayır… Hayır…
O halde gelin bugün bir karar verelim,
Milli Gazetemizin tirajını arttırmak için seferber olalım.
Nefret duygularının yoğun bir şekilde kullanıldığı kaygı verici bir üslubun oluşturduğu bu ortamdan kurtulup, Nefretin öfkeye dönüştüğü bu toplumsal cinneti hep birlikte söndürmeye, sevgi ve kardeşliği temin etmeye gayret edelim.
Biz, inandığımız davanın başarıya ulaşması ve insanımızın bugünkü zillet ve rezaletten kurtulması için gerekli gayret ve fedakârlığı göstermezsek, elbette başarıya ulaşmamız zor olacaktır.
***
Sen Mehmet Bey.. İkinci bir gazete almaya gücün yetiyor mu?
Öyleyse hemen şimdi bir kardeşine nefes ol, yürek ol ve bir abone formu doldur…
Seçim startını şimdi veriyoruz ve sonucun gazetenize verdiğiniz destek ve önemle eşdeğer olacağını bilmenizi istiyoruz.
Neden, çünkü hocamız ne diyordu, tirajı 100 bine çıkarın iktidarın anahtarını elinizde bilin.
Şuana kadar bir şekilde abone olamamış kardeşlerimizden abone olmalarını bekliyoruz.
Tek başına da olsalar, doğru yolda yürüyenler, menzili maksuda ulaşmışlardır
Ve… Mutlaka sadıklar kazanacaktır. Çünkü: “ Ve’l akibetü lil müttakin- Akibet Muttakilerindir. “ … vesselam…
Abdullah ERDOĞAN
Pendik / İSTANBUL