Türkiye, şaşırtıcı, hatta absürd olayların vuku bulduğu
bir yerdir öteden beri. Kuralsızlığımızdan, işi ehline vermediğimizden ve
hadiselere akıl-mantık çerçevesinde yaklaşamadığımızdan ötürü, hem trajik hem
de komik birçok olaya bir gün içinde bile rastlamaya alışkınızdır toplum
olarak. ilginç ve hatta. Aşağıdaki birkaç olay da birkaç günde vuku bulmuştur.
Hepsi de başlı başına hem çok ciddi hem de çok mizahi yanı olan olaylardır.
Trajikomik, kara mizah içeren hadiseler desek daha doğru.
Art arda vuku bulan çocuklara tecavüz olayları üzerine
eleştiri oklarının hedefi olan Aile Bakanı hakkında bir gensoru veriliyor
Meclis te. Bakan hakkındaki gensoru reddediliyor ve Bakan ı tebrik etmek
isteyenler (artık nasıl bir sevinçle doldularsa) tebrik kuyruğu
oluşturuyorlar. Adeta bir takı merasimi atmosferi Sanki Türkiye de her gün
kadınlara, çocuklara yönelik en iğrencinden taciz, tecavüz, saldırı eksik
olmuyormuş gibi bir tebrik kuyruğu Bu tebrik kuyruğu yaşandığı gün 3 yaşındaki
bir çocuk tecavüz yüzünden ölüyordu! Ne de olsa Türkiye de idareciler, hiçbir
şeyden sorumlu değildir. O makamlar neden dolduruluyor o zaman, soran yok.
Son birkaç haftada bile Türkiye nin her yerinden
çocuklara karşı cinsel istismar ve tecavüz haberleri eksik olmazken, tek
derdimiz Bakan ın gensorudan yüzünün akıyla çıkması çünkü! Çocuklara yönelik
rezil fiillerle ilgili herhangi bir söz bile etmeyen vekiller, tebrik kuyruğuna
girip en neşeli pozlarını takınıyorlar. Yahu bir tane vekil de çıksın ve mağdur
olan çocuklar için bir gayret göstersin. Kabul, bir vakıf, dernek veya her
neyse yargısız infaza kurban gitmesin, toptan suçlu ilan edilmesin ama şu
zavallı çocuklar için de birisi bir söz söylesin, birisi somut bir şeyler
yapsın, sahip çıksın. Meclis te tebrik kuyruğu gibi acayipliklerden önce
bunların yapılması gerekir!
Bir başka kara mizah hadisesi bir TV kanalında yaşanmış.
AKP li Galip Ensarioğlu, Başkanlığa halkı ikna etmemiz lazım. Bilgi kirliliği
var. Parlamenter sistem bizim işimize gelir. Hangi bakana, hangi yasa lazımsa,
biz bir hafta içinde çıkarıyoruz. Parlamenter sistem en fazla bizim işimize
gelir. Yasama, yargı, yürütme bizde. Bizim AK Parti hükümetini denetleme gibi
şeyimiz olabilir mi diye ilginç bir itirafta bulunuyor. AKP li anayasa
hukukçusu Burhan Kuzu da, Oğlan bizim, kız bizim niye denetleyelim diye
meseleyi özetliyor. Yani, Türkiye deki mevcut olan acayip durumu...
Denetimsiz bir hükümeti normal gören parlamenterler Toplum hukukun üstünlüğü
türünden söylemlerle oyalanırken, ortadaki hukuk adaleti değil, üstünlerin
hukuku nu işaret ediyor. Yani hakkın rızasına karşı bir hukuk sistemini
Bir diğer trajikomik hadise ise, 50 milyon kişinin kimlik
bilgileri çalınması Önce iddia deniyor, gerçek değil deniyor, sonra ise
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçiyor. Konuyla ilgili Başbakan
açıklama yapıyor. Bu gelişmelerden bir gün önce Ulaştırma Bakanı nın bunlar
eski haberler, 2010 daki haberi ısıtıp piyasaya sürüyorlar demesi işin kara
mizah yönü olsa gerek. Bakan ın bir gün sonra ise çıkıp bu olay gösterdi ki
seçim kanununda düzenleme yapmamız gerek demesi, bu çok ciddi meselenin basit
bir seçim kanunu düzenlemesi ne indirgenmeye çalışılması adeta.
Başbakan ın Benim evimin adresi bildirilmiş, sormuş
olsalar söylerdim. Misafir olarak gelmek isteyen varsa buyursun yaklaşımı ise
fazlasıyla naif ve hafife alan türden. Ve her zamanki gibi bunun da bir
sorumlusu yok. Çünkü Türkiye de artık böyle; hiçbir kötü olayın bir sorumlusu
yok! Bir günah keçisi bulunana kadar tabi
Son bir kara mizah notu daha: 95 yaşında bir adama eşini
bastonla yaraladığı için 3 yıl hapis verilen Türkiye de, 8 yaşındaki kızını
sevgilisiyle(!) fuhşa zorlayan anaya(!) fiil gerçekleşmedi diye beraat
verilmesi. Bütün bu olanlara kara da olsa ne kadar mizah denilebilirse tabii